|
|
................... |
|
................... |
21 MAYIS: HAYAT HATIRLAMAKTIR |
18.05.2010 |
|
Sezai Babakuş |
................... |
|
................... |
21 Mayıs toplumsal unutkanlığa
meydan okuma günüdür. İşaret fişeğidir. 21 Mayıs’a tutunarak
geçmişimizi hatırlayabiliriz. Donan hafızamızı çözebiliriz.
Kimliğimizi ve varlığımızı onurlandırabiliriz. Ve aynaya
baktığımızda boş bir hüzün değil kendi yüzümüzü görürüz.
Alzheimer halk dilinde ‘unutma hastalığı’ olarak bilinir.
Birçok semptomu olsa da en belirgini ve can alıcı olanı hafıza
kaybıdır. Sinsi bir düşman gibi yavaşça sokulur, hafızayı
kemirir, aklı yok eder. Evvel zamana dair her şey erişilmez
olur. Geçen yıl, geçen ay, geçen hafta yok olur. Çember
daralır; dün unutulur, gün unutulur, an unutulur. Dostlar
unutulur, masallar, şarkılar, danslar. Ve aşklar unutulur,
düşler. En yakında olanlar yitip gider; kırk yıllık eş kendini
ispatlayamaz, kardeş tanınamaz, çocuklar hatırlanamaz. Akıl
ihanette, hafıza şarj tutmayan bir pil gibi iflastadır. Son
darbe kendini unutmaktır. Artık aynada görünen sadece bir
yüzdür. Ürkek, acemi, şaşkın ve boş bir hüzündür...
Tıp kendi dilinde alzheimere çare arayadursun, insanlar da
sevdiklerini unutkanlığın labirentinden çıkarmak üzere
yaratıcı yollar dener. En sık başvurulanı, geçmişte yaşanmış
önemli olayları, büyük sevinçleri ve hüzünleri işaret fişeği
olarak kullanıp hastanın donan hafızasını çözme çabasıdır.
Bazen yıllar öncesinin düğünü yenilenir, bazen bir cenaze
töreni. Lunaparka götürülüp atlı karıncaya bindirilen
analar-babalar ya da küçük bir sinema salonu kiralanıp en
sevilen “Rüzgar Gibi Geçti” filmi izletilen eşler... Eskinin
deniz teğmeni (bugünün ünlü tv haber-program sunucusu) hasta
anasının hafızasını canlandırmak ve ona oğlu olduğunu
hatırlatmak için kırk yıl önceki beyaz bahriyeli kıyafetlerini
giyip annesini ziyarete gittiğini bilirim.
Örnekler çok. Amaç aynı; alzheimere meydan okumak, hatırlamaya
kapı aralamak. Çünkü unutulan sadece geçmiş değil aynı zamanda
gelecektir. Unutulan hayattır. Hayat hatırlamaktır.
Tıp, toplumsal unutkanlığa bir isim vermiş midir bilmiyorum.
Belki sosyal bilimcilerin işi. İsim konsa da konmasa da, birey
gibi toplumun da ‘unutma hastalığı’na yakalanabileceği
muhakkak. O yüzden her toplum unutkanlığı önlemek için işaret
fişeklerine sıkı sıkıya sarılır. Anmalar, kutlamalar,
bayramlar, seyranlar bundandır. O yüzden her yıl binlerce
Avustralyalı ve Yeni Zelandalı iki bin kilometre yol katedip,
seksen yıl önce Çanakkale savaşına katılan Anzak atalarını
hatırlayıp onurlandırırlar.
Bizim için de 21 Mayıs toplumsal unutkanlığa meydan okuma
günüdür. En büyük acımızı hatırlama günümüzdür. İşaret
fişeğimizdir. Biliriz ki, 21 Mayıs’a tutunarak geçmişimizi
hatırlayabiliriz. Donan hafızamızı çözebiliriz. Ve aynaya
baktığımızda boş bir hüzün değil kendi yüzümüzü görürüz.
Geçmişi hatırlamak, geleceğe tutunmak için 21 Mayıs günü saat
19:00’da Beşiktaş’ta olacağız. Akaretler’de eski Çerkes Örnek
Okulu’nda (şimdiki W Hotel, Suleyman Seba Cad No. 22 •
Akaretler, Beşiktaş) toplanacak, Beşiktaş İskele Meydanı’na
yürüyecek ve burada sürgünü ve sürgün yollarında ölenleri
hatırlayacağız. Öyle Anzak torunları gibi iki bin kilometre
yol yapmak da gerekmiyor; evlerimizden, işyerlerimizden, cafe
ve kahve köşelerimizden yarım saat uzakta biraraya geleceğiz.
‘Unutma hastalığı’na teslim olmayan ya da bu hastalığı yenmeye
istekli herkesi bekleyeceğiz. Acımızı hatırlayacağız.
Kendimizi hatırlayacağız. Dünü, bugünü ve geleceği.
Kimliğimizi ve varlığımızı onurlandıracağız.
Hayat hatırlamaktır. Hatırlayacağız. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|