Yaşamı boyunca edindiği engin tecrübesini gelecek nesillere
aktarmak için çırpınanlar.
Tek amacı, toplumuna ışık
saçmak, onlara yol göstermek olan gönül dostları.
Gençlerin, kültürleriyle,
kimlikleriyle barışık, mutlu, huzurlu ve başarılı olmaları
için hayatın merkezine ışık tutanlar.
Sevgisi, hoşgörüsü, bilgisi ve birikimiyle
hayatı doğru yaşamanın
modelini oluşturan güzel insanlar…
Yazarlardan, şairlerden bahsediyorum.
Gönül insanlarından.
İnsanlık ufkunda, duygu ve düşüncelerin zirvesine çıkmış
ruh mimarlarından.
Bu insanların sohbetleri dinlenmez mi?
Yazdıkları okunmaz mı?
Bunlara saygı duyulmaz mı?
Bunların fikirlerine, kitaplarına sahip çıkılmaz mı?
Duyarlı toplum, bu vasıftaki insanlara sahip çıkan, bu değerlerle
her daim iftihar eden toplumdur.
Elbette, hayatın gerçekleriyle bütün çıplaklığıyla yüzleşmiş,
Hayatının her karesine pek
çok başarı sığdırmış kalite insanların, hayat sahnesine yeni
adım atmış gençlere söyleyeceği çok sözü vardır.
Bu bilgi ve tecrübe paylaşımı, en kolay ve en kalıcı şekliyle
kitapla olur.
“ Tarih, bir kitap okumakla hayatında yeni bir çağ başlatan ne
kadar da çok insanı kaydetti.” diyor
David Thoreau
Yeryüzünde yazara, şaire;
kitaba, şiire değer vermeden kalkınabilmiş, büyük ulus
olabilmiş tek örnek var mı acaba?
BEYİN BESLENME ÇANTASI
Değil mi ki kitap, en iyi kültür taşıyıcısıdır.
Sosyal medyadaki çöp
bilgilerle beslenip beyin
obezi olan yüz binler yerine, kendi alternatif
beyin beslenme
çantalarımızı oluşturmanın zaruretine inanmalıyız artık.
Kendi kitaplığımızı oluşturmalıyız.
Gücünü, asalet ve zarafetten alan,
Nart’larla beslenen,
Jabağı’ların kokusunu
taşıyan eserlerimizin sayısını arttırmalıyız.
GENÇLİK VE KİTAP
Mesleği; öğrenmek, düşünmek, konuşmak ve yazmak olan insanlar
vardır.
“Başarı yolunda ilerlemek isteyenlere harita çıkarmaktır görevim.
Sıfır noktasından zirveye
kadar adım adım, her aşamanın haritasını sunuyorum ben.” diyor
bir yazar.
“Keşke bu kitaplar, gençliğimde elime geçseydi o zaman
bambaşka bir hayatım
olurdu!” diyor bir okur.
BİR KİTAP OKUYUP HAYATI DEĞİŞENLER
Hiç merak ediyor muyuz Çerkes toplumu olarak okumanın
neresindeyiz?
Kitapla samimiyetimiz ne kadar?
Yazarlara saygımız, yazılanlara ilgimiz hangi noktada?
Başka yolu yok, kitaba inanmalı,
geç de olsa, kitabın
gücünü kavramalıyız.
Yazara saygısız, sanata
ilgisiz olmasına rağmen gelişen tek toplum var mı dünyada?
Yazarları ciddiye almayan, sanata sahip çıkmayan bir toplum
çağa uyanabilir mi?
Kültürüyle mutlu, huzurlu, barış içinde yaşayabilir mi?
Bir kitap okuyup hayatları
değişen az insan mı var etrafımızda!
Yazarlara, kültürü, toplumu için emek harcayanlara, dur durak
bilmeden bu beyin fırtınasını yaşayanlara destek olunmalı değil
mi?
Toplumuna saygısı,
kültürüne sevdası olan
herkes anlamalı fikir çilesi çekenlerin dramını!
Anlamalı yazarın, kitabın medeniyet yarışındaki önemini.
DAHA ÇOK KİTAP DAHA ÇOK KÜLTÜR BİLİNCİ
Toplumumuz, ne zaman nerede ve kimlerle yapar bilmiyorum ama
mutlaka gençlere okumayı
sevdirecek, onları okumaya yönlendirecek, okumayı teşvik
edecek ciddi çalışmalar yapmalı.
Anne babaların,
Derneklerin,
Üst kurulların gündeminde hem de acil gündemde, “Kültür
içerikli kitapları nasıl daha çok okutacağımız?” konusu
olmalı.
Mutlaka büyükler okuyan modeller olmalı, yazarlara sahip çıkmalı,
kitabı sevmeli, gençlere
sevdirmeliyiz!
Kendi yazarını yetiştirmeden, gençliğe bilginin, okumanın önemini
kavratmadan bu kültürün yaşamasını beklemek, ufukta güzel günler
gözlemek, biraz
hayalcilik, bir o kadar da kolaycılık olur.
Sahi dergilerimiz, kitaplarımız ne kadar satıyor?
Vasıflı okuma oranımız yüzde kaç?
Yılda kaç kez kitap
imzalama günleri yapılıyor?
Yazarlarımız, okuyucularıyla nerede ve ne zaman buluşuyor?
Ne diyor düşünür:
“Bir gün başarı konusunda
kafanız karışırsa, hayatınızın yönünü ve yolunu şaşırırsanız,
daha iyi bir hayat için biraz morale ve yeni bir akla ihtiyacınız
olursa, bilin ki uzaklarda
bir yerde bir insan sizin için bunları araştırıyor ve yazıyor.”
Bol kitaplı günler temennisiyle…
|