ADİGEY CUMHURİYETİ’NE HOŞ GELDİNİZ

Dr. YEDİC Batıray Özbek
08.12.2011

Adigey Devlet Üniversitesi’ne bu günlerde diaspora Çerkeslerinden elli üç Adige genci okumaya geldiler. Seneye sayılarının 250’ye çıkarılacağı söyleniyor.

Öğrencilerin hepsine Rusya Federasyonu Eğitim Bakanlığı burs vermektedir. Böyle bir imkanın gelecekte de değerlendirilmesi gerektiğini diasporadaki derneklerimizin yetkililerinin unutmamasını ve şimdiden çalışmalara başlamalarını tavsiye ediyor ve bekliyoruz.

Öğrenciler üniversite yurtlarına yerleştirildiler. Her öğrenci baştan aşağı sağlık kontrolden geçtikten sonra dil öğrenimine başladılar. İntensiv olarak her gün altı saat Rusça iki saat de Adigece öğreniyorlar.

Geçen hafta sonu Adige öğrencilerinin yanı sıra dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen tüm öğrencilerin onuruna ‘’Hoş geldiniz’’ sloganı altında üniversite auditoriumunda gösteriler düzenlendi.

Gösterileri izleyenler arasında üniversite Rektörü HUNAGO Reşit ve öğretim üyeleri de bulunuyordu. Rektör üniversite hakkında bilgi vererek kendilerine hoş geldiniz dedi. Doğrudan doğruya yabancı uyruklu öğrencilerle ilgilenen sorumlu dekan sahneye çıkınca bütün öğrenciler dekanlarını ayakta alkışladılar.

Dekanın kısa zamanda böylesine sevgilerini kazanması herkesi sevindirdi. Daha önceleri diasporadan gelerek Maykop’a yerleşen ve üniversitede okuyan ya da bitirenlerinde YEDİC Barine, ŞEVCEN Gupse gibi görev aldığı bu tanışma eğlencesine bambaşka bir anlam veriyordu.

Gerek salonda gerek daha sonra karşılaştığım bu çocuklarımıza ‘bir ihtiyacınız var mı’ diye sorunca ‘’sağ ol ağabey yok’’ cevabını veriyorlar ve ‘’her şeyi, her eksiğimizi kısa zamanda yerine getiriyorlar’’ cevabını alıyorum.

Barışın ve huzurun olmadığı bir yerde mutluluk ekonomik ve kültürel adımların atılması hemen hemen imkansız gibidir.

Soğuk harbin buzlarının erimesini Almanya Şansölyesi Willi Brand’ın 12 Ağustos 1970’de Rusya ve 7 Aralık 1970’de Polonya ile yaptığı sözleşmeler ve Polonya ziyaretinde meçhul asker anıtında diz çökmesi ile başlar. İşte bu barış misyonunun zamanla daha da güven sağlamasıyla sınırları da açılmaya başlamıştır. İşte günümüzdeki barış içinde anavatanımıza gelip yerleşebilmemizi ve çocuklarımızın okuyabilmelerini bu barış antlaşmalarına borçludur.

1972 de Batı Almanya ya doktora için gidince öğrenimimi karşılayabilmek için ortopedi kliniğinde geceleri çalışmaya başladım. 1974 yılında da Ürdünlü, Stuttgart Mercedes Benz’de çalışan Shapsugh Omran Thavux, özel taksisi ile diasporadan ilk kez anavatana gidebilmemizi de bu politikanın bir meyvesi olarak görüyorum.

Günümüzde nüfusu 100 bin kadar olan bu küçücük nüfusun neler yapabildiğini gelin hep beraber Heidelberg Güney Asya Enstitüsü Etnoloji Bölümü Dekanı Profesör Dr. Karl Jettmar’dan dinleyelim. ‘Sayın Özbek, Çerkes olduğunuzdan dolayı sakın komplekslere girmeyiniz. Siz dünyanın en eski halklarından ve kültürlerinden birisinden geliyorsunuz. Sayıca azdınız, ama gücünüz kültürünüz büyüktü. Nerede o büyük imparatorluklar krallıklar? Hepsi yok oldular gittiler. Ama siz hala bu dünyada varsınız. Sayıca bu kadar az olmanıza karşın, Çerkes halkı devamlı barışı bulunca diğer halkların binlerce senede yaptıkları gelişmeleri senin halkın elli yılda yakalamıştır.’’

Hoş geldiniz kardeşlerim bu kültür birikimine. Alacağınız eğitim ve öğretimle sizlerinde katkılarınızla daha da ilerilere gideceğimize inanıyorum.

Sizler artık lise öğrencisi değilsiniz. Olgunlaşmış gençlersiniz. Üniversite sizlere bilginin yanı sıra elinize çok sağlam ve kullanışlı bir anahtarı verecektir. Onun nasıl kullanılacağını gösterecekler. Ustaca kullanmayı sizlere öğretecekler. Gerisi tamamen sizlere bağlıdır. Buraya neden geldiğinizin bilinciyle davranacağınıza inanıyorum. Sizleri buraya çekinmeden gönderen ailelerinize de teşekkür ederim.

Şopsew
Şotchej

He Marje