Hayatta her an engellerle karşılaşırız. Aradığımız kişi telefonu
açmayabilir, çok çalıştığımız bir sınavı geçemeyebiliriz, en
çok hak eden biz olsak da terfi alamayabiliriz. İstediğimiz
arabaya paramız yetmeyebilir. Böyle durumlarda, toparlanıp
yola devam etmek için şanslı ve daha güçlü olmamız gerekir.
Güçlü insanlar, kendi zayıflıkları ve korkularıyla başa çıkma
cesaretini göstere göstere engelleri aşarak güçlenmiş
kişilerdir. Araştırmalar, başarılı insanların ortak
noktalarının, kendi içlerindeki gücü keşfederek engelleri
aşan insanlar olduklarını göstermiştir.
İçimizdeki kendimize has bizi biz yapan yeteneği keşfedip, onu
hayata aktardığımızda, inanılmaz bir güce kavuşuruz.
Yaşımız, unvanımız, mevkiimiz sahip olduğumuz kaynaklar ne
olursa olsun, sadece bu bakış açısı bile, bize kendi
hayatımızı dönüştürme gücü verir.
Yapılan araştırmalar kendisinden “Güç” alan insanların, beş ana
ilkeye uygun yaşadıklarını kanıtlanmıştır:
1- Duygularımızın kontrolünü kendi elimize almalıyız.
Duygularımızın, bizim arzu ettiğimiz gibi oluşmasını
sağlamalıyız. Eğer duygularımızı kontrol edebilirsek, hayata
olumlu bakabilir ve iyi ilişkiler kurabiliriz.
2- Fiziksel ve ruhsal sağlığımızı kontrolümüz altına almalıyız.
Çoğu insan ne yediğine, ne kadar uyuduğuna dikkat
etmeden kendisine zarar vererek yaşamaya devam eder. Oysa
sağlıklı bir vücuda ve sağlıklı bir ruha sahip olmak,
hepimizin hayattaki birinci görevidir. Vücudumuzu ve
psikolojimizi sağlıklı kılmak ve çevreye canlılık yansıtan
bir enerjiye sahip olmak için, sağlığımıza dikkat etmeliyiz.
3. Sadece daha çok para kazanmaya odaklanarak daha güçlü olamayız.
Güçlü olmak, insanın maddi kaynaklarını kendisi ve diğer
insanlar için nasıl dengeli bir şekilde değerlendirdiği ile
ilgili bir konudur. Hepimiz, bütçemizi kontrol etmek ve
imkânlarımızın ötesine geçmemeye özen göstermek zorundayız.
4. Önce kendimizle sonra da başkalarıyla iyi olumlu ve nitelikli
ilişkiler kurmalıyız. Kendimizi sevmeli ve kendimize değer
vermeliyiz. Eşimizle, arkadaşlarımızla, ailemizle, çalışma
arkadaşlarımızla ilişkilerimizi yapıcı bir şekilde
geliştirmeliyiz. İnsanlarla; içimizde kin ve nefret
barındırmadan içten, anlamlı ve yapıcı ilişkiler kurmalıyız.
5- Bütün kaynakları yeniden kazanmak mümkünken, geçip giden zamanı
yerine koymak mümkün değildir. Bize verilen sınırlı zamanın
akıp gitmesine seyirci kalmak yerine, zamanı verimli
değerlendirmeliyiz.
Güçlü olmak için insanın bu beş ilkeye uymasının yanı sıra,
karşısına çıkacak bütün engellere rağmen, mücadeleye etmesi
gerekir.
Hayat hiç kimse için düz bir yol değildir. Güçlü olan insanlar,
hayatlarını güçlü yönleri üzerine kurabilen insanlardır.
|