Dünya Ekonomi Formu Toplantıları'nda
Kafkasya hiç konuşuldu
mu? Ekonomik sorunları hiç dile geldi mi?
Basında çıkan herhangi bir habere rastlamadım. Dünya
ekonomisi masaya yatırılıyorsa, "dünyanın durumunu daha iyi hale
getirmek” amaçlanıyorsa Kafkasya'nın da konuşulması fena
sayılmazdı.
Bu yıl yapılan Dünya Ekonomi Formu Toplantıları'yla ilgili çıkan
basın haberlerini tararken; içinde kadınlarla ilgili yapılan
konuşmalar ekonomi haberleri kadar ilgimi çekti.
Bunlardan birisi de CocaCola ceosu Muhtar Kent’in konuşmacı olarak
katıldığı “Şirketlerde kadın erkek eşitliğini söylemden eyleme
geçirmek” başlıklı oturumunda yaptığı konuşma. Başında bulunduğu
şirketin daha fazla başarılı olması açısından kadın yöneticilerin
bilgilerinden yararlanmanın şart olduğunu dile getrmiş. Kadın
yöneticileri kurumunda tutabilmek için işyerinde seyahatlerini
azaltmak ve iş yapabilme alışkanlıklarında değişiklikler
yapıyormuş.
Elbette dünyanın her yerinde kadın yönetici sayısının artmasını
çok isterim. Bunun yanı sıra Muhtar Kent düşüncesinde insanların
artmasını da.
Kadınların iş hayatında çalışma arkadaşı olarak benimsendiği,
ancak yönetici olarak henüz çok kabul görmediği bir ülkede
yaşıyoruz. Bugün meclis kürsülerinin arkasında bile kadın
yöneticilere sözlü saldırı yapıldığı bir ülkeden yukarıdaki
haberde konuşulanlar bizlere ne kadar inandırıcı gelir ki. Kadın
yönetici sayılarını artırma projeleri bir tarafa, daha farklı
politikalar uygulanmasa diyorum.
Kadın yöneticiler, liderlik ruhu olan kadınlar demişken, Ğaişet
babaannemizden biraz bahsetmek istiyorum.
Nüfus cüzdanında Aişet yazardı ama ona Ğaişet denilirdi. Hala da
öyle anılmaktadır. Ben bu ismi ne zaman duysam, bu günkü en
otorite sahibi kadın yöneticiler aklıma gelir. Fakat bir o kadar
da naif bir insandı. Hem Gestapo denecek bir duruş hem naif nasıl
olur, demeyin yerine göre her iki karakteri de kendisinde
görebiliyordunuz.
Geçmişte sülale içinde önemli konularda dahi Ğaişet’e danışıldığı
fikir alındığı çok olmuştur.
Kendisi Kabardey Kuşha sülalesindendi. Onun için dedemiz kendisini
Kuşha diye çağırırdı. Çerkeslerde eşler arasında isimle hitap
etmek xabze gereği uygun düşmezken dahi o sülale ismiyle hitap
ettirmiş birisiydi. Ğaişet çok akıllı bir o kadar da zeki düzenli
tertipli bir insandı. Öyle kolay kolay yapılanları beğenmezdi.
Sözünü dinleten hatırı sayılır biriydi. Yani otorite figürü bir
insandı. Aynı zaman da yaşayan bir tarihti. Geçmişi çok iyi
hatırlar, anlatırdı. Uzunyayla’ya gelen Ermenilerin nasıl misafir
edildiği, nasıl saklandıkları vs. çok önemli tarih bilgileri
anlatırken o günkü canlılığında anlatırdı.
Ğaişet babaanne gibi birinin aile ocağında büyüyen biri olarak
geride kendinden bir şeyler miras kalmaması ona hiç yakışmaz,
bizim için de ayıp olurdu. Çünkü kendisi bizim için öğretmen gibi
eğitici birisiydi.
Adigelerde kadına verilen değer ve kadına biçilen rollerin önemini
onun bulunduğu ortamlarda görmemek imkansızdı. Her yaştaki insanın
ona saygı duyduğunu, en önemlisi de kendini nasıl saydırdığına hep
şahit olurduk. Kendi sülalesinde olsun, eşinin sülalesinde olsun,
Ğaişet adının hafızamızda farklı bir kalıcılığı olmuştur.
Uzunyayla kırsalında doğma-büyüme ilköğretim eğitimi dahi almamış
bahsettiğim bu insanın liderlik ruhu denebilecek bu duruşu
genlerden geliyor olsa gerek.
O nedenle her Adige kadınında az çok potansiyel bir yöneticilik ve
liderlik ruhu olduğuna inanıyorum. Yeter ki fırsat verilsin.
|