ARZ OLUNUR!

Ali Çurey
23.01.2017

Sevgili dost ve kardeşlerime,

Çerkes insanının özgün kimliği ile, Çerkesçe bazı sözcüklerin anlam ve içeriğini (etimolojik) kapsayan bilgi hatırlatmasında bulunurken, kendimce yararlı olduğum zannı içindeyim. Ancak ısrarla belirtmek isterim ki, bu konuda kimseye veya kimselere akıl vermek, onu veya onları eğitmek gibi bir niyetim yok ve olamaz da.       Ne var ki, anlatım tarzım ve yazı üslubum gereği yanlış veya eksik anlaşılıyorsam, o da benim eksikliğimdir. Hazreti Ali der ki; “Hata etmeyen insan tekamül imkanlarından mahrumdur”. Bende derim ki, tüm mesele hataların tekrarlanmamasıdır. Şimdi bazı alınganlıklara gerek olmadığı düşüncesiyle, sevgili dost ve kardeşlerime bilinen bir anektodu sunmak istiyorum:

Satılmış ile Durmuş ve Dursun isimli üç arkadaş çay bahçesinde sohbet ediyorlarmış;

Satılmış, gökyüzünü şöyle bir süzdükten sonra, ”Durmuş kardeş, bugün hava çok bulutlu” demiş.

Durmuş, Satılmış’ın bu tespitine çok sinirlenmiş ve ”Satılmış kardeş, bana hakaret ediyorsun” diye sitem etmiş.

Satılmış şaşkınlık içinde, ”Durmuş kardeş, havanın bulutlu olduğunu söylemek neden sana hakaret olsun, anlamadım” diye sormuş.

Durmuş, ”Bak arkadaşım Satılmış, hava bulutlu olunca ne olur? Yağmur yağar. Yağmur yağınca ne olur? Göller ve su birikintileri meydana gelir. Genellikle buralarda kim yüzer? Elbette ki, ördek. Şimdi anladın mı, çünkü benim takma ismim ördektir?” diye sinirli sinirli Satılmış’a gözlerini dikmiş.

Tartışma ciddiye binip uzayınca, Dursun dayanamayıp ”Kardeşim, YETERRRR! Kesin şu saçma tartışmayı” diye bağırmış.

Arka masalardan bir kadın yerinden kalkmış üç kafadarın yanına gelmiş, Dursun’un karşısına geçmiş; ”Buyrun! Beni neden çağırdınız?” demiş.

Dursun, ”Kardeşim sen de kimsin? Kim çağırdı seni?” şaşkın şaşkın kadına bakmış.

Kadın; ”Benim adım Yeter. Yeteerrrr diye bağırınca geldim!” demiş.

Dostlarım ben Ali Çurey, kendimi bildim bileli Çerkes insanı kimliğimle var olma gayreti içindeyim. Bu benim gayri iradi kimliğim! Tıpkı İngiliz, Fransız, Alman, Hintli, Arap, Eskimo, Japon, Gürcü, Azeri gibi! Herkes kadar kendi kimliğimle övünme hakkım var.

Bu hakkımı kullanırken, bizi biz yapan, yani Çerkeslere özgü saydığım tarihsel ve insani değerlerimizi, yazılı veya sözlü olarak ifade ettiğimde, “yani” ile başlayan ve “Bizde de aynı şeyler var” ile biten yaklaşımları da saygı ile karşılıyorum. Kısaca “Ben bir çakalım” dediğimde, aslan da kalkıp “bende çakalım” diyorsa, ne diyebilirim ki? İkisi de yani, çakal da, aslan da, bilinen insan türünün dışında birer canlı varlık. Aynı canlı türü dünyasına mensup oldukları halde, yaşayışları, beslenmeleri, giysileri ve davranışları ile çok farklı. Afrika’nın bilinen ilkel toplulukları da insan. Eskimolar da, Çukçalar da. Ama onlar İngilizler ve Almanlar gibi yaşamıyorlar. Şimdi bir Alman kendi yaşam ve tarihsel değerini savunursa, Eskimolar alınganlık mı göstersin? Kısaca, dostlarım; zordur karda yürümek, ama çaresi var, ona uygun giysiler mevcut.

Not 1: Her inanç sisteminin ve demokrasinin nihai bir amacı vardır. Nedir?       Yanıt: Özellikle demokrasinin nihai amacı insanı, bireysel özgürlük aşamasına getirmektir. Çerkesler tarih içinde bireysel özgürlük aşamasını yaşamış bir halktır.

Not 2: Хуитныгъэ = Özgürlük. Hürriyet.

Not 3 : Щхьэхуитныгъэ = Bireysel Özgürlük.