ABHAZYA’NIN GELECEĞİ KİMİN ELİNDE?

İbrahim Çetao
Abhazya, 19 Kasım 2007

2007 Temmuz’unda Abhazya Cumhuriyeti’ne bir haftalık gözlem ve dinlenme gezisinde bulundum. İzlenimlerimin kesin doğruları içerdiğini, düşüncelerimi belgelere dayandırdığımı iddia etmeden bir hafta içerisinde gördüklerimi toplumumuzla paylaşma gereğini duydum. Maykop’tan Adler’e trenle, oradan sınıra taksi ile geldik. Sınırda Abhazya’ya geçmek isteyen büyük bir kalabalık vardı. Bir saatlik bekleyişten sonra Rusya Federasyonu pasaportlarımızı göstererek Abhazya’ya girdik. Otomobilleri ile gelenler ise uzun kuyruklar oluşturmuşlardı. Biraz sıkıntılı da olsa Rusya Federasyonu pasaportu ile Abhazya’ya girilebildiğini yaşayarak öğrendik.

Abhazya gezi izlenimlerimi aşağıdaki başlıklar altında özetlemek istiyorum:

POLİTİK DURUM

Abhazya-Gürcistan anlaşmazlığın tarafların razı olabileceği bir çözüme kavuşturulamaması, yani Abhazya’nın statüsünün belirsizliği her alanda olumsuz etkisini gösteriyor. İnsanlar geleceklerini yeterince güvence altında hissetmiyorlar ve buna bağlı olarak bir tedirginlik duygusu hakim. Abhazya’nin statüsünün bir an önce tüm tarafların kabul edebileceği bir çözüme kavuşturulmasının karsılaştığım herkesin ortak dileği olduğunu söyleyebilirim.

EKONOMİK DURUM

Hava alanı, liman ve demiryolunun savaştan bu yana çalışmadığını söylemenin, ekonomik durumu anlatmak için yeterli olduğunu düşünüyorum. Rusya sınırını geçer geçmez, gözle görülebilen gelişmişlik düzeyi birden aşağılara düşüyor. Düzen değişimi nedeniyle enkaza dönüşmüş binalara, savaşta yıkıma uğramış binalar da eklenince ülkeye bir harabe görünümü hakim oluyor. Başta parlamento binası olmak üzere büyük oteller, apartmanlar ve yüzlerce ev enkaz halinde duruyor.

Statü belirsizliği nedeniyle yatırımcıların ülkeye gelmek istemeyişleri büyük bir turizm ve tarım cenneti olan ülkenin ekonomik olarak geri kalmasına neden oluyor. Ekonomik nefes borusu olma özelliğini koruyor.
Karşılaştığım herkes 2014 Sochi olimpiyatlarına büyük umut bağlamış durumda. Olimpiyatlar nedeniyle bölgeye yapılacak yatırımların Abhazya ekonomisini olumlu etkileyeceğini, Sohum hava alanının ulaşıma açılabileceğini düşünüyorlar. Olimpiyatların bölgesel barışa katkı sağlayacağını umut ediyorlar.

KÜLTÜREL DURUM

Görebildiğim tüm yerleşim yerlerinde resmi ve özel işyerlerinin, cadde ve sokak isimlerinin Abhazca olması, günde dört saat Abhazca televizyon yayını, karşılaştığımız her Abhaz’ın Abhazca konuşabiliyor olması ilk dikkatimi çeken ve Adigey’den farklı gördüğüm konular arasında. Çesitli yerlerde bize bilgi veren turizm rehberlerinin yaptıkları tanıtımlarda Abhaz ulusu, vatanı, tarihi ve kültürünü özellikle vurgulamaları da gurur verici.

