DZIBE OSMAN

Semra Ademey Gürel
18.02.2006

Yıllardır böylesine güzel ve anavatanı anlatan bir yazı okumamıştım. Dzıbe Osman’ın yazısından dikkatimi çekenleri sizinle paylaşmak istedim.

Maykop. Bu güne kadar hiç anlamını merak etmemiştim. Meyve Köşesi anlamına geliyormuş. Orijinali de Mıyekhupe.

Batılı bir anavatanımız olduğunu tahmin ediyordum ama sigara konusunu okuyunca daha da emin oldum. Dbıze aynen şöyle anlatıyor: ‘’ Maalesef sigara kullanan bir hemşehriniz olarak bu seyahatimi yapmadan önce, hayatımda bu kadar sigara içmekten utanç duyacağımı inanın hiç hesaplamamıştım. Niye derseniz; Mıyékhuape’de yaşayan Rus ve Adige kökenli vatandaşlar içerisinde sigara kullananlar, gerçekten 2. sınıf vatandaş muamelesi görüyorlar. Aslında yerel yönetim tarafından alınmış herhangi bir cezai muamele yok bu konuda ya da ben rastlamadım. Ancak katıldığım her toplantı veya muhabbet ortamında sigara içmek için izin isteyen kişinin şahsımın olması beni ziyadesiyle rahatsız etti. Aile ortamı yaşayan yetişkinler kesinlikle evlerinin içinde sigara içmiyorlar, hele çocuklarının yanında asla. Sigara içmek isteyen bir vatandaş apartmanda yaşıyorsa nadiren merdiven boşluğunda, genelliklede apartmanın dışında sigara içiyor. İnanmayacaksınız ama evin içinde sigara içme alışkanlığı sergileyenler maalesef biz Türkiye diasporasından giden geri dönüşçü veya turistlerden başkası değil. Henüz bu medeni davranışı sergileyemeyen, üzerlerinde “Burada sigara içmenin cezası …. YTL’dir” diye boy-boy tabela ve afişlerin asıldığı Türkiye diasporasındaki halimizin yorumunu sizlere bırakıyorum. Dolayısıyla bu konuda anavatanda yaşayan kardeşlerimiz şikayetçiler bilmenizi isterim…’’

Daha önce sayın Seauhmann’ın Maykop notlarında da görmüştüm. Dzıbe Osman’ın da gözünde kaçmamış. ‘’Yollar, sokaklar ve caddelerin standardı belki de hayatınız boyunca hiç görmediğiniz türden. Kısaca bir sokağı tarif edecek olursam, (yalnız altını çizmek istiyorum cadde değil sadece sokağı) Kaldırımların genişliği yolun hem sağında hem de solunda olmak üzere yaklaşık dört metre olup, her dört metrede birde yetişkin ağaçlar mevcuttur. Araçların gittiği asfalt yolun genişliği ise en az yedi-sekiz metre genişliğindedir. Dediğim gibi bu tarif ettiğim sokaktır haaa, cadde ile karıştırmayın…

Sonra belki yine şaşıracaksınız ama öyle Türkiye’de alıştığımız türden yılan gibi yamuk-yumuk hiçbir sokak ve cadde görmedim. Hepsi sanki bir cetvelle çizilmiş gibi iki kilometre uzağı da görebilecek şekilde dümdüzdü. Herhalde bu da Mıyékhuape’nin Konya gibi düz ama Çukurova gibi verimli arazi yapısından kaynaklanmaktaydı.’’

Hemen hemen hepimizin şikayetçi olup, bir türlü uygulamadığımız, uygulayamadığımız sosyal bir problemi de notların içinde gördüm. Şaşırmadım. Çünkü, sigara evin içinde sigara içmeyen bir kültürden de bu beklenirdi. Merak ettiniz değil mi? Dzıbe’yi dinleyelim: ‘’(…)Bunun yanı sıra evlerde biriken çöpler genelde günün akşam saatlerinde bölgenize gelen çöp arabalarıyla alınmakta. Çöp konteyneri diye bir uygulama yok yani. Hem niye olsun ki? Her çöp arabası geldiğinde plastik poşetlerde biriktirdikleri çöplerini kendi elleriyle çöp arabasına atan bir medeni halkınız varsa, niye yönetim olarak onları da aynı Türkiye’deki konteynerlerin etrafında oluşan çöp dağlarına mahkum edesiniz ki?’’

Hoşgörü. Hepimizin hasret kaldığı kelime.

’’Kurban Bayramı’nda ise Cuma namazlarından farklı olarak Adıgey Müftüsü Yémıc Nurbiy eşliğinde cami içerisinde Devlet Başkanı Hazret Şovmen’in vekil tayin ettiği parlamenterin, en üst rütbeli subayın, sivil toplum örgütü liderleri veya temsilcilerinin bayram kutlama dilekleri de okundu. İnanmayacaksınız Papaz efendilerde bu kutlamaya bizzat katıldılar.’’ diyor Dzıbe. Eminim ki, Müftü Yemic Nurbıy’de Hıristiyan hemşehrilerimizin kutlamalarına katılıyordur.

Anavatanda yaşamak isteyenler için ekonomi her zaman sorun oluyordu. Fiyatları bilmiyorduk. Gördüm ki, son derece uygun fiyatlar.  Bu paralara burada ev kurmak mümkün değil. Zaten ben gitme imkanı bulsam oradan almak isterim tüm eşyalarımı. Anavatanımın kalkınması için bu çok önemli.

Kalemine sağlık Dzıbe Osman, senin gibi insanlarımızın sayısı artarsa ben eminim ki çok kısa zamanda kimsenin hayalini bile kuramayacağı bir duruma gelecek anavatanımız. Sana minnettarım Dzıbe.