Her Çerkes’in kendisinden
beklenenleri yerine getirmesi, ona kılavuzluk eden xabze
bilgilerini hayata geçirmesinden ibarettir. Bu bilgiler uzun
dönemlerden süzülüp gelen, Çerkeslik yaşayış geleneğini temsil
eder.
Bir Çerkes kendisini, ailesini, sevgiyi ve saygıyı atlayıp,
dış dünyayı öğrenemez. Sevgi ve saygı göstermeyi tek taraflı
olmaktan çıkarıp; karşılıklı, insanlar arası ve aile içi bir
görev olarak kabul eder. Adeta kargaşanın, taassubun ve
fanatizmin yaşandığı günümüzde bu ihtiyaç çok daha önemli bir
hale gelmiştir.
Çerkeslerin kendilerine karşı görevlerinin bazılarını şöyle
özetlemek mümkündür: Bir Çerkes her türlü boş gururdan,
kibirden kendisini arındırmalı ve kendisini başkalarından
büyük görmemelidir. Çerkeslik yolunda olan her bireyin
kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun adil ve
elverişli bir yaşam sistemini sağlama görevi vardır. Onun
için, özellikle yalan söylememeli, sahte söz ve davranışlarda
bulunmamalıdır.
Her Çerkes’in görevi, kendisine ve doğaya saygısı olan, iyi
insan olmak, bu amaca aklın rehberliğinde, hoşgörü ve
kardeşlik duygularını yücelterek ulaşmaya çalışmaktır.
Çerkesler için çalışmak bir hak ve görevdir. Çerkesler,
insanlığa yararlı eserler meydana getiren beden ve fikir
işçiliğini, eşit derecede onurlu sayarlar.
Çerkes'in görevi, modern bir toplumun üyesi olarak daha önce
edinilmiş yükümlülükler ve üstlenilmiş vatan, aile ve kişinin
kendisiyle ilgili sorumluluklarıyla asla çelişmemelidir.
Çerkeslik, çağdaş toplumun bir üyesi olarak taşımakta
olduğumuz, sosyal ve bireysel yükümlülükleri tekrar etmekte ve
perçinlemektedir.
Çerkeslik dünyada din, dil ve ırk ayırımı olmaksızın tüm
insanların eşitlik ve barış içinde kardeşçe yaşayacakları bir
sevgi düzeninin kurulmasını sağlamaya çalışmaktır. Çerkesliğin
amacı; bilinen davranış kuralları aracılığı ile aşıladığı
yüksek ahlak ilkeleri ve erdemleridir. Xabze, bu yüce ülküsünü
insanlığın inşası olarak tanımlamış ve bu amaca düzenli bir
şekilde ulaşmak için, tüm üyelerinin uyması gereken temel
ilkeleri belirlemiştir.
Çerkes her şeyden önce başka düşüncelerin yardımına
güvenmeksizin, kendi düşüncesine ve vicdanına danışacak;
Başkalarının düşüncelerini elbette benimseyebilecektir. Ancak
kendi mantık süzgecinden geçirmesi şarttır. Şahsen vardığı
sonuçlara göre kendi kendini yüceltmeye, inşa etmeye
koyulmalıdır. Bir Çerkes’in bunları gerçekleştirebilmesinin
doğal şartı ise kendisine ve ailesine karşı görev anlayışını
bilmesi ve korumasıdır.
Görülüyor ki, bu görevlerde başlı başına bir hayat programı
vardır. Çerkeslerin kendilerine olan görevlerinin bazılarının
cemiyetlerde gerçekleşmesi konusu çok önemlidir. İnsanların
davranışlarını belirleyen başlıca iki husus vardır: biri
Çerkeslik disiplini diğeri: "KAZANUKO Jebağı" prensiplerinin
şart koştuğu düşüncedir. Çerkeslik her şeyden önce bir tekâmül
okuludur. Bu nedenle, gelenekçi görünümüne rağmen statik
değil, dinamiktir, evrenseldir.
Saygı ve sevginin tohumudur. Kendisine saygısı olanın ailesine
ve başkalarına da saygısı olacaktır. Bu şekilde hayat
kolaylaşacak; insanlar barışın ve kardeşliğin çizdiği yolda
kendi istek ve menfaatlerini ön planda tutmayan, yani, “ben”
olmayan, “biz” olan görev anlayışına kavuşacaklardır.
