Bu haftaki yazıma esin kaynağı Hürriyet yazar
Bekir Coşkun’un bir makalesi oldu.
Dünya üzerinde insanların hayvanlara yaptığını hiçbir hayvan başka
bir hayvana yapmıyor. O nedenle de dünyada birbirinin neslini yok
etmeye çalışan bir hayvan grubu yok Çünkü onlar karınlarını
doyurduktan sonra başkasına zarar vermeye kodlanmamışlar.
İnsanlar öyle değil. Karnı doymuş da olsa, 'tok, açı tok sanırmış'
misali davranırlar. Bu nedenle de önce komşusundan başlayıp tüm
dünyayı sahiplenme dürtüsüyle hareket ederler. Halbuki doğal olanı
birlikte yaşamak yaşarken de doğaya, hayvanlara zarar vermeden
yaşamak.
Bekir Coşkun insan psikolojisini öyle ele almış ki, insan gerçeği
tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmış. Bir haberden yola çıkmış. Haber
şu:
Adam sigarayı bıraktı diye deve
kesti.
Bir insanın bunu neden yapabildiğini anlamak
zor ama Coşkun bunu son derece güzel dile getirmiş.
Olacak şey değil.
Kesmeden önce deve ile gazetecilere poz verirken "40 yıldır
içtiğim sigarayı bırakınca kendi kendime niye içtin Kazım dedim
(...) Bıraktığım için deve kesiyorum" diyor.
Devenin tabii ki bir şey söylediği yok. O buluşturduğu bir ot
parçasını kemirip duruyor, birazdan Kazım sigarayı bıraktı
diye canından olacağından habersiz.
Adamın sigarayı bıraktı diye deveyi kesmesini anlamak zor.
Sigarayı 40 yıldır içen kendisi.
Yani kendisi 40 yıl sigara içti ve sonra kendisi bıraktı diye
devenin bir kusuru-günahı yok.
Gazetede deve ile fotoğrafını gördüm.
Deve o anda yanında duran adam sigarayı bıraktı diye canından
olacağını bilmese bile, yüzünden belli ki başına bir iş
geleceğinden şüphelenmekte.
Dili olsa zaten soracak:
"Ben sana sigara iç mi dedim Kazım?"
İnanılmaz güzel bir yüzü vardı devenin.
Masum ve güzel.
Bakınca şunu düşündüm:
Bir insan sigarayı bırakıp da sevinince, bir başka canlıyı niye
yatırıp keser?
Sigarayı içen deve değil.
Deve sigarayı içiren de değil, tekel bayii de değil...
Canıyla ödeyecek kadar ne günahı olabilir?
Tam tersine insanoğlunun başına iyi bir iş geldiyse, bir can
kurtarması, bir aç canlıyı doyurması, bir can bağışlaması, yaşama
herhangi bir şekilde katkıda bulunması gerekmez mi?..
Bu deveyi kesiyor...
Bence bizim içimizde birer canavar yaşar.
Biz çağdaş insan kılığına girmiş bile olsak, o canavar
oradadır. Ne yapıp yapıp canavarlığını yapacaktır.
Ve kan akıtmak için bahane arar insanoğlu.
Bu sigarayı bırakmış.
Yatırıp deveyi boğazlıyor.
Bugün 2006 yılının ilk günü, kutlu olsun.
Bir gün gelir de insanın "insan" olmasını siz daha çok
beklersiniz a dostlar.
Durmuyor insanın içindeki canavar.
İşte insan ile hayvan arasındaki
önemli fark. Etrafınıza baktığınızda bunun değişik versiyonlarını
görürsünüz. Oğlum üniversite kazandı kes bir koç. Milletvekili
köyümüze geliyor kes bir dana, besili olsun. Oğlum oldu kes bir
boğa.
Bir düşünün, kaplan oğlum dünyaya geldi bir insanı boğazından
dişleyim kanını akıtayım der mi. Demez. Fakat insanoğlu der. Çünkü
dünyanın bir gün bu açgözlülüğü nedeniyle kendisini yok edeceğiniz
düşünmez.
İşte kuş gribi. Doğa nasıl da intikam alıyor sigarayı bıraktım kes
bir deve diyenden görüyor musunuz? |