ADİGEY CUMHURİYETİ DEVLET BAŞKANI HAZRET Ş’OVMEN’İN VEDA MESAJI

Adige Mak
26 Aralık 2006
Çeviri: HAPİ Cevdet Yıldız

Saygıdeğer Adigeyliler! Değerli Hemşehrilerim.

Bundan 5 yıl önce, beni, onurlandırarak Adigey Cumhuriyeti Devlet Başkanlığı’na getirmiştiniz. Geçirdiğimiz bu beş yıl, yaşamımın en değerli bir zaman kesitini oluşturdu. İlk günden başlayarak halkımızın ve Cumhuriyetimizin iyiliği için elimden gelen her şeyi yapmaya çalıştım. Çok zor durumlarla da karşılaştım: Başarı sevinci yanında, başarısızlığı ve bana güvenen sizlere karşı yüklendiğim sorumluluk bilincini asla aklımdan çıkarmadım.

Burada çalışmalarımın bir bilançosunu sunmak gibi bir amacım da yok. Basın, arşivler, istatistiki belge ve bilgiler ortada ve her şey oralarda yazılı. Ben burada, daha çok, bazı temel hedeflere ulaşmadaki başarılarımızı ve karşılaştığımız zorlukları açıklamak istiyorum.

Bugünü iyi kavramak için dünü, göreve geldiğim 2002 yılı koşullarını anımsamak gerekir. O sıralar bütçemizin % 80’i merkezden alınan ve milyarları bulan borçlarla karşılanmaya çalışılıyordu. Tarımımız, neredeyse bütünüyle çökmüştü. Başlıca sanayi tesislerimiz de kapanmıştı, memur ve diğer çalışanlarımıza aylık ve ücretleri aylardan beri ödenemiyordu. Kaliteli kereste üretilen ormanlarımız, acımasızca yok ediliyor, yağmalanıyordu. Üretim hacmimiz durmadan daralıyordu. Üstüne üstlük, 2002’de ağır bir sel felaketini de yaşamıştık.

Öte yandan rüşvetin girmediği bir yer kalmamıştı. Organize suç örgütlerinin çatışmaları sonucu, daha baharında, elliden çok evladımızı yitirmiştik.

Evet, aradan geçen bu beş yıllık süre içinde, tüm sorunlarımızı çözdüğümüzü söyleyecek değilim. Rusya geneli düzelmemiş iken, bizim her şeyi düzeltmemiz beklenemezdi zaten. Böyle olmakla birlikte, Adigeyli hemşehrilerim, sürdürülen çalışmalarımız sonucu, yasallığa güven duymaya, adaletin üstün geleceğine ve suç örgütlerinin üstesinden gelinebileceğine yeniden inanmaya başladılar.

Evet, asıl sorun, insanları bütün bunlara, adaletin üstün geleceğine inandırma sorunuydu; çünkü demokratik-etik değerler değişim sürecimiz içinde (*) iyice aşınmışlardı.

Daha ilk günden başlayarak, rüşvete, haraca ve organize suç örgütlerine karşı savaş açtık. Bürokratik engelleri kaldırdık ve girişimciler için güvenli bir çalışma ortamı yarattık. Ticaret ve ekonomik yatırımlar konusunda iş sahipleri ve örgütlerinin kararlara katılmalarını ve katkılarını sağladık.

Görevi kötüye kullanan kişilerin devletin mal varlıklarını yağmalanmasına göz yummayacağımızı herkese gösterdik. Sonunda sermaye (para) piyasasında bir düzelme sağladık ve başarılar elde ettik.

Ancak, tüm çabalarıma karşın, hedefe tam ulaşabildiğimi söyleyemem. Sanayi tesislerini yeniden verimli çalışır hale getirmek için çok uğraştım, elimden gelen her şeyi yaptım, yeni yeni yatırımlarda bulundum ama bir türlü tesislerin mallarının çalınmasının ve hırsızlığın önüne geçemedim. Suçluları bir türlü bulamadık.

Üstesinden gelemediğim bu ve benzeri kemikleşmiş (süreğenleşmiş) hastalıklarımız moralimi bozuyordu. Daha doğrusu, sonunda yıldım ve politikayı bırakmayı kafama koydum. Adigey Devlet Başkanı olarak beni desteklemesi gereken çoğu çalışma arkadaşlarımın ve yetkililerin, beni desteklemek yerine şaşkına döndüklerini ve beni olmazı oldurmaya çalışan hayalperest biriymiş gibi görmeye başladıklarını da fark ediyordum.

