Abhazya Cumhuriyeti Devlet Başkanı Sergey
Bagapş’ın yıllardır beklenen Türkiye ziyareti nihayet
gerçekleşti. 7-10 Nisan tarihleri arasında Ankara, Adapazarı
ve İstanbul’da pekçok toplantıya katılan Bagapş ve
beraberindeki heyet, hem Abhazya-Türkiye ilişkilerini
geliştirmeye yönelik önemli görüşmelerde bulundu hem de
diyaspora ile kucaklaştı. Başta KAFİAD Başkanı Erol Özel ile
KAF-FED Başkanı Cihan Candemir olmak üzere, bu ziyaretin
gerçekleşmesine önayak olan, emek ve destek veren herkesi
kutluyorum ve yürekten teşekkür ediyorum.
Evet, yıllardır beklediğimiz bir ziyaretti bu.
Taa 17 Ekim 2007’de ‘ha geliyor, ha geldi’ diye beklemiştik.
Biz karşılama hazırlıkları yaparken Gürcistan yönetimi de bu
ziyareti engellemek için son kozlarını oynamıştı. O zaman
kazanan Gürcistan olmuş, Bagapş’ın gelişini engellemişti. Ve
biz, Bagapş gelseydi bağrımıza basacağımız Hendek
Uzuncaorman’da 20 Ekim günü toplanıp kendi kendimize,
“Bagapş’ı mutlaka burada ağırlayacağız” sözü vermiştik.
Nihayet üçbuçuk yıl sonra bunu gerçekleştirebildik. Gürcistan
yine engellemek için çabaladı, hem de çok çabaladı. Ama bu kez
başaramadı. Bu kez kazanan biz olduk. 9 Nisan Cumartesi günü
Uzuncuorman’da toplanıp Bagapş’ı alkışladık ve kucakladık...
Bagapş’ın bu ziyareti aylarca süren titiz bir
çabanın sonunda mümkün olabilmiştir. Daha önceki girişimlere
vize vermeyen Türkiye, bu kez, Abhazya ile haftalar süren
görüşme ve yazışmalarla varılan mutabakat çerçevesinde,
sınırlı ve resmi olmayan bir ziyaret programına ‘olur’
vermiştir. Buna göre, Bagapş’ın gelişinin duyurulması son
günlere kadar yapılmamış ve diyaspora ile buluşma programı
kısıtlı tutulmuştur. Ayrıca Türkiye, Gürcistan’ı küstürmemek
için, Bagapş’ın gelişini “sağlık kontrolünden geçmek ve
akrabaları ile görüşmek” olarak gerekçelendirmek zorunda
kalmıştır. Pekçoğumuz Türkiye’nin bu açıklamasına kızmış olsak
da, bir ülkenin tanımadığı bir ülkeyle ilişkisinin böyle ‘ince
diplomasi’ oyunları gerektirdiğini az-çok anlamışızdır. Tüm bu
sınırlamalara rağmen ziyaret, Bagapş’ın da belirttiği gibi,
çok başarılı olmuştur.
Bu dört günlük ziyaretin ortaya çıkardığı
pekçok sonuç vardır. Her şeyden önce Türkiye’nin yıllardır
sürdürdüğü ‘Abhazya’yı yok sayma’ duruşu değişmiş, Türkiye ile
Abhazya arasında resmi olmasa da fiili bir ilişki kurulmuştur.
Bunun gelişerek devam etmesi ve en kısa sürede iki ülke
arasında doğrudan ulaşımın açılması hepimizin ortak
beklentisidir.
Bagapş’ın ziyareti anavatan-diyaspora
ilişkilerini güçlendirmek bakımından da çok yararlı olmuştur.
Hem düzenlenen toplantılarla hem de medya yansımalarıyla,
toplumumuzun Abhazya’ya ilgisini ve sevgisini güçlendirmiş,
Abhazya’ya gidip yerleşmek ya da orada iş yapmak isteyenleri
motive etmiştir.
Asıl üzerinde durmamız gereken ise
diyasporadaki iç çekişmelerimizin bu ziyarete nasıl yansıdığı
ya da ziyaretin sözkonusu iç çekişmeleri nasıl
şekillendirdiğidir. Bagapş’ın gelişine önayak olan KAFİAD
Başkanı Erol Özel ve KAF-FED Başkanı Cihan Candemir, baştan
beri bu ziyaret programının kurumlarüstü olduğunu, bu yüzden
destek vermek isteyen tüm kurumlarla ve kişilerle ortak
çalışılacağını belirtmişler, bu çerçevede ABHAZ-FED de
organizasyona dahil olmuştur. Sonuçta bu üç kuruluş ortak
çalışmış ve program kurum adları zikredilmeden Ankara,
Adapazarı ve İstanbul’da oluşturulan tertip komiteleri eliyle
yürütülmüştür. En makul yöntem de buydu...
Yöntem makuldü ancak beraberinde sürpriz
olmayan sorunlar da getirdi. KAF-FED tabanı, ‘Adige-Abaza
birliğine zarar verdiğine’ inandığı ABHAZ-FED’le birlikte
çalışmaya pek istekli olmadı. ABHAZ-FED’in Adige ve KAF-FED
karşıtı söylemlerinin yarattığı kırgınlık-küskünlük yüzünden,
düzenlenen etkinliklere katılım nispeten düşük düzeyde kaldı.
ABHAZ-FED cephesinde ise daha büyük sıkıntılar
yaşandı ki, bunların sonuçları ilerki günlerde kendini daha
çok gösterecektir. ABHAZ-FED içinde olup bitenleri didiklemek
benim açımdan cazip bir konu olsa da, şimdilik es geçeceğim.
Ancak, Bagapş’ın ziyaretinin bize diyasporada Adige ve
Abazalar birlikte olursa ancak bir güç ifade ettiğini bir kez
daha gösterdiğini belirtmeliyim. Hiç değilse bu Abhazlar
bakımından böyledir...
Bu vesileyle, ayrı federasyon girişiminin
birliğe ne kadar zarar verdiğini, sinerjiyi nasıl düşürdüğünü,
toplumu nasıl kamplaştırdığını, güvensizliği nasıl artırdığını
bir kez daha ve tüm gerçekliğiyle görmüş olduk. Bu toplumun
iki federasyonu taşıyamayacağını bir kez daha anladık. Umarım
Bagapş’ın ziyaretinin sonuçlarını iyi okuyup, yeniden birliği
sağlayacak adımları atarız. Aksi halde, kendi kördöğüşümüze
saplanıp tarihin bize sunduğu büyük fırsatı heba ederiz.
Velhasılı, Bagapş’ın Türkiye ziyareti, ‘sel
gider kum kalır’ misali pekçok sonuç bıraktı. ‘Arif
olanlar’ımız bunu anlayıp gereğini yapacaktır, diğerlerimize
davul-zurna da fayda etmeyecek. Haydi hayırlısı... |