Çerkesya tarihi ile
yakın bağlantısı olan “L’aque (Tlako) (1)” dünyada benzeri
az, soylar arasında ve yemin ile girilen, korunmaya dayalı
bir örgütlenme şeklidir. Bu kuruluşun yardımlaşma gibi
aşağıda okuyacağınız başka yararları da vardır. Çerkesya’yı
ziyaret eden gezginler, L'aque kelimesine sosyal anlamda;
Arapça: "Cemiyet’ül İkha eş-Şerkesiyye", Fransızca: "Amicale
Circassienne" ve İngilizce: " Society of Fraternity"
demişler ve sonuçta L'aque'yi “Kardeşlik Cemiyeti” olarak
tanımlamışlardır (2).
L’aque’ler: Selam vermekten, alış veriş yapmaya, cezaların
uygulanmasından, eğitimin nasıl verileceğine dair tüm
kurallarını kendi içlerinde belirlemişlerdir. L’aque’lerin
kişi sayısı kimi zaman 100'den az veya daha fazla kişiden de
oluşabiliyordu.
L’aque fertleri;
insanları hoşnut edebilmek için, davranışlarıyla sosyal
hayatı bir aktör gibi yaşarlar ve karşılarında bulunanları
bu centilmenlikleriyle etkilerlerdi. L’aque mensuplarının
arasında, küçük veya büyük ayrımı yoktu. Ne küçüklük
kayırılma sebebi olabilir, ne de tek başına büyüklük kişiyi
üstün kılardı. Üyelerinin hepsi eşit olup, hiçbirinin
gördüğü saygı ve sevginin ötesinde bir imtiyazı yoktu. Tarih
boyunca büyük bilginler yetiştiren L’aque’lar, haklı bir üne
sahiptiler. İddiaları, barışa ve mutluluğa giden yolda tüm
insanlarla kardeş olmaktı. Bireylerinin isimleri,
centilmenlik ve kahramanlık şiirlerinde geçerdi. Fakat
hiçbirinin sosyal veya hukuki bir ayrıcalığı yoktu. Tüm
davranışlarında dikkatli olmak zorundaydılar. Sade
vatandaşın yaptığı ve kamuoyu tarafından normal karşılanan
bir davranış, L’aque için hoş karşılanmayabilirdi. Onlar
kadim gelenek, görenek ve kabullerine göre duruş ve davranış
sergiliyorlardı. Saygılı bakmalı, nezaketli oturmalı, ölçülü
ses tonu ile konuşmalı, kişileri önemseyerek iletişim kurup,
kendileriyle ne kadar barışık ve sosyalleşmiş olduklarını
göstermeliydiler.
.
Bütün L’aque
fertlerine, iyi insan olmaları konusunda dersler verilirdi,
daha sonra da savaşçı ve şövalye ruhlu olmaları için
eğitilirlerdi. Bu nedenle bütün L’aque fertleri birbirlerine
kardeş ve kız kardeş gözüyle bakarlardı.
Yeminli Kardeşliğin
Bazı Önemli Noktaları
1)
Kardeşlik yemini eden soylar bu yeminden sonra kardeştirler
ve kardeş sayılırlar.
2)
L’aque fertlerinden birisi bir felaket ile karşılaştığında,
kardeşlerce ona yardım eli uzatılır.
3)
Evlenecek olan gençlere, yardım edilir.
4)
L’aque fertlerinin gelişmiş insan olmaları için, gerekli
erdemler akıl ve sezgi yoluyla bulunup, uygulanır.
5)
Güçlüklerin aşılmasında, savaş ve düşmanlık gibi durumlarda;
kardeşler birbirine yardım eder. (3)
6)
Yeminli kardeşlik grubu üyelerinin birbirleriyle
evlenemezler.
Yeminli kardeşlik grubu
üyelerinin biri birleriyle evlenmelerinin katı yaptırımlarla
engellenmiş olmasının amacı; evlenmenin gerektirdiği bazı
örf adet yükümlülüklerinden dolayı, aynı grup içerisinde
bulunan fertler arasında bir takım anlaşmazlıklara yol açma
ihtimalinin ve beraberinde toplumsal düzenin bozulma
tehlikesinin ortaya çıkabilecek olmasıydı.
Avrupa Birliği’nin
Türkiye Temsilcisi olan Hans Jorg Kreschmer,
Ankara'da Çerkes’ce öğrenen çocukların diploma töreninde
yapmış olduğu konuşmasında,
Çerkes kültürü
hakkında: “Avrupa kültürünün kökü ve anası”,
nitelemesi yapmıştır.
.
Hans Jorg Kreschmer
Dolayısıyla,
Yeminli Kardeşlik'in
Batı'ya nasıl
taşındığı konusundan da biraz söz etmemiz gerekiyor.
.
İnsan topluluklarının göç yolları üzerinde olan Kuzey
Kafkasya’yı, antik gezginlerin ziyaret etmeye başlamaları ve
orada “yüksek bir kültür” ile karşılaştıklarını yazmaları,
çok eski dönemlere uzanmaktadır.
.
Çerkesya’yı gezen antik gezginlerin çoğu İskoç, Gal ve Kuzey
İrlanda asıllıydılar. Heredot, Verrius, Mela, Strabon ve
Plutark, Kafkasya’yı gezip, Çerkes kültüründen övgüyle
bahseden gezginlerin bazılarıdır. Çerkesliğin öğretilerine,
örgütlenme (L’aque) şekline ve gizli kalmış sırlarına vakıf
olabilmek için, Kafkasya’ya gönderilen bu İngiliz asıllı
antik zaman gezginleri, Çerkeslerin arasında faaliyetlerde
bulunmuşlar, Çerkeslerin yaşam biçimlerini, kültürel
değerlerini incelemişler ve gazetelerde yayınlamışlardır.(4)
.
Bütün bu olayların sonucunda, Avrupa erken bir tarihte
Yeminli Kardeşlik Kuruluşu ve Çerkes kültürü ile
tanışmıştır. 17.yy İngiltere’sinde, öğreti arayışı
içerisinde olan İngiliz soyluları, aydınları ve iş adamları,
Çerkes halkının ürettiği yüksek kültürel değerleri:
“L’aque”, Adığağe ve Zexes eğitim sistemlerini
gözlemişlerdir. Yani Çerkesliğin öğretilerini, üstün insan
olma ve saygıya dayalı Kardeşlik Zinciri adıyla yeni bir
öğreti tarzı, sanat akımı olarak, köklerinin de çok eskilere
uzanan kadim İngiliz kültürü olduğunu vurgulayarak,
Londra’da Rahip James Anderson'a bir tüzük yazdırılıp
dünyaca ünlü olan Anderson Yasası'nı
yayınlamışlardır.
.
. Dipnotlar:
(1)
L'aque, kelimesi Çerkesce ''onurlu, kibar insanların
ülkesi'' anlamına gelir. Yusuf İzzet Paşa, “Evrikalarım
-Bulduklarım”, İstanbul 1915, Osmanlıcadan - Doğan Erdinç.
(2) Yunus Emre Özsaray, Yüksek Lisans Tezi,
İstanbul, 2012. Baj, Jabağı Çerkesya’da Terbiye ve Sosyal
Yaşayış, 1. Baskı, Ankara: Kafdav,2007
(3) Pçentleş Dr. Memduh Ceylan,
www.Dzıbe.com. Düzce, 17.11.2013 (4)
Soner Daur:
www.circassiancenter.com/cc-turkiye/kultur/093_cerkeslerin-2.htm
|