Lefkoşa’da beni gezdiren Kıbrıslı
arkadaşım Sadık beye, “Kıbrıs’ta ne kadar Çerkes var
acaba” diye sorduğumda, ''1960’lı yıllarda Makarios’un gizli
planı gereği Çerkeslerin ve Türklerin, toprakları büyük
paralar karşılığı satın alınarak, Avustralya ve İngiltere’ye
göç ettirildiler. Ancak bugün bile Kıbrıs’ın en zengin iş
adamı olan Günay bey Çerkes’tir” yanıtını verdi. Bu kez
adresini bulup, oğlum Enderle beraber Günay Çerkez
beyin ofisine gittim. Aslında ben Günay beyle bundan iki yıl
kadar önce bir vesile ile telefonla konuşmuştum, kendisi de
beni Kıbrıs’a davet etmişti ama işin doğrusu böyle zengin bir
iş adamı ile karşılaşacağımı hiç beklemiyordum.
Ofisine gidip de sekreterine Günay bey ile görüşmek istediğimi
söyleyince, “sizi bekliyorlar mı efendim” dedi. Randevusuz
geldiğimizi söyledim. Sekreter hanım benim adımı, soyadımı not
etti. Belki hatırlamaz diye Türkiye’den geldiğimi ve Çerkes
olduğumu da ayrıca nota ilave ettirdim. Günay bey notu alınca
odasından çıkıp hemen yanımıza geldi. Beni ve oğlum Ender’i
kırk yıllık bir dost gibi kucaklayarak karşıladı ve ofisine
davet etti. İyi eğitimli ve zarif bir kişi olduğu her
hareketinden belli oluyordu. Benim asıl hayret ettiğim şey,
Türkiye bürokrasisinde önde gelen ne kadar Çerkes varsa hemen
hepsini tanıyor olmasıydı. Günay beyin hem soyadının Çerkez,
hem de Kıbrıs Ticaret Odası Başkanı ve Kıbrıs’ın önde gelen iş
adamı olmasından ötürü Kıbrıs’a giden Çerkes asıllı iş adamı,
bürokrat ve generallerin hemen hepsinin dikkatini çekiyor ve
bu şekilde tanışıyorlardı.
Dr. Günay, benim gözümde gerçekten
tam bir Çerkes, paradan ve zenginlikten konuşmayı görgüsüzlük
sayıyor ama KKTC'nin turizm başkenti Girne yakınlarında
uluslararası standartlarda 3 bin 300 metrekare kapalı alana
sahip 800 dönümlük arazi üzerindeki Golf Tesisi ve Kuzey
Kıbrıs’ın Turkcell’i ona ait. Öte yandan inşaat, turizm,
sağlık alanlarında faaliyet gösteren tam 15 şirketin sahibi.
Ayrıca Forbes dergisinin yazdığına göre üslendiği işlerin
hacmi bir milyar Dolar civarında.
|
Günay bey
zenginler dergisine de kapak olmuş |
Dr. Günay Çerkez'in anlattığına
göre: 1888 yılında Novorosiski limanından Abzegh gruplarıyla
ayrılan iki gemiden biri olan, Avusturya Lıoyd’s şirketine ait
Sphinx adlı birinci gemi, Kıbrıs açıklarında yanmış, bu
kazadan kurtulabilenler Magosa’ya çıkarılarak Kıbrıs’ın Evdim
bölgesinde iskân edilmişler. Bu bölge, hâlen İngiliz üssü
olarak kullanılan Agrotur çevresindeki bir göletin
yakınlarında bulunuyor. Söz konusu bölge, Kıbrıs haritalarında
1960 yıllarına kadar "Çerkes Çiftliği" olarak geçiyormuş. 1963
olaylarından sonra Kıbrıs haritasından "Çerkes Çiftliği" adı
çıkarılmış, ancak daha eski haritalarda varmış. Yine Kıbrıs’ın
Baf bölgesinde eski bir Çerkes Mezarlığı da bulunuyormuş.
Günay beyle bu konuşmamızdan sonra merak edip araştırdım.
Aslında Çerkeslerin Kıbrıs’a gelip yerleşmeleri çok daha
eskilere dayanıyor. Ta 1570 yılında Osmanlı'nın, Kıbrıs'ı
fethinden sonra Kafkasya'dan çok sayıda Çerkes getirilip
Limasol kasabasının Asomado (Gözügüzel) köyüne
yerleştirilmişler. Hükümet, bu Çerkeslere ev ve cami de
yapmış. Ancak bölge baştanbaşa bataklık olduğundan, uzun süre
sıtmaya göğüs geren Çerkesler, en sonunda bu yeri bırakarak
dağılmışlar. (*)
Bunların yanı sıra 24 Nisan 1877 de başlayan Balkan Savaşı
sıralarında Kafkasya’dan 3 bin Çerkes güç kullanarak Kıbrıs’a
zorla çıkmış. Fakat Osmanlı hükümeti, Kıbrıs Rumlarının karşı
çıkışıyla bunları adadan geri çekmiş. (**)
Bugün, asimile olanlar ve göç edenlerin dışında, Kıbrıs’ta
Çerkes dilini konuşamayan fakat Çerkeslerin Abzegh boyundan
olduklarını bilen çok sayıda Çerkes yaşıyor.
(*)
Dağarcık, Kutlu Adalı, 1'inci baskı, s. 288.
(**) Dünden Bugüne Kıbrıs Tarihinde İlginç Olaylar, 1.
Kitap, s. 57. |