Geleceğimizin,
gençliğimizle mümkün olduğuna gönülden inanan güzel insanlar
binler selam size!
Siz; gençliğimiz dilsiz,
gönülsüz, hevessiz yetişmesin gayretindesiniz.
Siz; yeni nesil, diline
hâkim, kültürüyle barışık, donanımlı yetişsin çabasındasınız.
Siz; gençler,
kültüründen uzak, millî kimliğinden habersiz yetişmesin diye
fedakârlık yapıyorsunuz.
Bu gayretinizi yürekten
alkışlıyoruz.
Bu iyi niyet, bu samimiyet
sürmeli, dalga dalga yayılmalı.
Donanımlı iyi bir gençlik
yetiştirme konusu, dernek
yöneticilerimize, sevgili anne ve babalara, yazar ve çizerlere
büyük sorumluluklar yüklüyor.
Değil mi ki gençlik
gelecektir.
Değil mi ki gençlik,
doldurulması gereken boş şişe değil yakılması gereken bir
meşaledir.
Bu meşaleyi birlikte
yakalım ki karanlıklar aydınlansın!
GENÇLİK İHMALE GELMEZ
Evet, alkışa değer
gayretler var ancak bu
samimi çabalar yeterli değil.
Açık konuşalım, biz,
geneliyle gençliğimizi
ihmal ettik, ihmal ediyoruz.
Bu yüzden çok
hayati fonksiyonları
kaybettik.
Peki, bu noktada
ümitsizlik bize yarar sağlar mı?
O halde
“Zararın neresinden
dönersek kârdır!” misali aşkla, şevkle anlamlı, güzel hamleler
yapmak, yapanları alkışlamak lazım.
Eğer, gençliğimizin
donanımlı yetişme konusu, samimi ve usta ellerce çözüme
kavuşturulamazsa istenmeyen gelişmeler geleceğimizi karartabilir.
Unutmayalım, bu kültür,
vasıflı bir gençlik olmadan yaşamaz, yaşayamaz.
Geleceğimiz adına
güvenimizi sarsan karanlık düşünceleri, etrafımızdaki sis ve
dumanları ancak gençler yok edecektir.
Aşkımız ve ümidimiz gençler
olacaktır.
Gençliğimizin dil ve
kültür noktasındaki perişanlığından sancı çekenlerimizin
sayısı arttıkça, bizler şartları zorlayarak donanımlı, hoşgörülü, kültür
hassasiyetine sahip bir nesil yetiştirmenin daha pratik yolunu
bulmak zorundayız.
Eğer istikbal
hedefliyorsak yeni nesli, daha araştırmacı, daha sorgulayıcı bir
ruhla yetiştirmek durumundayız.
Gençler boğulurken,
bizler okey masasında ömür harcayamayız.
Gençliğimize model olacak
gençleri yetiştirme sancısını çeken, bu çalışmalar için imkânları
zorlayan, bu uğurda uykularını zincire vuran sevgili dostlara
binler selam.
GENÇLER, UNUTMAYIN ÇARE DE
ÇÖZÜM DE SİZSİNİZ!
Sevgili gençler, en güzel
dansları yine siz yapın, en güzel “kâfe”yi yine siz çalın, siz
dinleyin!
En mükemmel oyunları siz
oynayın, “kaşen” lerin en güzeli sizin olsun!
Ama bu yetmemeli size.
Siz, bu güzelliklerin
yanında donanımlı yetişmelisiniz.
Hepiniz, “Bilgimle,
kültürümle, yüreğimle ben varım! Bu kültür benimle yaşayacak! Birlikte
yaşatacağız bu kültürü!” demelisiniz.
Okuyun, araştırın,
donanımlı bireyler olarak yetişmelisiniz.
Akademik başarılarınızın
yanında sosyal başarılarınızı, toplumdaki konumunuzu, arkadaş
çevrenizi, alışkanlıklarınızı, kimliğiniz ve
kişiliğinizi önemsemelisiniz.
Kimliğinizle,
kişiliğinizle, kültürünüzle barışık yaşamalısınız.
Siz; işsiz, güçsüz,
bilgisiz, kültürsüz olmamalısınız.
Düşünen, üreten, sorgulayan,
araştıran… kişiler olmalısınız.
Siz, düğünlerin ötesine taşabilmelisiniz.
Siz, genç beyinler, yeni
oluşumlar için fırtınalar oluşturmalı,
yepyeni şeyler
hecelemelisiniz.
Siz, konuşmalı, dinlemeli,
tartışmalı, söylenmemiş yeni şeyler söylemelisiniz.
Bırakmalısınız
moralsizliği, ümitsizliği.
Unutmayın:
Güç sizsiniz,
Ümit sizsiniz,
Gelecek sizsiniz,
Çare de çözüm de
sizsiniz!
BU KÜLTÜRÜ GELECEĞE
GENÇLER TAŞIYACAK
Gençler, istekli olmalı,
konuşmalı, katılmalı, coşmalı, bilgiyle tecrübeyle donanmalı.
Yani gençler, fonda yer
almayıp özne olmalı.
Asla unutmamalıyız ki bu
kültürü geleceğe gençler taşıyacak.
Gençler bu şuurla
yetişmeli, kimliği ve kültürüyle kucaklaşmalı.
Gençler, geleceğin
büyükleri gibi yetişsin, yani” thamade” leşsin.
“Thamade”ler de gençleşsin!
Ne dersiniz, bu mümkün mü?
|