BİZ DE IRKÇI MIYIZ YOKSA?

YEMUZ Nevzat Tarakçı
26.05.2007

Çerkes olmak bir kaderdir. Kaderle öğünmekse yanlıştır. İnsan, ancak tercihleriyle, emekleriyle övünebilir.

“En büyük belalardan birisi insanın kendini farklı görme arzusudur. İnsanlığın başına büyük felaketler bundan dolayı gelmedi mi? Kendini üstün arî ırk sayanlar dünya savaşlarına sebebiyet vermedi mi?”

Oysa kişinin “insanlar içinde bir insan” olduğu mülahazası ne erdemli bir düşüncedir.

Ne yazık ki, “Biraz mürekkep yalayanlar farklılık sendromundan kurtulamıyorlar, yoksa mürekkepte hastalık yapan virüs mü var?” 

Hal böyleyken genç nesli tarih şuuruyla, kültür bilinciyle, inancıyla yetiştirme gayretleri nasıl alkışlanmaz!

Ne dersiniz, Çerkesler de ı r k ç ı  m ı yoksa?

Bütün bayrakları çirkin, bütün vatanları ” Tu kaka ! ” gören, sadece kendi vatanı ve bayrağını tanıyan var mı aramızda?

Dünyanın merkezine Çerkesliği, onun da sıfır noktasına kendisini koyanımız var mı?

Var mı “güneş dil teorisi” mantığıyla dünyadaki bütün ırklar benim ırkımdan türemiştir diyen?

Sahiden ı r k ç ı mıyız yoksa?

“Irkımı, kültürümü çok seviyorum. Aynı zamanda dünyadaki gelmiş geçmiş bütün ırklara, farklı kültürlere saygı duyuyorum. Kültürümün dışındaki kültürlerin gelişmesi, yaşanması zenginleştirir dünyamızı.” diyebilmek, kalp, gönül ve zihin zenginliği değil mi?

Kimileri benlik ve enaniyetle mikro düşünürken, noktalarda, virgüllerde boğulurken, kimileri de gerçek milliyetçilik ekseninde, bütün insanlığı sevebilen, hayatın amacını doğru tahlil edebilen gençler yetiştirme gayretinde.

Yetişmeli,

Etrafını gören, çağa uyanan, açısı geniş gençler yetişmeli.

Ana dilini iyi bilmenin ötesinde farklı birkaç dil bilen gençler.

Yetişmeli,

Ailesine, çevresine, milletine hitap etmenin ilerisinde insanlığa hitap edebilecek bir mantığa sahip, mangal yürekli gençler yetişmeli!

Yetişmeli,

İyiye, güzele dair çok şeyin buğulandığı günümüz dünyasında bir ümit ışığı olabilen gençler yetişmeli! 

Her gün kendini, ırkını sayıklayan değil, zihnini ırkçılıktan, benlikten ayıklayan gençlere ihtiyaç var günümüzde.

Ne dersiniz ı r k ç ı mıyız yoksa?

İnsanların eşit olması gerektiğine inanmayanlar ne zaman anlarlar dünyanın içindeki en gerçek dünyayı?

Ne zaman anlarlar dünyanın herkes için bir misafir salonu olduğunu?

Aşağılananlarsa teselli bulurlar ölümle eşit oluşlarına.

Okunan her sela ile bir kez daha anlarlar eşitliğin esprisini!

Dünya,

İnsan hakları sözleşmesiyle,

İnsan hakları mahkemesiyle,

İnsan hakları evrensel bildirgesiyle,

Etnik köken ayrımcılığıyla mücadele çalışmalarıyla,

Ulusal azınlıkların kültürlerinin, dinlerinin, dillerinin ve geleneklerinin, korunması, geliştirilmesi çalışmalarını sürdürürken ( cılız da olsa)

Suyu tersine akıtmaya çalışmak çağdaşlık olmasa gerektir.

Düşünce, vicdan ve din özgürlüğünün,

Medyaya ulaşım, program alma ve yayınlama hakkının,

Eğitim özgürlüğünün,

Sınır aşan temaslar ve iş birliğinin, kime ne zararı var!

Yüreğinden, merhameti, sevgiyi eksik etmeyen
kıskançlık ve kibirle tanışmayan, aşkla tanışan, sevgiyi kavrayan kişinin ne ilgisi kalır ı r k ç ı l ı k l a kibirle, gururla, kin ve nefretle.

Aşkla başlayan insan sevgisi, sudaki halkalar misali genişleyerek bütün insanlığı kucaklamaz mı?

Her insan gönül sahibidir.

Gönülse, bütün güzelliklerin toplandığı yer, sevginin aşkın dolup taştığı mekandır.

Gönül yıkmaksa en büyük suçtur.

Gerçek gönül sahibi, din, dil, ırk, cinsiyet, ayırt etmez.

Değil mi ki onlar da insandır!

Bütün gönüller Allah yapısıdır.

Bütün yürekler eşittir.

Bütün insanlık eşit olmalı.

Hiçbir Çerkes ı r k ç ı olmamalı!