ARŞİVLERDEN SEÇMELER -3

GHUNEKHO Savsır Özbay

CHUABGHO ALEMÇERİ
Anlatan: XHUNAGU Tsık’urıjhu (İbrahim)
Derleyen: GHUNEKHO K. Özbay
Karamürsel, 1976

Kendisi Adigey’de dünyaya gelmiş ve göçle Pşıj hableye yerleşmişti. Osmanlının Kafkas savaşında 4, orduya bağlı Kafkas tümeniyle savaşa katıldı. Alemçeri savaş anılarını arada bir anlatırmış. Kendileri cephede savaşa başladıklarında silahlarının ateş almadığını, merak edip kovanları incelediklerinde barut yerine kovanlarda kül gördüklerini, kandırıldıklarını ve esir düşerek Sibirya’ya sürüldüklerini anlatırmış. Kendisi bizler vatanımızı kurtarmak için cepheye koşmamıza rağmen Osmanlı’nın kendilerini Ruslara teslim ettiklerini devamlı söylermiş.

ERMENİLER
Anlatan: GHUNEKHO Şuayip
Derleyen: GHUNEKHO K. Özbay
Karamürsel, 1979

Birinci Dünya Savaşı sonunda Karamürsel dolaylarındaki Rum ve Ermeniler bölgeden ayrıldılar. Bunlardan bir gurubu Karadere köyünde altı ay kadar kaldılar. Bu dönemdeki mübadelede Ermenilerin nereye gittiği bilinmiyor ama iki Ermeni çoban köyümüzde kalmıştı. Kendileri doğup büyüdükleri yerlerden kopmak istemediklerinden sığınmışlardı. Bunlardan İlya, Brantlarda, diğeri Tseylerde kalmıştı. Kendileri Adigece’yi öğrenmişler ve köyden biri olmuşlardı. Bir akşam üzeri yüzleri kapalı çeteler köyü basıp iki Ermeni’yi kaçırırlar. Köyün karşısındaki dağa götürüp bunları giden Ermenilerin paraları nerede diye sorgularlar. İstenilen cevabı alamadıklarından birinin kafasını kılıçla keserler. Diğeri kaçmaya çalışırken arkasında vurulur. Kendilerini vuranlar daha sonraları ortaya çıkmıştı. Onları vuran Taşağıl köyünden Hacı Aptullah’tı.

MEZAGHO
Anlatan: GHUNEKHO Şuayip
Derleyen: GHUNEKHO K. Özbay
Karamürsel, 1981

Rahmetli dedem üç yaşındayken Adigey’den, Mıyekhuape’ye (Maykop) bağlı Pşıj hable köyünden Osmanlı’ya göçürülmüştür. Aradan yıllar geçer ve GHUNEKHO Hacret askere gider. Görev yeri İstanbul’dur. Ben kedisine yetişilemedim ama askerlik anılarını anlatmayı çok severmiş. Çünkü kendisi bedelli askerlik yaptığından askeri eksikliğini saklama gayretindeydi.

Dedem arada bir birliğin kapısında nöbet tutarmış. Biriliğin etrafındaki evlerde oturan çocuklar güvenli diye etrafta oynarlarmış. Bu çocuklardan biri dedemi nöbetteyken devamlı izlemiş ve dedemde bunun farkına varmış. Dokuz, on yaşlarındaki kıza, ‘’devamlı beni izliyorsun. Birine mi benzetiyorsun’’ diye sormuş ama cevap alamamış. Dedem bu kez Adigece ‘’beni tanıyor musun’’ deyince kız, ‘’evet seni tanıyorum’’ demiş ve başka bir şey söylemeden hızla yanından uzaklaşmış. Çünkü konuşması yasaklanmış. Yalnız isminin Mezagho oduğunu öğrenmiş. Dedem bir ara köye izinli gelince olayı evdekilere anlatmış. Evdekiler Melgoşların o yaşlarda ve Mezagho adındaki kızlarının kayıp olduğunu söylemişler. Dedem hemen Melghoşlardan birini yanına alıp İstanbul’a gitmiş. Durumu komutanına anlatmış. Komutanının yardımıyla kızı alıp köye dönmüşler. Kız kendisini kaçıranları tarif etmiş. Bu kişi köyde yaşayan TIGHUJH Muhammet’miş. Daha sonraları öldürüldüğü söylendi.