Yine de bu beş yıl içinde rüşvet ve haracı geriletmeyi, ekonomik durumu daha iyi bir noktaya götürmeyi, tarım ve sanayi alanında olumlu adımlar atmayı ve uzmanlaşma eğitimi veren yurttaşlık enstitüleri açmayı başardık.

Güney Federal Okrugu istatistik dairesi kaynaklarına dayanarak, ekonomimize ilişkin bazı verileri sizlere sunmak istiyorum. 2005 yılı verilerine göre, Güney Rusya’da, ekonomik anlamda en iyi performansı gösteren ve ilk sırayı alan bölge (region) Adigey’dir. 2006’nın ilk 11 ayına ilişkin verilere göre, sınai ve tarımsal gelişme bakımından en ön sırada olan yer, yine Adigey’dir. Tarıma yaptığımız büyük yatırımlar ve köylülere sağladığımız teknik olanaklar sayesinde bu başarıyı elde ettik. Çiftçilerimizin özgüveni günden güne arttı ve daha da artıyor. Kapanan sanayi tesislerimizi yeniden çalışır hale getirdik. Sanayi ürünlerimiz, RF pazarlarını aşıp dış ülkelere de ihraç edilmeye başlandı, bu da bizim için bir övünç ve güven kaynağı oldu.

2002’den bu yana ücret gelirleri ortalama 3-4 kat arttı, 4 bin yeni işyerimiz açıldı, son dört yıl içinde milli gelirimiz de iki kat arttı. 2002’den bu yana on bilerce evimize doğalgaz verildi, yüzlerce km. uzunluğunda doğalgaz boru hatları döşendi, en ücra köşelerdeki evlere bile bu hizmetler götürüldü.

Çalışanlara aylık ve ücretleri vaktinde ödendi, öğretmenlerimizin gereksinmelerini karşıladık, bütün devlet borçlarını ödedik. Sosyal yardım ağını genişlettik, köylerimizde çalışanların her türlü temel gereksinmelerini karşıladık ve yoksulları destekledik. Toplumsal içerikli çalışmalara yoğunluk verdik. Eğitim ve sağlık emekçilerine, savaş gazilerine ve işçi emeklilerine sürekli yardımlarda bulunduk. Yeni okullar, hastane ve sağlık ocakları açtık, eskilerinin gerekli onarımlarını yaptık, bu yerleri araç ve gereçlerle donattık. Doğalgazı ve suyu bulunmayan bir tek ev bile bırakmadık. Ama bütün bunları, maalesef, göz boyamadan öte bir şey değil diyerek, küçümseyenlerle de karşılaştık.

Değerli hemşehrilerim! Bütün bu girişimlerimi içimden gelerek ve isteyerek yaptım. Toplumun yaşam kalitesini yükseltmeyi ve bu doğrultuda elimden gelen her şeyi yapmayı bir mutluluk kaynağı olarak algılıyorum. Tanrı ömür verirse, bu doğrultudaki çalışmalarımı yine sürdüreceğim.

Bu arada şunları da belirtmeden geçemeyeceğim; tüm engellemelere karşın, büyük firmalar ve girişimciler cumhuriyetimizde yatırımlar yapmaya başladılar, binlerce insanımıza çalışma olanağı sağlayacak yeni projeler, Adigey’de şu an, uygulama aşamasındadır. İstatistiklerden de anlaşılacağı gibi binlerce kişi, kendi özel birikimleriyle özel otomobil sahibi olmakta ve bankalarda para biriktirebilmektedir. Bütün bunlar ekonomimizin geliştiğinin göstergeleridir. RF bütününde olduğu gibi, Adigey’de de tüm sorunlarımızı çözdüğümüzü iddia edecek değilim. Birçok kişi halen çok zor koşullar altında ayakta kalmaya çalışmakta, çok sayıda kişi de çok düşük ücretler karşılığı çalışmak çaresizliğini yaşamaktadır.

2002’de göreve geldiğim sıralarda bu tür sıkıntıları kısa sürede ve kolayca çözebileceğimizi sanıyordum. Çünkü kalifiye elemanımız boldu, kaplıca ve dinlenme tesislerimiz geniş kapasiteli idi, sağlıklı bir doğal çevre ve iklimimiz, küçük bir bölgemiz ve eğitimli bir halkımız vardı; bütün bunları göz önüne aldığımızda, karamsar olmamız için geçerli bir neden yoktu. Ama bir önemli şeyi hesaba katmamıştım: Bürokrasiyi. Bürokrasi, büyük ölçüde yozlaşmış ve halktan kopmuş, saygınlığını (güveni) ve toplumsal değerlerini yitirmişti.

