”ADİGELİK İNSANLIKTIR”

Kuban Paul Seauhmann
29.05.2009

CircassianCenter’in ana sayfasının en üstünde ”Adigelik İnsanlıktır” yazar. Kurulduğundan beri de yayın politikası olarak bu sözün arkasındadır.

Günümüzde insan olmak-kalmak artık çok önemli bir meziyet halini aldı. Üzücü olan, bu sözün sahibi ulusun çocukları da büyük bir dejenerasyona girdiler.

Bunun en önemli nedenlerinden biri yaşadığımız topraklardaki kültürlerden çokça etkilenmemiz.

Türkiye’nin en tanınmış gazetecilerinden olan Fatih Altaylı bir haber yaptı. Dedi ki, Deniz Baykal kendisine 340 bin Dolar’lık bir tekne aldı. Deniz Baykal bunu tekzip etti ve Altaylı’dan bu haberi nedeniyle özür dilemesini istedi. Boşa bekledi. Dürüstlüğün timsali Fatih Altaylı, ”evet bir hata yaptım” demek ve özür dilemek yerine ”haberim doğru” demeyi seçti.

Bab-ı Ali’nin yetiştirdiği bir gazetecinin böyle yapması çok doğal. Çünkü yaşamlarını entrikalar üzerinde inşa ediyorlar. Netlik asla uygulayamadıkları bir yöntem.

Haber kaynaklarının önemini zaman zaman sizlere aktarmaya çalışıyoruz. Gazeteci bir haberi belgelere dayandırmadan gerçekmiş gibi yayınlamaz. Elbette buradaki ”gazeteci” sözcüğü gerçek anlamdaki gazeteciler için kullanıyorum.

Haber eğer bir duyumsa, o zaman haberin kaynağıyla görüşme yapılmadan yine haber yapmazsınız, eğer ahlaklı gazeteciyseniz. Yani Altaylı çok rahat Deniz Baykal’ı arayıp böyle bir duyum aldığını, doğru olup olmadığını sorabilirdi. Yapmadı. Neden çünkü kültüründe ”düşene bir de sen vur” var.

Yıllardır bu konuda kendi insanımızı aydınlatmaya çalışıyoruz. Kafkasya’dan gelen haberlerin yüzde 90’ı yalan, uydurma haber diye. Elbette bunun bedelini de bize ödetiyorlar. Hiç de önemli değil. Yaşamımızda almadığımız çok malın parasını ödedik. Onu da öderiz, ödüyoruz… Ancak bu Kafkasya haberlerinin çoğunun yalan ve uydurma olması gerçeğini değiştirmiyor. Gerçek ne yazık ki bu. Değerli bir thamademiz bu yalan ve uydurma haberleri alıp onlarca makale yazdı. Yani toplumu yanlış bilgilendirdi. Ancak zaman gösterdi ki, ne yapılırsa yapılsın yalancının mumu Yatsı’yı bile beklemeden sönüyor. Yıllar önce bir olay olmuştu. Adres vererek ”şurada bomba patladı” diye haber yaptılar. O bölgede öyle bir adres yoktu. Böyle çok örnek yaşandı, yaşanıyor.

Konuya dönersek; Altaylı gibi bir gazetecinin başına gelebilecek en kötü şey geldi. Meğer konu, Baykal karşıtı bir kaptanın attığı palavraymış. Kaptanın kendisi bunu açıkladı. ”Ayıp olacağını düşünmediniz mi” sorusuna da ”ağabey biz bu işin bu kadar büyüyeceğini tahmin etmedik” yanıtı verdi.

Kısacası haber işi öyle her babayiğidin (ahlaklı gazetecilik açısından) yapacağı iş değil. Her okuduğunuz haberi peşinen doğru kabul etmeyin. Aslında bu yanlış bir şey ama sizin suçunuz değil. Ancak günümüzde durum bu.

Bazı okuyucularımızdan sitemler alırız. Neden diğer sitelerdeki haberler sizde yok, diye. Çünkü okuduğunuz haberlerin büyük çoğunluğu yalan ya da uydurma haber. Biz bu yalana neden ortak olalım.

Nitekim CC okuyucusunun genel kanısı şudur: CC’de bir haber varsa kesinlikle doğrudur. Eh! Biz bu yargıyı 3-5 günde elde etmedik. 8 yıldır bir tek haberimiz yalan çıkmadı. Okuyucu bunun ayırımına çok iyi varır. Kısacası, Genel Yayın Yönetmeni’miz BABUĞ Ergün Yıldız beyin dediği gibi: Az haber olsun ama doğru haber olsun…

21 Mayıs kutlamaları Türkiye diasporasında çok ilgi görmüş bu yıl. Özellikle Kefken’de on bin rakamlarından söz ediliyor. Müthiş. Diaspora üzerindeki ölü toprağı kalkıyor demek ki. Bugün on binler Kefken’e akıyorsa yarın anavatana akacaktır. En azından temennimiz budur.

Yalnız bazı marjinal gruplarca 21 Mayıs yanlış bir politik arenaya çekilmeye çalışılıyor. Buna dikkat etmek gerek. 21 Mayıs aidiyet duygularımızı geliştirmeli ve perçinlemeli. Kin ve nefret duygularımızı törpülemeli. Çünkü kin ve nefret eken, fazlasıyla kin ve nefreti tarlasında bulur. O nedenle; her zaman, her koşulda barışçıl politikaların peşine düşmeliyiz. Size birileri kin ve nefret aşılıyorsa ondan bir an önce uzaklaşın. Çünkü ilk zararı size verecektir.

Kan, şiddet peşinde koşmak yerine, diasporadaki insanlarımızın nitelikleri hızla artmalıdır. Bilimde, sanatta, sporda, edebiyatta başarılı olmuş insanlar yetiştirmeliyiz. Toplumumuzun eline pankart alıp slogan atan gence değil, ana-babasına yük olmaktan bir an önce kurtulmuş, vücudu ya da aklıyla hizmet eden gençlere gereksinimi var. Unutmayın, bin yürüyen genç yerine bir kitap yazmış genç daha yararlıdır.

SonSöz
Çerkes, ulusal bayrağını kendi değil, başka ulusların göndere çekmesini sağlayandır. (Kuban)