ABHAZ EDEBİYATI

Not: Aşağıdaki makaleyi değerli okuyucumuz Mehmet Ali Çağlar yollamıştır. Ancak yazarını yazmamış. E-mail adresinde sanıyoruz sorun var iletilerimizi geri dönüyor. Değerli okuyucumuzdan bu makalenin yazarını bize bildirmesini rica ediyoruz. Saygılarımızla. CC

Ahbaz Edebiyatı’nın kurucusu ve ilk şair – yazarı Dirmit (Gaç) Gulya’dır. Abhaz Dili ve Edebiyatı Gulya’ya çok şey borçludur. Ancak Gulya’dan önce yazılan bazı Abhazca metinler de vardır.

Abhazca ilk yazılı metinler, Baron Uslar’ın 1862 yılında, Bertomey’in 1865 yılında kaleme aldığı bazı yazılardır.

Sonraki yıllarda Gulya devreye girer. Gulya’nın “Atasözleri ve Bilmeceler” kitabı 1907 yılında, “Üç masal” adlı kitabı 1909 yılında basılır.

Daha sonraki yıllarda Abzıp Bölgesi’nden derlenen 100 kadar masal Petrograd’da bastırılır. Bu olay daha çok genç olan Abhaz Edebiyatı için sevindirici bir gelişmedir.

İlk folklor derlemesi ise Apsnı gazetesi’nin 1918 yılında yayınladığı “Halk Poezyası”dır. Halk Poezyası iki yıl süreyle yayınlanmıştır.

1935 yılında Gulya Araştırma Enstitüsü’nün uzun süren çalışmalarıyla “Abhaz Masalları” bastırıldı.. Gulya ve Bğosba “Abhaz Halkının Poezyası”nı 1941 yılında gelebileceği en iyi noktaya kadar genişletmişlerdir. Fakat bilimsel nitelikte bir kitap haline getirilemedi. Derlenen bu ürünleri ve “Abrıtskil” motifinin halk arasında unutulmak üzere olan parçalarını titizlikle birleştirerek günümüze ulaştıran Bagrat Şinkuba’dır. Bagrat Şinkuba “Abrıtskil Destanı”nı bilimsel bir anlayışla dünya edebiyatına kazandırmıştır.

Abhaz Edebiyatı’nın en renkli siması Dirmit Gulya’nın dinamik çalışmalarını biraz detaylandırmadan geçemeyiz. Şair araştırmacı, tiyatrocu, yazar, dilbilimci, eğitmen, gazeteci, halk önderi Gulya için yazılı Abhaz Edebiyatı’nın atası diyebiliriz.

1892 yılında henüz 17 yaşındayken K. Maçavaryan ile birlikte, Abhaz alfabesini ve okuma kitabını hazırlayarak Gürcistan’da yayınlanmıştır. İlk şiirleri 1912 yılında yine Gürcistan’da yayınlanmıştır. 1918 yılında yazdığı “Yabancı Gök Altında” adlı öyküsü, ilk Abhazca düz yazı örneğidir. 1925 yılında bastırdığı “Abhaz Tarihi” ise çalışmalarını ölümsüzleştirir. Gürcistan Bilimler Akedemisi’nin, Abhaz Dili – Edebiyatı Tarihi Enstitüsünde, Abhaz Dili Akademisi Başkanlığı görevini uzun yıllar sürdürmüştür. D. Gulya sürgünde yaşayanları da unutmayarak “Şansı Yaver Gitmeyen insan” yazısını da yazmış bu arada bir çok Gürcü, Rus veOset yazarların yapıtlarını da Abhazca’ya kazandırmıştır.. “Yapıtlanmın hepsi ulusum üzerinedir.” diyen Gulya dil, tarih, kültür, sanat çalışmalarıyla her alanda Abhaz halkının önderi olmuştur.

Sert Gerçekçi anlatımıyla duygusallığı bağrında yaşatan sözlü Abhaz Edebiyatı’nın bu yapısı, yazılı edebiyata da yansımıştır. Bu özelliklerinde son dönem Modern Abhaz Edebiyatı’na göz attığınızda ise Bagrat Şinkuba’nın öncülüğü ile yol alındığını görüyoruz. Lirik edebiyatçılarımızın başında gelen Şinkuba, kendinden önce D. Gulya, Samson Çanba, Koğonya Yıwa gibi isimlerin dirilttiği Abhaz Edebiyatı’nı kendi ünüyle birlikte sınırlar ötesine, uluslararası bir düzeye çıkartmıştır.

