Sosyal medyadaki halimize bir bakın.
Polemik, polemik hem de
üçüncü sınıf polemik.
Sen, ben davası, benlik!
Bir toplum, yapılacak bunca önemli iş varken neden
çerden çöpten işlerle
uğraşır?
İnsanlar neden kültürel
değerlerini maske olarak kullanır?
Dava adamı bilinen bazı insanlar neden paravanlar arkasında
sahte samimiyet pozları
verir?
Çerkes toplumu neden bu kadar savruldu?
Yoksa sen, ben davası mı?
Benlik mi?
Toplum olarak neleri konuştuğumuza bir bakın!
Sen, ben davası, benlik!
Polemik, hem de üçüncü sınıf polemik!
Peki çözüm!
Herkes bir adım geri çekilsin, derin bir nefes alsın!
Herkes aynaya baksın,
kendisini sorgulasın!
Benlikten uzaklaşsın, samimiyeti kuşansın!
Gündemdeki polemiğin konusu ne?
Yoksa, orta yerde sorumluların dolduramadığı bir
boşluk var da bu
boşluğu sorumlu olmayanlar mı doldurmaya çalışıyor?
Hani derler ya “Doğa
boşluk kabul etmez.” diye.
Bak etmiyor işte!
Ey “İkbal davası” sen
nelere kadirsin!
Sen çok yaşa “Ben yaptım
oldu, yine yaparım olur!” halleri.
Sahi bu kadar şey olup biterken siz neredeydiniz?
FAY HATLARIMIZ HAREKETE GEÇTİ
Ne yazık ki hamasetle süslenmiş saplantılarımızın yol açtığı pek
çok fay hattımız var.
Sosyal ve toplumsal yapımızın,
Zihinlerimizin,
Duygularımızın fay hatları.
Hem de tahrip gücü çok yüksek fay hatları.
Kıran,
Döken,
Parçalayan,
Her şeyi altüst eden!
ASIL BÜYÜK FAY HATTI
Fay hatlarının kırılmasıyla harabeye dönen, sadece
malzemesi çalınmış
binalarımız değil.
Asıl büyük hasar,
Samimiyetten uzak tavrımız.
Sahte hislerle örülmüş
aşklarımız.
Acemice kurulmuş hayallerimiz.
Derme çatma fikirlerimiz…
Kültürel enkazın altındaki hazin halimiz,
İniltilerimiz.
Çığlıklarımız…
TOPLUMSAL VE SOSYOLOJİK FAY HATLARIMIZ
Ne yazık ki yalnız yerkabuğundaki fay hatları değil,
sosyal, toplumsal ve
sosyolojik fay hatlarını da görmezden geliyoruz.
Her an harekete geçme riski olan fay hatlarıyla iç içe yaşıyoruz.
Bu fay hatları;
Hevesimizi,
Aşkımızı,
Şevkimizi,
Sevdamızı yok ediyor,
İdealimizi hançerliyor!
KÜLTÜREL ENKAZ
Büyük ihmallerin,
Şişkin egoların,
Bilinçsizliğin,
Programsızlığın ve
samimiyetsizliğin tetiklediği fay hatları kırılıyor, çöküyor.
Sonrasında kültürümüz,
Dilimiz,
Xabze’miz, enkaz altında kalıyor.
Böylece toplumsal algımız değişiyor.
Fikirlerimiz,
Yargılarımız çarpık hale geliyor.
TOPLUMSAL PARADİGMA
Aslında toplumumuz, temel değerleri itibariyle tüm bu
fay hatlarındaki gerilimi
düşürerek yıkıcı depremleri önleyebilecek olgunluğa, birikime
ve güce sahip.
Ama toplumdaki duyarsızlık;
Samimiyetsizlik,
Ehliyetsizlik,
Ufuksuzlukla birleşince,
Kadim bir kültür, dili, sanatı ve edebiyatıyla bu
toplumsal paradigmanın
içine hapsoluyor.
Bu da yetmezmiş gibi her geçen gün
nur topu gibi yeni bir fay
hattımız oluşuyor.
Dağınıklık,
Bölünmüşlük,
Savrulmuşluk…
Büyük sarsıntıları tetikleyen fay hatlarından uzak,
mutlu, huzurlu
sosyo-kültürel bir
hayat temennisiyle.
|