DEMOGRAFİK DURUM

Demografik durum kanımca ülkenin en başta gelen sorunları arasında yer alıyor. Yukarıda değinmiş olduğum statü belirsizliği ve ekonomik sorunlar nedeniyle Abhaz nüfusunun önemli bir bölümünün ülkeyi terk ederek Rusya’ya yerleşmiş oldukları, Abhaz nüfusunun 65 binlere indiği, Ermeni ve Ruslardan sonra üçüncü sırada yer aldığı,Abhaz nüfusuna yakın bir Gürcü (Mingrel) nüfusunun da Gal bölgesinde yaşadığı ifade edildi.Yani ülkenin tüm nüfusunun 350 bin civarında olduğu söyleniyor.

Bu nüfus durumuyla ülkenin gelecekte bir Abhaz devleti olarak varlığını koruyabilmesi güç .Kendileri de bu durumun farkındalar ve karşılaştığımız bir çok insan kendi tabirleri ile yukarıdan (Kuzey Kafkasya’dan) ve diasporadan akraba halkların ülkelerine yerleşmelerini arzu ediyorlar.

DİASPORA VARLIĞI

Savaş esnasında ve savaştan sonra Abhazya’ya diasporadan gelmiş olanların sayıları bini aşmış durumda iken ilk yıllarda güvenliğin olmayışı ve yoğun ekonomik sıkıntılar nedeniyle bunların büyük bir kısmı geldikleri ülkelere dönmüşler veya Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerine yerleşmişler.

Bugün itibariyle tüm sıkıntılara göğüs germeyi başarmış fedakar ve yurtsever bir kaç yüz kişilik bir diasporalı gurubun varlığından söz etmek mümkün.

Diaspora ne ekonomi ne de nüfus anlamında Abhazya’ya umulan desteği verebilmiş değil. Bunu ülkedeki ekonomik ve güvenlik sorunlarına bağlamak mümkün ancak hiçbir ulusal mücadele sıkıntısız kazanılmıyor. Ülkenin gelecekte bir Abhaz devleti olarak varolabilmesi için en büyük görev diasporaya düşüyor.

Diaspora bu konuda ciddi bir sınavla karşı karşıya. İhtiyaç duyulan nüfus desteği verilmediği takdirde Abhazya’nın geleceğinden söz etmek mümkün değil.

Abhazya’nın geleceği ile ilgili diasporanın tavrı Rusya ve Gürcistan politikalarından daha önemli. Ancak bu konuda sorumluluğunu anlamış bir diaspora da ortada görünmüyor.

KOMŞU ÜLKELER

Komşu ülkelerin Abhazya ile ilgili politik hesaplarına girmeyi düşünmüyorum. Ancak Rusya’nın Abhazyalıların büyük bir kısmına vatandaşlık verdiği, emekli maaşlarını ödediği, deniz, demiryolu ve hava ulaşımına bir katkı sağlamıyorsa da karadan geçişlere izin verdiği, Rus sermayesinin Abhazya’da mülk edinme girişimlerinin olduğu biliniyor. Rus turistler ile Abhaz mallarının Rusya pazarında alıcı bulması da ekonomik alanda çok önemli.
.
Komşu ülkelerden Türkiye’nin Abhazya’ya düzenli ticarete ve yolcu taşımacılığına izin vermemesi ekonomik gelişmenin önündeki büyük engellerden biri. Bu durum diaspora-Abhazya ilişkilerini de olumsuz etkiliyor. Türkiye Abhazya ilişkilerinin normalleştirilmesi büyük önem taşıyor ve bu konuda Türkiye diasporasına büyük görevler düştüğünü de belirtmek gerekiyor.

SONUÇ

Karadeniz’de 240 kilometrelik sahil şeridine sahip, turizm ve tarım cenneti olan Abhazya’nın geleceği yukarıda da değindiğim gibi Rusya ve Gürcistan politikalarından çok diasporasının ona sahip çıkabilmesine bağlı. Uğrunda ölenler sayesinde toprak vatan oldu, ancak üstünde yaşayacak insanlarına ihtiyacı var.