Bense bürokrasiyi ve bütün devlet görevlilerini kendim gibi görüyor, bana destek çıkacaklarını ve onlarla verimli bir çalışma sunabileceğimi sanıyordum. Ama çok yanılmışım: Herkesi kendim gibi görüp, ”Yurdum için çalışmak istiyorum” diyenlere, bir denemeden geçirmeden, hemen kucak açma hatasını işlemiştim.

Kur’an, İncil ya da Adigelik gibi değerleri çoktan yitirmiş olan bir sürü yozlaşmış (kişiliksiz) kişiyle baş başa kalmıştım. ”Yalan söylemeyeceksin, insanların güvenini boşa çıkarmayacaksın, zor durumda olana yardım edeceksin, doğru ve düzgün bir insan olmalısın, insana insan gibi değer vermelisin” derdi annemle babam her zaman için bana. Yaşamımı kendi evimizde, Uzak Kuzey’deki (**) gençlik yıllarımda, her yerde ve hep böyle geçirmiştim. Sonunda, politikanın bana göre bir iş olmadığını gördüm, 2006 yılı Nisan ayında, görevi bırakmak istediğimi RF Devlet Başkanı’na ilettim. Ancak görev süremi doldurmamı istediler ve artık süremi doldurmuş olarak görevi bırakıyorum.

Cumhuriyetimizin var olma uğraşısında daima bizi destekleyen, ekonomik ve toplumsal sorunlarımızın çözümünde yardımlarını esirgemeyen Vladimir Vladimiroviç Putin’e minnettarlığımı ve sonsuz teşekkürlerimi sunduğumu özellikle belirtmek isterim. 2002’deki sel felaketi ve sonrasında RF Devlet Başkanı’nın talimatları doğrultusunda, merkezi hükümet makamları ihtiyaçlarımızı hızla ve yeterince karşıladılar, sorunlarımızın çözümünde olumlu katkılarda bulundular.

Ancak üzülerek belirtmek zorundayım ki, RF Devlet Başkanı’nın Güney Rusya özel temsilcisi (***) ile tüm iyi niyetlerimize karşın, böylesine verimli bir çalışma olanağı sağlayamadık. Bölgemizi ilgilendiren politik projelere ilişkin kendileriyle bir türlü olumlu bir diyalog kuramadık.

Sözlerimi tamamlarken, 2002 yılında, güvenlerini benden esirgemeyenlerden, hala bana güvenmeye devam edenlerden ve Adigey’imizi daha güzel yarınlara taşımaya çalışanlardan memnun kaldığımı ve kalmaya devam edeceğimi özellikle belirtmek isterim. Üst yönetimimiz ve yerel yönetimlerimiz mensuplarından, benimle birlikte çalışan mesai arkadaşlarıma, bilgi ve becerilerini benimle paylaşan danışmanlarıma ve yardımlarını esirgemeyen herkese teşekkür ediyorum, Tanrı hepsinden razı olsun. Cumhuriyetimizin daha güzel yarınlara taşınması uğraşısında katkılarını esirgemeyen sivil toplum örgütlerimiz mensuplarına da teşekkürlerimi sunuyorum.

Halen Adigey Cumhuriyeti’nin Devlet Başkanı olarak söylüyorum, benden sonra gelecek başkanlarımın, kendilerine sağlam bir sosyo-ekonomik ve finansal temel bırakıldığını görmelerini, başlatılmış olan projeleri tamamlayıp toplumumuzun yaşam düzeyini yükseltmelerini diliyorum.

Bir yeni yıla, bayram günleri ile birlikte gireceğiz, değerli hemşehrilerim, önümüzdeki 2007 yeni yılında hepinize mutluluk içinde bir yaşam diliyorum!

Sağlık, mutluluk ve esenlik dolu bir yaşam sürdürmenizi, Adigey Cumhuriyeti’nin de gelişimini sürdürmesini Tanrı’dan diliyorum.

Size değer veren Adigey Cumhuriyeti Devlet Başkanı Hazret Ş’OVMEN (ШЪЭУМЭН Хьазрэт)

(*) Sovyetler sonrası geçiş dönemi. -ç.n.
(**) Uzak Kuzey- Sibirya.Hazret Ş’ovmen bir altın madeninin baş hissedarları arasına katılmış,”Altın Kralı” olarak tanınmıştı. -ç.n.
(***) Burada Putin’in Güney Okrugu (Güney Rusya) temsilcisi D.Kozak kastediliyor. -çn.

Not: Mesaj’ın çevirisi kısaltılmış halde “Jineps” gazetesinde yayınlanmıştır. (Mart 2007,
sayı 16) Şimdi yazının tamamı, yeniden gözden geçirilmiş olarak sunulmaktadır. (HCY – 04 Mart 2008)