|
|
................... |
|
................... |
HER
ELEŞTİRİYE YANIT VERİLİR Mİ? |
24.06.2006 |
|
Semra Ademey
Gürel |
................... |
................... |
Son günlerde CC forumda konular
açıldı, sorular, eleştiriler oldu. Kimi son derece güzel anlamak,
öğrenmek isteyen “sorular” ile doluydu. Bu tip yazılar insanı
mutlu kılıyor. Çünkü düşündürüyor, eksik, fazla ne nokta da
olduğunu anlamaya, öğrenmeye çalışıyorsun.
Her zaman sorulara çok önem vermişimdir. Gerçekten öğrenmek
isteyen birisi belki çok keskin ifadeler ile sorar, belki çok
nazikçe sorar ama sonucunda öğrenmek için sorar. İşte o yüzden bu
tip sorulara ne olursa olsun değer veririm. Farkında oluruz ya da
olmayız hayatımıza yön veren şeylerdir sorularımız.
Bazen yaptığımız ya da yapmadığımız bir şey eleştirilir. Bu
karşımıza çok güzel, bizi yönlendirecek, eksiğimizi, yanılgımızı
bize gösterecek şekilde sorular ile “olumlu eleştiri” olarak
gelir. Bazen de sadece yıkmak için acımasızca sorgulayarak gelir.
Hatta öylesine keskin bir sorgulama olur ki, anlatırız ama yinede
anlatamayan biz oluruz. İşte o zaman kendi kendimize “acaba yanıt
vermeye değer mi?” diye sorarız.
Hepimizin bildiği gibi iletişimde kullanılan cümleler kadar sesin,
mimiklerin de etkisi vardır. O yüzden en sağlıklı iletişim yüz
yüze olanıdır. Yüz yüze konuşmak, eleştirileri almak gibi bir
şansınız yok ise mecburen yazarak kelimelere ses ve anlam
yüklemeye çalışırız. Kolay değil, çünkü olay sadece bizim
kurduğumuz cümleler ile sınırlı değil. Okuyan kişinin o anki ruh
hali dahi yorumlaması açısından son derece önemlidir.
Sonuçta hepimiz insanız her an aynı duygular ile var olamayız.
Çevremizde gelişen, bizimle en ufak bir ilgisi olmayan herhangi
bir olaydan olumlu ya da olumsuz etkilenebiliriz. Olumlu etki,
sadece yazarak değil etrafımıza bakışımız, duruşumuz, yüz ifademiz
kısaca her şeyimiz ile bizimde olumlu mesajlar vermemizi sağlar.
Çevremizden olumsuz etkilenmemiz ise belki hiç farkında olmadan
bizi de bakışlarımızda dahi olsa olumsuz bir şekilde etkiler.
Karşımızdaki ile hiçbir sorun yokken iletişimi kesmemize sebep
dahi olabilir. O yüzden yorumlamada ruh halimizin de etkisi
olabildiğince çoktur.
Olumsuz gelen bir eleştiriye karşılık vermiş olduğumuz cevapta,
asıl söylemek istediğimizin dışında anlamlarda ifade edebilecek
cümleler kurabiliriz. Birçok defalar benimde başıma geldiği gibi…
O yüzden yapıcı olmayan eleştirilere yüz yüze cevap veremedikten
sonra pek fazla itibar etmemek lazım.
Şüphesiz eleştiri olmadan doğruyu, yerinde olanı bulmak zordur.
Bilen, görmüş, geçirmiş biri yapmış olduğu eleştiriler ile
ufkumuzu açabilir. Bizim daha çok araştırmamızı sağlayabilir.
Fakat bunların hepsinin olabilmesi için “ bizim yaptığımıza önem
vermemiz, inanmamız” gerekir. Yoksa inanmadığımız bir işte
alacağımız en ufak bir eleştiri ile demoralize oluruz. Eğer ki
inanıyor isek, gelen eleştirinin içerisinden bize lazım olanları
hemen alırız. Kendimizi daha bir yenilenmiş, daha bir zinde
hissederiz.
Kısaca, her şeyin başında önce biz yaptığımıza, yapmak
istediklerimize, kendimize inanıyor muyuz? Biz yapmak
istediklerimizi anlatabildiğimize inanıyor muyuz? Biz, kendimiz
dürüstçe açık ve net olarak var mıyız? O halde bıkmadan usanmadan,
inandıklarımız için gelen olumlu eleştirilerden çıkarmamız
gerekenleri çıkartıp, yolumuza devam etmemiz gerekir. Sadece
yıkmak, gündemi saptırmak için gelen eleştirilere de yapılabilecek
hiçbir şey yok. Zaten ne söylersek söyleyelim bizi anlamazlar.
Çünkü onların ve bizim inandıklarımız farklıdır… |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|