İyilikler ve güzellikler
insanların içinde gizlidir. Bazılarında çok derinlerde olup
erişilmesi güç, bazılarında ise daha yüzeyde olup kolayca
erişilebilir. Xabze öğretileri insanların içlerinde doğuştan
var olan bu iyilik ve güzellikleri arayıp bulmalarını,
böylelikle Çerkeslik yolundaki ilk adımın atılmasını ister.
İyi bir Çerkes olmak için ilk çalışma da böylece başlamış
olur.
Ahlak, temel insani değerlerin yanında gelenek ve göreneklerle
de beslenen bir kavramdır. Bu nedenledir ki çeşitli kültürlere
göre kısmen değişebilir. Ancak iyi bir Çerkes olabilmek için
xabze bu kültür değerleri gereklidir. Fakat bu değerlere
ulaşan bir Çerkes, bu değerlerin de yeterli olmadığını bilir.
Burada verilmek istenen mesaj; insanın iyiye, güzele ve
doğruya tek başına ulaşamayacağı, tek başına kalan insanın
gücünün yetersiz, bilgisinin sınırlı, ömrünün kısa olacağıdır.
Halbuki iyinin, güzelin ve doğrunun yolunda yapılacak sayısız
işlerin başarılabilmesi için; birbirini seven insanlar, bilgi
ve deneyimlerini birleştirerek kuşaktan kuşağa aktarabilirler.
Böylece geçmişi ve geleceği ile kardeşlik zincirinin sağlam
halkalarından biri olabilirler.
Bazı insanların gözleri sadece zenginlik ve güçtedir. Oysa
gerçek zenginlik, onurlu, haysiyetli ve iyi insan
olabilmektir.
Zengin olma hayali hırsa dönüşünce dostlukları siler süpürür.
İnsanı, onur ve haysiyet gibi değerlerden uzaklaştırır. Bir
insan için en tehlikeli şey kendi öfkesini, kuvvetini ve
hırsını kontrol edememesidir. Bunları kontrol altında tutmayı
başarabilen kişi, iyi bir Çerkes olabilir. Fakat bunlar yoksa
karanlık insanı içine çeker ve bir noktadan sonra doğru yolu
bulmak güçleşir.
Bunun en büyük zararını da insanın önce kendisi, daha sonra da
ailesi ve sevdikleri görür. Hırsın başlıca sebebi, başkalarına
imrenme, onların sahip olduğu imkanlara kısa yoldan sahip olma
isteği ve telaşıdır. İranlı şair, Ömer Hayyam bir şiirinde
bunu: "Niceleri geldi, neler istediler, sonunda dünyayı
bırakıp gittiler. Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi? O
gidenler de hep senin gibiydiler!" şeklinde dile getirmiştir.
Herkes statü kazanmak, mevki makam sahibi olmak ister ve
zengin olmayı arzular, bu normal bir içgüdüdür. Ancak, böyle
bir idealin, uygar ve insani bir düşünce ile meşru yollardan
olması gerektiği açıktır.
Gayrı-meşru kazanç yolları, aslında toplumun içine yayılmış
kötü bir hastalığın belirtisidir.
Param var, insanlıktan bana ne, diyemeyiz. İnsanlık ve sevgi
yolundan ayrılan bir kimse, sıkıntılardan kurtulamaz.
İnsanlığa sahip çıkan bir kimse maddi birikimi olmasa dahi, en
büyük zenginliğe sahiptir. Üstat KAZANUKO Jebağı bu konuda
şöyle demiştir: Hiç kimse, başka birine gereksinim duymayacak
kadar zengin değildir.
Xabze; daima itibarlı kalarak doğruluktan ayrılmamamız
gerektiğini, bulunulan mevki ne olursa olsun, peşin
hükümlerden uzak, samimi, dürüst ve adil olmamızı öğütler.
Günümüzün makam ve mevki hırsı için dalkavukluk yapan, el etek
öpen öpenedir. Mevki ve makam hırsı insanı ikiyüzlü yapar.
Şayet mutluluk isteniyorsa, başarı, mevki ve para gücü
hazmedilmelidir. Gerçek başarının kısa yolu yoktur.
Merdivenlerin teker teker ve basamak basamak çıkılması
gerekir. |