YEMUZ Nevzat Tarakçı
25.02.2017
Ah benim mahzun ve kederli derneğim!
Yıllardır tanışırız.
İyi birer dost sayılırız.
Ortak acılarımız var, paylaşarak azalttığımız.
Mutlu günlerimiz var, birlikte çoğalttığımız.
Bakıyorum şimdilerde mutlu değilsin.
Dertlerin var yumak yumak!
En büyük derdin anlaşılamamak.
Yalnız bırakılmak.
KÜLTÜR HANE
Sen, buram buram kültür kokmalıydın.
Sen, kültür derdiyle dertlenen insanlarla dolup taşmalıydın.
Ama sen, gün oldu ticaret hane oldun.
Gün oldu okey hane,
Bir başka gün ibadet hane,
Bir bakmışsın sohbet hane,
Ama bir türlü kültür hane olamadın!
SENİ ANLIYORUM DOSTUM
Seni anlıyorum.
Derdinle dertlenmek istiyorum.
Bilirim kırgınsın, kızgınsın dostlara.
Samimiyetten uzaklaşanlara.
Sonra umursamazlığımız, vurdumduymazlığımıza.
Haksız da değilsin.
Kızsan da küssen de!
ÇIĞLIĞIN DUYULMUYOR
Yorgunsun.
Gün geçtikçe eriyorsun.
Dostların seni anlamıyor,
Çığlığını duymuyor,
Yarana merhem olmuyor!
Kızgınsın vefasızlığa.
Kızgınsın duyarsızlığa!
Kırgınsın umursamazlığa!
SENSİZ OLMAZ
Haydi bırak bu ümitsizliği!
Düzelt moralini.
Tazele ümidini.
Bak, yapacak çok iş var, sensiz olmaz!
DOSTLAR SENDE HAYAT BULMALI
Bak, köklü tarihin,
Soylu kültürün sana “Sen yaşamalısın!” diyor.
Sen, mazisin.
Sen âtisin.
Sen buram buram kültür kokmalısın!
Sen yaşamalısın!
Sevenlerinle dolup taşmalısın!
Kucaklaşmalısın!
Dostların sende hayat bulmalı.
Sevenlerin sende buluşmalı.
Seni anlayan nesil ümitle, moralle dolmalı.
Hayat seninle daha güzel olmalı!