3. GÜN

Sabah saat 08:30 da tüm grup okulun bahçesinde toplandık. Fakat bizden çok önce gelen Enganoy Erol bey ve Enganoy Mustafa amcayı bahçede görmek hafif mahcup olmamıza, bir taraftan da sevinç duymamıza neden oldu.

Enganoy Erol bey yazıyı yazmak için gerekli çalışmaları başlattı. Enganoy Mustafa amcamız da bizimle birlikte içeride ve dışarıda yapılan işlere yardımcı oldu.

Şimdi gruptaki arkadaşların hangi işleri yaptığına kısaca değinmek istiyorum.

Hune Ediz, Makare Esra, Şomauha Ayşegül ve Nakşır Aydın eşyaların düzenlenmesi ve temizlenmesi konusunda çok güzel bir ekip oluşturdular. Bütün yeni ve eski eşyalar tek tek temizlendi ve gruplara ayrıldı. Laboratuar malzemelerinden tutunda, haritalara kadar her şey temizlenip ayrı köşelerde kullanıma hazırlandı. Çalışma sınıfı itina ile bu arkadaşlarımın çalışmasına sahne oldu.

Hıdeuğ Hakan , badana işlerinde çok yetenekli olduğunu gösterdi. Oldukça sıcak bir havada yapılan çalışmada arkadaşların ara vermeden çalışmaları görülmeye değerdi. Yine Hıdeuğ Hakan her fırsatta kamerası ile çekim yapıyordu. Zaten badana işi bittikten sonra Hakan’a daha çok çekimler ile ilgilenmesini rica ettik. Umarız güzel çekimler yapmıştır bizim gizli kameraman Halit Kelle bey. :))

Şomauha Hakan ve Çeleskat Emel daha çok dekor ve görsellik ile ilgilendiler. Çeleskat Emel güzel sanatlar okuyor ve bu işte oldukça iddialı olduğu bir gerçek. Atatürk köşesine yapmış olduğu alçı kabartmalar ve çiçeklendirme ile dışarıdaki çeşmeye yine alçılar ile vermiş olduğu estetik oldukça güzeldi. Hiç ara vermeden Şomauha Hakan ile çok güzel bir çalışma sergilediler.

Weşmuğh Şule, Meçöz Ayfer ve ben genelde kapıların, eski panoların kısaca yağlı boya gerektirecek her türlü ahşabın boyanması ve temizlenmesi ile ilgilendik. Dışarıdaki kamelyadan tutunda; tuvaletteki ahşaplara kadar hepsini boyadık ve temizledik. Tabi Makare Esra ile Şomauha Ayşegül‘de temizleme konusunda bize yardımcı oldu. Televizyonda izlemiştim eski mekanlar yenileniyor, çok hoş çalışmalar yapılıyordu. Bu gibi programları izlerken hep içimden bende yapsam demişimdir. Bir an kendimi istediğim bir işi yaparken buldum.

Her gün öğle saatlerinde köyümüzden bir ailenin yemek daveti olacaktı. Fakat bir gün öncesi biz işimizin uzamasından korktuğumuz için Tok Muharrem beyden rica edip öğle yemeklerini iptal etmelerini rica ettik. Bu durum tabiki biraz hoş olmadı fakat işler yetişmeyip, dönüş zamanımızın gelmesinden korktuğumuz için böyle bir karar almıştık. Sonuçta anlayış gösterildi ve yemeklerimiz okulumuza kadar her gün farklı aileler tarafından getirildi. Hepsine Teşekkür ediyoruz.

İki gündür yemek saatlerine olabildiğince kısa zaman ayırarak çalışmıştık. Gece saat 3’lere kadar oturuyorduk Hepimiz yorgunduk fakat birbirimizi tanımak, misafir olduğumuz ev halkı ile sohbetler etmekten de geri kalmak istemiyorduk. Tok Seher abla ve eşi Shapsugh Şerafettin ağabeyin sohbeti bizi oldukça çekiyordu.

Tüm gün ayakta durmak ve çalışmak akşam saatlerinde bizi oldukça yorgun düşürüyordu. Fakat Şomauha Hakan‘nın çevre köylerdeki buz gibi su gözlerine
1 saatlikte olsa bizleri götürmesi açıkçası o yorgunluğu unutturuyordu. On saniye dahi suyun içerisinde ayaklarımızı tutamıyorduk. Yeşillikler arasında muhteşem manzaralı su gözlerinin başında oturmanın keyfide bir başka oluyordu. Teşekkürler Şomauha Hakan.

Gün sonunda akşam yemeği için Wezirmes Hamdi Atçı beylere davet edildik. Bahçede oldukça kalabalık, birbirinden hoş sohbet dostlar ile muhteşem bir gece daha geçirdik. Sayın Wezirmes Fikret Atçı beyin hoş sohbeti bizleri saatlerce masa başında oturttu.

Ertesi gün saat 08:30 da okulda buluşmayacaktık. Eee birazda dinlenmek lazım. Olmaz ki canım. Ertesi gün izin günümüzdü ve Şomauha Hakan‘ın ve
Çeleskat Emel‘in çok güzel bir programı vardı.