ÇERKESLERİN KENDİLERİNE VE AİLELERİNE KARŞI GÖREVLERİ

TLETSERUK Nahit Serbes
27.02.2010

Her Çerkes’in kendisinden beklenenleri yerine getirmesi, ona kılavuzluk eden xabze bilgilerini hayata geçirmesinden ibarettir. Bu bilgiler uzun dönemlerden süzülüp gelen, Çerkeslik yaşayış geleneğini temsil eder.

Bir Çerkes kendisini, ailesini, sevgiyi ve saygıyı atlayıp, dış dünyayı öğrenemez. Sevgi ve saygı göstermeyi tek taraflı olmaktan çıkarıp; karşılıklı, insanlar arası ve aile içi bir görev olarak kabul eder. Adeta kargaşanın, taassubun ve fanatizmin yaşandığı günümüzde bu ihtiyaç çok daha önemli bir hale gelmiştir.

Çerkeslerin kendilerine karşı görevlerinin bazılarını şöyle özetlemek mümkündür: Bir Çerkes her türlü boş gururdan, kibirden kendisini arındırmalı ve kendisini başkalarından büyük görmemelidir. Çerkeslik yolunda olan her bireyin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun adil ve elverişli bir yaşam sistemini sağlama görevi vardır. Onun için, özellikle yalan söylememeli, sahte söz ve davranışlarda bulunmamalıdır.

Her Çerkes’in görevi, kendisine ve doğaya saygısı olan, iyi insan olmak, bu amaca aklın rehberliğinde, hoşgörü ve kardeşlik duygularını yücelterek ulaşmaya çalışmaktır. Çerkesler için çalışmak bir hak ve görevdir. Çerkesler, insanlığa yararlı eserler meydana getiren beden ve fikir işçiliğini, eşit derecede onurlu sayarlar.

Çerkes’in görevi, modern bir toplumun üyesi olarak daha önce edinilmiş yükümlülükler ve üstlenilmiş vatan, aile ve kişinin kendisiyle ilgili sorumluluklarıyla asla çelişmemelidir. Çerkeslik, çağdaş toplumun bir üyesi olarak taşımakta olduğumuz, sosyal ve bireysel yükümlülükleri tekrar etmekte ve perçinlemektedir.

Çerkeslik dünyada din, dil ve ırk ayırımı olmaksızın tüm insanların eşitlik ve barış içinde kardeşçe yaşayacakları bir sevgi düzeninin kurulmasını sağlamaya çalışmaktır. Çerkesliğin amacı; bilinen davranış kuralları aracılığı ile aşıladığı yüksek ahlak ilkeleri ve erdemleridir. Xabze, bu yüce ülküsünü insanlığın inşası olarak tanımlamış ve bu amaca düzenli bir şekilde ulaşmak için, tüm üyelerinin uyması gereken temel ilkeleri belirlemiştir.

Çerkes her şeyden önce başka düşüncelerin yardımına güvenmeksizin, kendi düşüncesine ve vicdanına danışacak; Başkalarının düşüncelerini elbette benimseyebilecektir. Ancak kendi mantık süzgecinden geçirmesi şarttır. Şahsen vardığı sonuçlara göre kendi kendini yüceltmeye, inşa etmeye koyulmalıdır. Bir Çerkes’in bunları gerçekleştirebilmesinin doğal şartı ise kendisine ve ailesine karşı görev anlayışını bilmesi ve korumasıdır.

Görülüyor ki, bu görevlerde başlı başına bir hayat programı vardır. Çerkeslerin kendilerine olan görevlerinin bazılarının cemiyetlerde gerçekleşmesi konusu çok önemlidir. İnsanların davranışlarını belirleyen başlıca iki husus vardır: biri Çerkeslik disiplini diğeri: “KAZANUKO Jebağı” prensiplerinin şart koştuğu düşüncedir. Çerkeslik her şeyden önce bir tekâmül okuludur. Bu nedenle, gelenekçi görünümüne rağmen statik değil, dinamiktir, evrenseldir.
Saygı ve sevginin tohumudur. Kendisine saygısı olanın ailesine ve başkalarına da saygısı olacaktır. Bu şekilde hayat kolaylaşacak; insanlar barışın ve kardeşliğin çizdiği yolda kendi istek ve menfaatlerini ön planda tutmayan, yani, “ben” olmayan, “biz” olan görev anlayışına kavuşacaklardır.

