|
|
................... |
|
................... |
UZUNYAYLA’DA GÜNLÜK İHTİYAÇLAR-
ALIŞVERİŞLER |
22.10.2009 |
|
WORDIM Müzeyyen |
................... |
................... |
Uzunyayla’da günlük ihtiyaçlar
alışverişler “çerçi” denilen seyyah pazarcıdan karşılanırdı.
Sandık şeklinde iki tarafa açılan üstü camlı içinde her türlü ev
ve kişisel ihtiyaçların olduğu sandıklı çerçiciler gelirdi.
Tarak, ayna, çiklet, balon, boncuk, iğne, iplik,
çengelli iğne, yorgan kaplama ipi, büyük yorgan kaplama iğneleri,
dikiş yüksüğü, çıtçıt, boy boy ve renk renk düğmeler, tokalar,
taçlar, saç bağlama lastikleri, iç çamaşırı lastikleri, (yassı,
yuvarlak lastik) metreyle alınırdı. Bez mendiller (küçük, büyük
boy) genç kızların çeyizleri için kanaviçe tülleri;
‘’incesi-kalını var mı’’ diye ablalarımız sorarlardı, kanaviçe
için renk renk iplikler, dantel iplikleri için. Koke denirdi
dantel yumaklarının adına. Kanaviçe için kasnaklar v.b. yok yoktu.
Küçük sayılabilecek bu tür ihtiyaçlar onlardan karşılanırdı.
Çerçinin sandığı her bir evin önünde açılır komşu 2-3 aile orda
toplanır, büyüklerimizin iyi olmayan Türkçeleriyle saatlerce orda
sandığın içine.bakılır, alış veriş yapılırdı. Geçerli para birimi
genelde yumurta olurdu veya yün, -harman zamanıysa ve çerçi alırsa
buğday da- verilirdi.
Yazın Uzunyayla’ya Malatya’dan Afşin’den kamyonla kasalarla üzüm
getirilir satılırdı. Asla kiloyla alınmaz kasalarla üzüm alınırdı,
en çok nasiplendiğimiz meyve, yazın üzüm olurdu. Sebebi de nakit
para ödenmez buğdayla alınırdı. Bir kasa üzüme iki Çinik denirdi,
buğday verilirdi. Bazen üzüm kasasının salkımlarından düşmüş üzüm
taneleri verilirdi, yanında da bolca peynir-ekmek öğle yemeği
yerine geçerdi.
Bu arada üzümün köyde esprisi öyle mevsim olarak kolay geçmez,
eğlencesi çok olurdu. Üzüm satıcıları bazen akşam vaktine denk
gelirse, köyde geceyi biz de geçirirlerdi. Haceşimiz evin için de
değil dışarıda olurdu, bir oda bir antreden ibaretti. Odada
misafirler varsa haçeşin antresinde bir yatak açılırdı genel de
orda satıcılarla dilenciler yatardı. Üzüm satıcıları sabah
kalktıklarında dedeme şikayetleri olurdu. Bu gece 2-3 kasa üzüm
gitti diye. Gün boyu üzüm satmaktan yorulmuş üzüm satıcıları
uyuyup, ev sahibi de ortalıktan çekilince; köyün gençleri ortalığa
çıkar üzüm kamyonu -vicdanlarına kalmış artık- birkaç kaç kasa
üzüm indirirdi.
Uzunyayla’da karpuz da kıymetliydi. Kavun nadir gelirdi.
Çocuklara karpuzu dilim olarak verirlerdi, karpuzun beyaz
kısımlarına kadar yenir, sadece dış kabuğu yenmezdi. Karpuzun iri
siyah çekirdekleri biriktirilir, yıkanır, tuzlanır kurutulur daha
sonra çekirdek niyetine çitilirdi.
Yine yazın Uzunyayla’ya Malatya’dan ne kadar çürümüş kayısı, erik,
pestil varsa getirirlerdi. Onlar eşeklerin üstünde iki tarafa
sarkıtılmış heybe şeklinde sandıkların içinde gelirdi. Peynir
karşılığında satın alınırdı. Sonbahara doğru kurutulmuş dut,
reyhan, kırmızı biber getirilirdi. En pahalı baharat reyhan
olurdu. Su bardağı veya çay bardağı ile ölçülerek satın alınırdı.
En ucuz satın aldığımız; keçi boynuzu ile kuru dut olurdu.
Çerçiden kuru dut ve keçi boynuzu almak için -eğer koyunlar
yaylıma çıkmadıysa-, büyükler ortada yoksa koyunların vay
hallerine, sırtlarındaki yünün büyük bir kısmı yolunurdu. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|