ABAZALAR ÜZERİNE FIKRALAR

Derleyen: HAPİ Cevdet Yıldız

UH,BIGIR ÇOCUK YOK

O sıralar Abazalar arasında Türkçe bilen sayısı azdı, çünkü Abazalar Kafkasya’dan Düzce’ye yeni gelmişlerdi.

Abaza’nın biri tek arabasına kısrağını koşmuş köyden şehre, Düzce’ye doğru gidiyor, tayı da arabayı geriden izliyormuş.

Abaza bir geriye baktığında tayını görememiş, “Uh, bıgır çocuk yok!” diye, biraz geride, yol kenarında bulunan köy çamaşırhanesi çeşmesinde çamaşır yıkayan kadınlara doğru bakıp bağırmış. Ardından arabadan inip yerden bir avuç at dışkısı ile bir tutam ot almış ve kadınlardan birine seslenmiş:
– Abla, bizim bıgır çocuk gördü mü?

Türk kadın Abaza’nın ne demek istediğini anlayamamış. Bunun üzerine Abaza elindeki otu ve kuru dışkıyı gösterip,
– Abla, bunu yiyen, bunu da sıçanı gördü mü, diye sormuş.

Kadın adamın ne dediğini anlayamamış.

Abaza umarsız ve boynu bükük arabaya, kısrağının yanına döndüğünde, küçük tayını anasını emer halde bulmuş.


BİZİM ÇOCUK ALAMANYA’DAN VEP’AL (ОП1АЛЬ) GETİRDİ

Abaza’nın oğlu Almanya’ya çalışmaya gitmiş. Ertesi yıl Abaza, altında bir araba ile Almanya’dan Düzce’ye yıllık izne gelmiş, etrafa ve kızlara da caka satıyormuş. Dostları babasına gözaydına gelmişler, söyleşi arasında baba:
– Bizim çocuk Alamanya’dan vep’al (Opel) getirdi, demiş.


ABAZA DAMAT

Pek adetten olmasa da Abaza’nın biri, köylü bir Türk kızını beğenmiş ve evlenmiş.

Aradan belli bir süre geçtikten sonra, delikanlı karısını yanına alıp el öpmeye kayınpederlere gitmiş. Zengin kayınpederler damatlara tarla bile bağışlarmış ama Abaza’nın kayınpederi yoksul ve verecek bir şeyi yokmuş…

Bir gün, iki gün,üç gün… Damat da bir türlü evine dönmek nedir bilmiyormuş.

Baba kızına sormuş:
– Kızım, bu kocan ne diye evine dönmüyor böyle? Ona Allah’ın her günü sofra kuracak gücümüz yok bizim…
– Baba, Abazalarda adet, damada kızın evine ilk gelişinde dana ya da öküz keserler. Kocam bir şey demedi ama bunu bekliyor olmalı.

Türk ailenin tek bir danası varmış, bir türlü de kıyamıyorlarmış. Kayınpeder sonunda umarsız kararını vermiş:
– Damat gideceğe benzemiyor, danayı keselim bari, demiş karısına.

Ertesi sabah adam bıçağı bileyip kesmek üzere danayı bahçeye çıkarmış. Damat hemen öne atılmış:
– Allah aşk’ına (ашк1ына) benim için kesmeyin bu danayı, demiş.
– Peki öyleyse, demiş kayınpeder ve çok da sevinmiş.

Ancak damat yine gitmemiş.
– Karı, anlaşıldı, danayı kesmemiz gerekiyor. Yoksa damadın gideceği yok, demiş kayınpeder.

Ertesi sabah danayı yine bahçeye çıkarmış.Abaza damat yine öne atılmış:
– Ne olur benim için kıymayın bu danaya, demiş.
– Peki, öyleyse, demiş kayınpeder, damadın gideceğini sanarak ama Abaza damat yine gitmemiş. Ertesi sabah kayınpeder danayı getirip yere yıkmış. Abaza damat yine koşmuş:
– Allah aşk’ına, ne olur benim için kesme bu danayı, diye öne atılmış ama kayınpederin:
– Allah aşkına kestim bile bu danayı, diyerek bıçağı hızla çektiği anlatılır.

Ertesi gün Abaza, karısını da alıp evine dönmüş.