Toplumun temeli olan aile; Çerkesler için saygı, mutluluk,
paylaşım, güven, birlik beraberlik gibi olguları içinde
barındıran sosyal ve kutsal bir kurumdur. Xabze öğretileri,
mensuplarından ülkelerine olduğu kadar, ailelilerine,
yakınlarına ve insanlara karşı görevlerini yerine
getirmelerini ister ve bekler. Çerkesler, çalışmalarını ailevi
görevlerini hiçbir durumda aksatmayacak şekilde planlarlar. Bu
çalışmaların, kendilerine, ailelerine ve işlerine zararlı veya
engelleyici olmamasına özen gösterirler. Çerkes eşinin sıfatı,
''hemşire''dir. Toplumun temel taşı olan aile,
Çerkeslik için ilahi bir kurumdur. İşte bu yüzden bir
Çerkes'in “ben iyi bir insanım” diyebilmesi için eşinin
saygısını sevgisini kazanması şarttır.
KAZANUKO Jebağı aileye görevler konusunda, titiz davranır ve
şöyle der: Geç vakitlere kadar aileden uzak kalınmayacak;
sarhoşluktan ve diğer kötü alışkanlıklardan kaçınılacak;
böylece ailenin ihmale uğraması önlenecektir.
Büyük bir aile olan Çerkesliğin en önemli özelliklerinden
biri, kara gün dostu olmasıdır. Önemli olan, bir kardeş veya o
kardeşin ailesi kötü günler yaşarken, onun kardeşlerinin,
ciddi ve yapıcı ilgisidir. Bu ilgi yoksa Çerkeslik de yoktur.
Bu ilgi olmadan sevgi, saygı hakkındaki konuşmalar teoriden
öteye gidemez. Aile üyeleri arasındaki ilişkiler, sevgi ve
saygı bağına dayanır. Her yazımda belirttiğim için burada da
tekrarlamakta yarar görüyorum. Çerkeslerin en büyük
düşmanları, taassup, cehalet, kin, gurur ve ihtirastır.
Cehalet, bunların en eskisi ve en kötüsüdür. Çerkesliği;
kendisini geliştirmek amacıyla bir araya toplanmış kardeşlik
zinciri, kardeşlik topluluğu olarak açıklayabiliriz.
Çerkeslik, insanlığın yoğunlaşmış bir ön ibadethanesidir.
Kendimize, ailemize, kardeşlerimize ve çevremizdeki insanlara
karşı görevlerimizi yaptığımız takdirde, hem kendimizin
huzurlu, hem de çevremizdeki insanların ve neslimizin mutlu
yaşamasının garanti altında olduğunu göreceğiz.
Bir Çerkes’in ailesine karşı vazifelerini sadece "fedakarlık"
ile ifade etmenin mümkün olmadığını 65 senelik yaşam dönemimde
görüp anlamış bir kardeşinizim. Bir Çerkes, daha işin başında
da iken ana ve babaya karşı saygı ve yardım, kardeşlerine
şefkat, eşine tam bir eşitlik ve çocuklarına karşı da sevgi
hislerini daima ön planda tutmalıdır.
Çerkes bir aile reisinin vazife ve mesuliyetleri başkalarına
nazaran çok daha büyüktür. Bir Çerkes cemiyet içinde nasıl
örnek bir insan olmak mecburiyetinde ise, ailesi içinde de
örnek bir evlat, bir kardeş, bir koca ve bir baba olmak
zorundadır. Çocuklarından saygı görmek istiyor ise, kendi ana
ve babasına bunu göstermeli, eşinden şefkat ve sadakat istiyor
ise, bunu da tavır ve hareketleri ile ona göstermelidir.
Çocuklar bir yuvanın çiçekleri ve hatta hazinesidir. Onları
çok iyi, çalışkan ve ahlaklı vasıflarla yetiştirip, tahsil ve
terbiyelerini sağlamak her Çerkes’in görevidir. Bir Çerkes
aile efradına karşı bir fazilet abidesi olmalıdır.
Sonuç olarak Çerkes, var oluşu iyi inceleyip-algılayıp
yaşamını ve ilişkilerini bu inceleme ve doğru yönde
uygulama,örnek olma sorumluluğunu, kısa sürede ve eksiksiz
yerine getirmelidir. Ancak öncelikle ‘kendisine ve ailesine
karşı sorumlulukları’ konusunda doğru sonuç almak zorundadır.
Eş ve çocuklarının hürmet ve itimadını kazanmış olmak, esasen
“Çerkes” kimliğini de kazanmış olmanın en temel ölçütüdür.
Ulu Tanrı'dan tüm insanlık görevlerimizi eksiksiz yerine
getirme becerisini gösterme konusunda, bizlere yardımcı
olmasını diliyorum. |