Şinkuba’nın ilk yazıları 1938 yılında “İlk Satırlar” adlı bir kitapta yayınlandı. 1939 yılında Gürcistan Bilimler Akademisi Filoloji Enststüsü’nde sürdürdü. En önemli yapıtlarından biri olan “Abhaz Şiirinin Yapısı”nı burada tamamladı. Özellikle savaş yıllarında verdiği yapıtlarda vatan sevgisi ağır basmaktadır. Dramatik motifleri katı gerçekçiliği ve lirizmi iç içe yaşatarak sunmanın en çarpıcı örneğini, savaş yıllarında yayınladığı “Ab (baba)” adlı yapıtında görmekteyiz.1943 yılında yazdığı “Güzel Gunda” ise, yine aynı özellikleri kapsamıştır. Nart Destanları’nın yurtseverlik içeriğini günümüz anlayışıyla bütünleştirmiştir. Savaş sonrasında “Ritsa” Çocuk”, “Flüt” adlı yapıtları ve yazdığı ilk Abhaz nazım romanı yayınlanmıştır. Yine bu dönemde Abhaz halkının yaşamını şiirsel bir dille yazmıştır. Son yıllarında yazdığı şiirler genellikle felsefi temaları içerir. Yazar, bunu oldunluk çağı olarak nitelendirmektedir. Bagrat Şinkuba’nın en çok okunan kitabı Son Ubıh, konusu ve anlatımıyla Abhaz Edebiyatına adeta bir çığır açmıştır. Kitabın ünü Sovyetler Birliği sınırları dışına taşar. Son Ubıh, sürgünde yaşayan halklara ders verircesine bir halkın yok oluşunun trajedisini anlatır. Bir ağıttır. Rusçaya, İngilizceye, Almancaya, Belorusçaya, Gürcüceye. Arapçaya, son olarak da Khamokua Hamid tarafından Kabardeyce, Hayri Ersoy tarafından Türkçeye çevrilmiştir.

Cumhuriyetteki eleştirmen ve yayımcı V.G. Belınski’nin dediği gibi, “Edebiyat literatürü, halkın bilinç düzeyinin bir göstergesidir” D.Y. Gulya’nın “Ahbaz Edebiyatı”, diğer halkların edebiyatları arasında layık olduğu yeri almıştır. D.Y. Gulya’dan sonra bu kutsal görevi üstlenenler S. Çanba Y. Koğonya, L. Kuçniya, L. labahua, M. Lakırba, K. Aaumaa, V. Agırba, S. Kuçberya, A. Laşariya, K. Çaçhalya, Ç. Conua vb. yazarlardır.

Günümüz Abhaz Edebiyatı yazarları ise, Y. Ppaskir, B. Şinkuba, Ş. Tücba, Y. Tarbua, A. Tonya, K. Lomya, A.Açba gibi yazarlardır. Bugün Abhazya Yazarlar Birliği’nin 150’den çok üyesi vardır. Bunların Yüzde 65’i aynı zamanda Sovyet Yazarlar Birliği üyesidir. Edebiyatla uğraşanlar arasında; şairler, romancılar, tiyatro yazarları, eleştirmenler, edebiyat araştırmacıları vb. vardır.

Değişik Sovyet halklarının dillerinden çevrilen romanların Abhazca okunması, edebiyatın gelişimini belgelemektedir. Örnek verirsek Rusça, Gürcüce, Ukranca gibi Sovyetler Birliği’nde yaşayan halkların dillerinin yanında; Sovyetler Birliği dışındaki halkların dilinden edebiyat eserleri Abhazca’ya çevrilmektedir. Abhaz okurları, A. Puskin, M. Lermontov , L. Tolstoy, A. Gorki, W.Shakespeare, J. Ondahn, Ş. Rustaveli, T. Şevçenko, N. Ostrovski, G.H. Anderson’un eserlerini Abhazca çevirilerinden okuyabilmektedirler.

Son yıllarda Abhaz Edebiyatı büyük gelişmeler kaydetmiştir. Bunun bir kanıtı da D. Y. Gulya Edebiyat Ödülü’nün sahibi olan İ.Papaskir. B. Şinkuba, Y. Tarba, Ç. Conua. G. Gabliya, A. Gogua gibi değerli yazarlardır.

