...................
...................
ÇERKESLERDE KADIN HAKLARI İHLALLERİ

01.04.2006

Semra Ademey Gürel
...................
...................

Başlık şu anki Çerkeslerden bazılarını kapsıyor.

Konuyu belli bir rotada tutmak için, önce kadın hakları nedir onun üzerinde biraz duralım. Erkek egemen toplumlarda kadın ikinci sınıf görülür. Özellikle kırsal alanda tarlada kocasıyla çalışır. Tarlada işleri bitince koca kahvehaneye, kadın yemek yapmaya gider. Yani kadın yine üretime katkıya devam ederken, koca tüketim zamanına geçmiş olur.

Bu durum kentlerde de çok fazla değişmez. Karı-koca bir işyerinde çalışırlar. İşten dönüşte koca televizyon karşısında kadın mutfakta yerlerini alırlar.

Gebze Derneği'mizin yayınladığı Setenay dergisinin 2.sayısında bir karikatür var. Kısaca görmeyenler için aktarayım. Bir salonda kadın elinde yün, kazak örüyor, erkek de elinde süpürge ve faraş yerleri süpürüyor. Pencerede adamın arkadaşı görüyor ve şöyle diyor. ‘’Bu ne hal yahu…! Lafa gelince Çerkes beyi olduğundan dem vurur, mangalda kül bırakmazsın.’’

Elinde süpürge olan şöyle yanıtlıyor. ‘’Ehm…Ehm..Yok ya! Gördüğün gibi değil…Havagazı süpürüyordum. Ocak açık kalmış, gaz birikmişte..Kem…küm…’’

Karikatürü yapan büyüğümüz/arkadaşımız/kardeşimizin bilinçaltında yatan bu işte. Eline süpürge alan erkek Çerkes beyi olamıyor. Onun da suçu yok. O da asimile olmanın tabii sonucunu yansıtıyor çizgilerine.

Yıllarca kadın konusunda açık ve net bilgiler bulmak mümkün olmamıştır. Çerkeslerde kadının yeri nedir? Bu sorunun adı konulamamıştır. Bunun temel iki nedeni vardır. Biri Türkiye gibi ataerkil bir toplumda yaşamamız. İkincisi Müslümanlığın etkisi.

Kadınlara ilişkin yazıların çoğunda bu etkilerin yansımalarını görürsünüz.

Buna karşılık Kafkasya kaynaklı yazılarda bu etki minimum düzeydedir. Birkaç örnek vereyim izninizle.

Met Çunatıko şöyle diyor:
"Doğu toplumlarında olduğu şekilde Adigelerde kadın ağır işlerde çalıştırılmaz. Onlarda adet olduğu şekilde bizde erkekler bir kenara çekilip kadını sert yamaçlarda ziraat işlerinde tarım işlerinde bahçe işlerinde çalıştırmazlar."

Charl De Bess şöyle anlatır kitabında: "Bir atlı yolda bir kadın ile karşılaştığında, atından iner ve atını kadına verir binmesi için; eğer kadın bunu kabul etmezse adam atının gemini tutarak kadına gideceği yere kadar yaya olarak eşlik eder."

Hanceriy ise daha ince bir konuya temas ediyor: ‘’Bir gurup erkeğin oturduğu bir odaya kadın davet edildiğinde ya da öyle bir ortama kadın geldiğinde kadın en iyi yere oturtulur ve erkekler ayağa kalkarak ona güzel sözler söylerler gönlünü alırlardı. Sofrada olanın iyisi kadına sunulurdu. Odada bir kadın olduğu sürece sert bir ifade ile konuşulmaz.’’

Bunları çoğunuz bir şekilde duymuştur. Daha çok örnek var. Yüz yıllarca önce uygulanan geleneklerimiz, en ileri toplumlarda bile görülmeyecek eşitlikçi bir yapıdaymış. Şimdi durum ne acaba? Tek kelimeyle felaket. Yanlış anlaşılmasın. Birçok Doğu toplumuna göre yine iyi durumdayız fakat gerçek şu ki, asıl yapımızdan çok ama çok geriye gittik.

İşte bu bakımdan ‘’Çerkeslerde Kadın Hakları İhlalleri’’ diye başlığı tercih ettim. Çünkü bizim gerçek geleneklerimize göre Çerkes kadınların hakları ihlal ediliyor.