Malum, sıcak gündem Afrin- Münbiç.
Hani hep deriz ya “Çerkesler, dünyanın dört bir yanına
savrulmuş bir halk.”
İşte Münbiç Çerkesleri
canlı örnek.
“Halep Sancağı Münbiç kasabasının halkı genel olarak muhacir
Çerkezlerden oluşmaktadır. H. 1295 (M.1878) yılında padişah
II. Abdulhamid’in
buyruğu doğrultusunda
muhacir Çerkezler burada iskân ettirilmiş ve masrafları da
Hazine-i Hassa tarafından karşılanmıştır.” (www.circassiancenter.com/cc-turkiye/tarih/267_avrupadacerkes.htm
)
“Suriye'de kesin olmasa da
30000 civarında Çerkes olduğu tahmin ediliyor.” (www.kaffed.org/bilgi-belge/soylesiler/item/284-suriye-cerkesleri.html)
“Menbic, Kürtlerin azınlıkta olduğu bir yer. IŞİD’den sonra
bölgenin savunmasını deruhte eden Menbic Askeri Meclisi de yerel
güçlerden oluşuyor. İçinde
Arap da var, Çerkes de.”
(Fehim Taştekin/Gazete
Duvar/03 Mart 2017)
“Savaş öncesinde 100 bin
kişilik nüfusuyla görece küçük sayılabilecek Halep’e bağlı bu
şehirde Araplar başta olmak üzere
Kürtler, Türkmenler ve
Çerkesler yaşıyordu.” (www.bbc.com/turkce/haberler/2016/06/160603_menbic_analiz)
Kardeşler, akrabalar dünyanın
dört bir yanında
darmadağınık, grup grup, öbek öbek…
Bu, ne acı bir gerçek!
KADERSİZ ÇERKESLER
TV’lerde ve sosyal medyada
Münbiç denildikçe burada yaşayan
kadersiz
Çerkesler gözümde
canlanıyor.
Sanırım dünyanın en kadersiz Çerkesleri, bu bölgenin Çerkesleri.
Geçmişteki acılar yetmiyormuş gibi
kapıda yine gözyaşı, yine
acı var, yine kan kokuyor etraf.
“Savaş” ne korkunç bir kavram,
“Barış” sevgi dolu.
SÜRİYE’DE YAŞANANLAR İÇİMİZİ PARÇALIYOR
Suriye’de yaşananlar bir kez daha duyarlı kesimin yüreğini
acıtıyor.
Üzücü olan sadece Çerkeslerin durumu mu?
Burada yaşayan, teröre
bulaşmamış Arapların, Kürtlerin,
durumu çok mu farklı sanki?
Gönül arzu ediyor ki yörede yaşanan bu
acılar artık son bulsun,
kimseler ölmesin!
Yeter artık, analar gözyaşına boğulmasın!
Temennim, “Bu bölgede yaşayan
Çerkes, Türkmen, Kürt,
Arap… herkesin huzur içinde,
kardeşçe yaşaması.
Keşke bu temenni bir hayal gibi algılanmasa!
Hayal bile olsa bunu gerçekleştirmenin bir yolu bulunsa.
SÜRGÜN, ÖLÜMDEN DAHA MI İYİ?
Eminim çoğumuz, son günlerde bu coğrafyada yaşananlar konusunda
merak içinde.
Eminim, “Kardeşlerimin
acısı acımdır!” diyenlerin sayısı hiç de az değil.
Aslında, bölgeden gelen kardeşlerimizi dinlediğimizde şu kanaat
oluşuyor:
Münbiç Çerkesleri, hep
barıştan yana olmuş.
Hep insan haklarını savunmuş.
Her tutum ve davranışla
ülkenin menfaati kollanmış.
Münbiç Çerkesleri, olabildiğince
sosyal ve bir o kadar da
demokrat yaşamış.
Komşuluk ilişkileri, iş ahlâkı hep alkışlanmış!
Dünyanın her yerindeki Çerkesler böyle değil mi?
Zira hamuru böyledir Çerkesin.
Hamuru yoğuran böyle yoğurmuş!
MÜNBİÇ ÇERKESLERİNİ YENİ BİR SÜRGÜN MÜ BEKLİYOR
Yoksa siz “Dostum, barış çok uzaklarda, Suriye Çerkesleri çoktan
barışı unuttu, kana ve
gözyaşına alıştı bile!” mi diyorsunuz!
Aslında, söyleyemediğimiz hatta aklımıza geldikçe ürperdiğimiz bir
soru var zihinlerde.
“Acaba Münbiç Çerkesleri
bir sürgün daha yaşar mı?”
“Sürgün” ne acı bir gerçek!
Bilmem ki ölüm mü daha acı sürgün mü?
BARIŞ NE ZAMAN?
Ey Suriye Çerkesleri, ey Münbiç Çerkesleri,
Ey güzel insanlar, siz hep
sürgün, hep sürgün yaşadınız.
Size çok büyük haksızlıklar yapıldı farkındayız.
Buna rağmen siz, her gittiğiniz yere huzur taşıma gayretiyle
yaşadınız.
Bilmem ki ne kadar
anlaşıldınız, ne kadar ciddiye alındınız?
SONUÇ
Suriye Çerkesleri, sürgün üstüne sürgün, acı üstüne acı,
katmerleşmiş sancı
yaşamış bir halk.
Şimdilerde, savaşın, yokluğun,
kanın, kinin, nefretin
pençesinde kıvranıyor.
Kardeşlerin yaşadığı en yakın diyarda,
“Kızıl Elmalar” havada
uçuşuyor.
En yakın diyardaki kardeşlerin ne yazı ki
savaşı durdurma, acıyı
dindirme gibi bir gücü yok!
Hatta “Barış” tan
bahsetmekten bile korkuyor kardeşleriniz.
Biz bu vahim duruma sadece üzülüyoruz.
“Üzülmek” yeter mi size?
Üzülüyoruz!
|