BAYRAM, DUYARLILIKTIR!

YEMUZ Nevzat Tarakçı
28.07.2014

Cesetlerin bu kadar birbirine yakınken ruhların bu kadar birbirinden uzak olduğu, insanların bu kadar duyarsızlaştığı bir dönem bugüne kadar yaşandı mı bilmiyorum.

Bu kadar dertsiz, tepkisiz, bu kadar içtimai hayattan kopuk bir zaman dilimine şahit oldu mu acaba insanlık?

“Dünyanın çok acı çektiğini görüyorum. Ama bunun nedeni, kötü insanların uyguladığı şiddet değil, iyi insanların suskunluğu.” diyor Napolyon.

Günümüzde, yüreğinde insan sevgisi olan herkesi bekleyen dağ gibi sorunlar varken,

Çözülmesi hayati öneme sahip problemlerimiz çözüm beklerken,

Ortak stratejilerle tek yürek olamamışken,

Nedir bu bencilliğimiz, bu vurdumduymazlığımız, bu yalnızlığımız?

Nedir bu duyarsızlığımız ve tepkisizliğimiz?

Düşündükçe insan kahroluyor.

 

HAYATIN ANLAMI KALMIYOR!

Sen ey dertsiz, duyarsız, umarsız arkadaş, insanlığın önünde dağ gibi dertler varken sen sessiz, hareketsiz ve tepkisiz kalmayı tercih ediyorsun.

Sen adeta duyarsızlığı bir yaşam felsefesi haline getirmişsin.

Ne kadar duyarsız, ne kadar kayıtsızsın sen!

Kayıtsızlık demek, hayatın anlamını yitirmesi demektir.

Eşe, sevgiye kayıtsızlık, ilgiye kayıtsızlık, kültürel ve inanç değerlerine kayıtsızlık, şiddete kayıtsızlık, memleket meselelerine kayıtsızlık, emeğe kayıtsızlık, insanlığa kayıtsızlık hat safhadadır.

Elbette gelinen nokta, insanın kendi isteklerine, ihtiyaçlarına, iç dünyasına, mutluluğuna kayıtsızlıktır.

“Toplum sadece kendi gündelik hayatını kurmaya odaklanmış durumda. Neoliberalizm dediğimiz şey gündelik hayatta bizleri belli şeylere odakladı. Ekonomi ve gündelik hayata hapsolmuş durumdayız. Bunlarla uğraşmaktan toplumsal sorunlarla ilgilenemiyoruz. Gündelik hayat mücadelesi toplumsal sorunlarla ilgilenmenin, duyarlılığın önündeki en büyük engeldir.”

Kayıtsızlık “Hiçbir şeyi etkileyemem ve değiştiremem” düşüncesinin ürünüdür ve bu durum ilişkiler ve gelecek için en büyük tehdittir.

 

YA TARİHE, KÜLTÜRE, SANATA, İNSANLIĞA DUYARSIZLIK?

Biz olaya, kendi toplumumuz açısından baktığımızda bizim en büyük sorunumuzun da duyarsızlık, vurdumduymazlık olduğunu görürüz.

Bizi bu duyarsızlık yok ediyor!

Gençliğin başıboşluğuna,       dilin yok oluşuna duyarsızlık.

Öz değerlerimize duyarsızlık.

Kültürün eriyişine, neslin tükenişine duyarsızlık.

Bilmeyen, merak etmeyen, okumayan, araştırmayan gençlerimizin vahim durumuna duyarsızlık…

Hem de ibreler kırmızıyı gösterirken.

Kültürel değerlerimiz adına geri sayım başlamışken,

Yani kültür eriyor dil unutuluyorken,

Yok oluşun ayak sesleri kulakları tırmalarken,

Gençlik, kimlik ve kültür bunalımı yaşıyorken.

 

BAYRAM

Bayram, duyarlılık demektir, insani duygularla bezenmek demektir.

Bayram, kendi ruhumuzu, kendi manamızı, kendi değerlerimizi bir kere daha derinden hissetme anıdır.

Bayram, nezih ruhlardan kopup gelen tebessümler, selamlaşmalar, kucaklaşmalar, ikramlarla kardeşlik adına bize çok şey fısıldıyor.

Bu bayram, ulvî hislerle ruhumuzu coştursun, duyarlılığımızı arttırsın!

Bu bayram, özellikle ve öncelikle İslâm coğrafyasında din adına yapılan vahşetin sona ermesine vesile olsun!

Müslümanları, kavga etmeden, birbirini öldürmeden, insanca, paylaşarak yaşama şuuruna erdirsin, özgür dünyayı savaşlar karşısında daha duyarlı kılsın!

Bayramlar, savaşın, ölümün, acı ve ıstırabın günü değil tebessümle kardeşçe kucaklaşmanın, herkesle selamlaşmanın kutsal vakti olsun.

Bütün bir insanlık bayramlar sayesinde insanî değerlerle bezensin!

Bu bayram, kurumaya yüz tutmuş ruhlarımıza, neşe ve mutluluk dolu ümit çiçekleriyle güzellikler üflesin.

 

NOT:

Sıcacık bir gülümseme,

Ufacık bir hediye,

Kısacık bir mesaj,

Bir kucak sevgi,

İşte mutluluk, işte bayram!

Sevgili dostlara binler selam ve sevgilerimle.

İyi bayramlar.