Malum, ülkenin sıcak
gündemi seçim.
Çerkes toplumunun gündemi
ise “Saray”, sürgün ve
soykırım.
Anlaşılan Türkiye,
önümüzdeki iki ayda
siyasetle yatıp kalkacak gibi.
Yani
mayıs ve haziran çok
sıcak geçecek.
Çerkes toplumu için mayıs
zaten acılı, sıkıntılı
bir ay, bu yıl haziran ayı da böyle olacak.
Önemli bir seçimden
bahsediyoruz.
Bilirsiniz her seçim,
içinde beklentiler barındırır.
Bu gerçek,
Çerkes toplumu için de
söz konusu.
Kültürel farklılıklara
saygı, kültürün
yaşatılmasına katkı…
Unutmayalım; Türkiye,
tarihinin en kritik
seçimine gidiyor.
Daha da önemlisi, Çerkes
toplumunun hatırı sayılır oyu var.
Ve Çerkesler,
temel hak ve özgürlükler
konusunda sıkıntılı, endişeli.
SÜRGÜN ve SOYKIRIM PROGRAMINI “SARAY”DA MI YAPSAK?
Bir teklif!
Madem öyle, gelin, bu yıl
21 Mayıs’ı “Saray”da
yapalım.
“21 Mayıs Sürgün ve
Soykırım Anma Programı” nda
“Saray”ın iki yakasındaki
salonlarda buluşalım.
Saraydan duyuralım Çerkes
tarihinin bu kara gününü, sarayda yâd edelim kaybettiklerimizi.
Muhataplarımız bizi daha iyi anlasın
diye.
Sesimiz daha iyi duyulsun
diye…
Şaka ve ironi bir tarafa
durum oldukça ciddi.
Beklentiler farklı.
SİYASETİN MESAJI
Gerek
siyaset vitrini, gerekse
seçimler güçlü bir mesaj veriyor bize.
Birlikte olabilirseniz
temel hak ve
özgürlüklerinize sahip çıkabilirsiniz.
Birlikte değilseniz
siyaset ve siyaseti yürütenler sizi ciddiye almaz.
Tek yürek olmazsanız
kültürünüzü yaşatamazsınız!
BİRLİKTELİK SAĞLANIRSA
Eğer birlikte hareket
edilip bu toplumun acıları, bu halkın sorunları en
etkili şekilde dile getirilirse,
Eğer yapılacak anlamlı
etkinliklerle Çerkes toplumunun ruhu bütün renkleriyle medya ve
iktidarların huzurunda vücut bulursa,
Eğer Çerkes toplumunun
yaşadığı tarihi trajediyi içinde yaşadığımız toplum doğru anlarsa,
Kültür ve tarih bilincimiz
gelişirse işte o zaman işimiz kolaylaşacak demektir.
Aksi takdirde,
sesimiz boşlukta daha çok
yankılanacak, demektir.
Demek ki yol da belli,
metot da…
KONU, KÜLTÜRÜ YAŞATMAKSA…
“Saray”a mı gidilecek?
Birlikte.
Sandığa mı gidilecek?
Birlikte.
Peki,
farklılıklarımız ne
olacak?
Ya farklı siyasi
görüşlerimiz?
Ya kızgınlıklarımız?
Ya biriktirdiğimiz
öfke?
Keşke, ah keşke
“Konu, yaşatılması gereken
kültürse gerisi teferruattır!” diyebilsek!
Ah keşke
ortak paydalarda
buluşabilsek!
Ah keşke ellerimizi
tutuşturup yüreklerimizi birleştirebilsek.
İşte o zaman
“Saray”a sözümüz,
sandığa oyumuz
geçerdi.
Dileğim, bu anlamlı
adımların kültürel bilincimizi ve tarihsel şuurumuzu geliştirmesi.
Derinliği ve estetiği yüksek
programlarda buluşmak temennisiyle.
|