Abhaz yazarların eserleri sinemaya da aktarılmaktadır. Örneğin Bagrat Şinkuba’nın romanı “Akhra Aşöa -Yar Şarkısı” senaryolaştırılmış, N. Dovjenko’nun adını Kiev’deki sinema stüdyosunda “Beyaz Başlık” adıyla filme alınmıştır. Ayrıca, N. Tarba’nın senaryosu ile “Gurizya Film’1 stüdyosunda çekilen “At Eğerleyen” fim vb. örnekler vardır.
Aklif okuyucuları olmayan edebiyatlar gelişemez. Bu bakış açısıyla değerlendirdiğimizde, Abhaz edebiyatı dikkate değer özelliklere sahiptir. Aydınlar, öğrenciler, bilim adamları, işçiler, köylüler; toplumun her kesiminden, her yaşta insan ana dili olan Abhazca yazılan her türlü yayını yakından izlemektedir. Bu söylediklerimizi doğrulayan bir örnek verelim: Aatzı köyünden, 70 yaşını aşmış T. Aöyzba, Abhaz ulusal şair ve romancısı Bagrat Şinkuba’nın “Kış elmaları” adlı romanı” Alaşara” dergisi’de yayınlanmaya başlayınca, hiç aksatmadan okuduğu gibi yaşıtlarına hararetli bir şekilde yorumluyordu. Yaşıtları ise onu ilgi ve hayranlıkla izliyorlar hatta ona gizli kıskançlık duyuyorlardı. Aynı roman kitap haline getirildiğinde, T. Aöyzba tekrar okumuştur. Bugün bu türden örneklere sık sık rastlamaktayız. Son 12-15 yıldır anadille yazılan yayınları izlemek gelenek haline gelmiştir.

Ayrıca, dernek gibi kültür kurumlarının toplantıları özellikle anadille yapılmaktadır. Bu türden edebiyat dernekleri, bugün Abhazya’nın bir çok köyünde çalışmalarını sürdürmektedir. Örnek verirsek Çılou, Kutol, Khuap, Aatzı gibi bir çok köy bu edebiyat derneklerine sahiptir. Yazarlar, köyleri dolaşıp eserlerini bizzat kendileri halka okumaktadırlar. 1964 yılında, Kulanırkhua köyünde, yazarlarla okurların sohbetine tanık olan Avustralyalı yazar Alan Marshall şöyle anlatıyor: “(…) Ozanlar içki masasının başındaydı. Şiirlerini büyük bir coşku ile okuyorlardı. Dizelerinde vatanını gönülden sevenlerin anlatımı vardı. Ve o halk; yaşlısı- genci, kadını -erkeği, her şiirin okunmasından sonra, şairini alkış yağmuruna tutuyorlardı. Böylesine muhteşem bir tablo içinde yer almaktan büyük mutluluk duyduğumu söylemek isterim…”

Sohum Devlet Tiyatrosu’nda tanınmış eski yazarların yanında yeni yazarların eserlerine de yer verilmektedir. Bu yazarlar Ş. Çkedya, N. Tarpha, Q. Gubliya, A. Gogua, R. Copua, C. Aöhba vb. Devlet Tiyatrosu’nun repertuarlarını da Abhaz yazarlarından başka, Rus ve dünya klasiklerinden örnekler de vardır. Abhazya Devlet Tiyatrosu, her yıl Abhazya’daki yerleşim birimlerini dolaşarak çeşitli oyunlar sergiler.
Abhazya dışında da eserler veren yazarlar az da olsa vardır. Örneğin Fazıl İskender dünya çapında üne sahip olan bir Abhaz yazardır. Eserlerini Rusça yazmasına karşın konularını hep Abhazya ve Abhazyalılardan seçmektedir. Toplumsal olayları hicvetmesiyle ünlenmiştir. Türkçe’ye çevrilen eserleri vardır. Bunlardan bazıları “Sandro Dayı (Cem Yayınevi – çeviren Mehmet Özgül), “Öyküler – (Cem Yayınevi – Ç ev. Mehmet Özgül) keçi Öküz Yıldızı (Hürriyet Yayınları), Güneşi Yiyen Keçi (bilgi yayınevi)dir.
Türkiye’de de Abhazca yazanlar vardır. Ancak Türkiye’de yazanlar, geliştirilmiş bir Abhaz Latin Alfabesi olmadığı için Abhazya’da kullanılan Kiril Alfabesi’ni kullanmak zorunda kalmışlar. Dolayısıyla bu eserlerin matbu hale gelme şansı olmamıştır. Yalnızca Ömer Büyüka’nın bir şiir kitabı Abhazya’ya gönderilerek orada basılabilmiştir. (1991)