Toplumun temeli olan aile; Çerkesler için saygı, mutluluk, paylaşım, güven, birlik beraberlik gibi olguları içinde barındıran sosyal ve kutsal bir kurumdur. Xabze öğretileri, mensuplarından ülkelerine olduğu kadar, ailelilerine, yakınlarına ve insanlara karşı görevlerini yerine getirmelerini ister ve bekler. Çerkesler, çalışmalarını ailevi görevlerini hiçbir durumda aksatmayacak şekilde planlarlar. Bu çalışmaların, kendilerine, ailelerine ve işlerine zararlı veya engelleyici olmamasına özen gösterirler. Çerkes eşinin sıfatı, ”hemşire”dir. Toplumun temel taşı olan aile, Çerkeslik için ilahi bir kurumdur. İşte bu yüzden bir Çerkes’in “ben iyi bir insanım” diyebilmesi için eşinin saygısını sevgisini kazanması şarttır.

KAZANUKO Jebağı aileye görevler konusunda, titiz davranır ve şöyle der: Geç vakitlere kadar aileden uzak kalınmayacak; sarhoşluktan ve diğer kötü alışkanlıklardan kaçınılacak; böylece ailenin ihmale uğraması önlenecektir.

Büyük bir aile olan Çerkesliğin en önemli özelliklerinden biri, kara gün dostu olmasıdır. Önemli olan, bir kardeş veya o kardeşin ailesi kötü günler yaşarken, onun kardeşlerinin, ciddi ve yapıcı ilgisidir. Bu ilgi yoksa Çerkeslik de yoktur. Bu ilgi olmadan sevgi, saygı hakkındaki konuşmalar teoriden öteye gidemez. Aile üyeleri arasındaki ilişkiler, sevgi ve saygı bağına dayanır. Her yazımda belirttiğim için burada da tekrarlamakta yarar görüyorum. Çerkeslerin en büyük düşmanları, taassup, cehalet, kin, gurur ve ihtirastır. Cehalet, bunların en eskisi ve en kötüsüdür. Çerkesliği; kendisini geliştirmek amacıyla bir araya toplanmış kardeşlik zinciri, kardeşlik topluluğu olarak açıklayabiliriz. Çerkeslik, insanlığın yoğunlaşmış bir ön ibadethanesidir. Kendimize, ailemize, kardeşlerimize ve çevremizdeki insanlara karşı görevlerimizi yaptığımız takdirde, hem kendimizin huzurlu, hem de çevremizdeki insanların ve neslimizin mutlu yaşamasının garanti altında olduğunu göreceğiz.

Bir Çerkes’in ailesine karşı vazifelerini sadece “fedakarlık” ile ifade etmenin mümkün olmadığını 65 senelik yaşam dönemimde görüp anlamış bir kardeşinizim. Bir Çerkes, daha işin başında da iken ana ve babaya karşı saygı ve yardım, kardeşlerine şefkat, eşine tam bir eşitlik ve çocuklarına karşı da sevgi hislerini daima ön planda tutmalıdır.

Çerkes bir aile reisinin vazife ve mesuliyetleri başkalarına nazaran çok daha büyüktür. Bir Çerkes cemiyet içinde nasıl örnek bir insan olmak mecburiyetinde ise, ailesi içinde de örnek bir evlat, bir kardeş, bir koca ve bir baba olmak zorundadır. Çocuklarından saygı görmek istiyor ise, kendi ana ve babasına bunu göstermeli, eşinden şefkat ve sadakat istiyor ise, bunu da tavır ve hareketleri ile ona göstermelidir. Çocuklar bir yuvanın çiçekleri ve hatta hazinesidir. Onları çok iyi, çalışkan ve ahlaklı vasıflarla yetiştirip, tahsil ve terbiyelerini sağlamak her Çerkes’in görevidir. Bir Çerkes aile efradına karşı bir fazilet abidesi olmalıdır.

Sonuç olarak Çerkes, var oluşu iyi inceleyip-algılayıp yaşamını ve ilişkilerini bu inceleme ve doğru yönde uygulama,örnek olma sorumluluğunu, kısa sürede ve eksiksiz yerine getirmelidir. Ancak öncelikle ‘kendisine ve ailesine karşı sorumlulukları’ konusunda doğru sonuç almak zorundadır. Eş ve çocuklarının hürmet ve itimadını kazanmış olmak, esasen “Çerkes” kimliğini de kazanmış olmanın en temel ölçütüdür.

Ulu Tanrı’dan tüm insanlık görevlerimizi eksiksiz yerine getirme becerisini gösterme konusunda, bizlere yardımcı olmasını diliyorum.