...................
...................
TATİL, UYUŞUKLUĞUN VE BOŞLUĞUN ADI OLMAMALI!
.10.06.2017
YEMUZ Nevzat Tarakçı
...................
 
...................

Okullar son zilini çaldı ve tatil başladı.

Bu süreçte bir işte çalışmak zorunda kalan/ bırakılan çocuklar ve gençlere Allah yardım etsin.

O küçük omuzlardaki büyük yük, hepimizin içini parçalıyor.

Geçim sıkıntısından çocukluğunu yaşayamayan o zarif çocuklar…

O baskıya, şiddete maruz kalan yavrular…

Gülmeyi unutan, gün be gün sevgiden uzaklaşan, hayattan kopan o kocaman yürekli minikler…

 

Ya diğerleri?

Tatili uyku ve oyun sanan,

Hiçbir şeyden mutlu olmayan,

Mutsuzluk, umutsuzluk, uyuşukluk ve boşluk içinde kıvranan,

Sosyal medya girdabında boğulan,

Gün boyu uyuyan, uyuklayan,

Spordan,

Sanattan,

Okumaktan, düşünmekten, konuşmaktan uzak duran,

Kendi içinde boğulan çocuklarımız.

 

NEDEN BU HALDE BUNLAR?

Farkında mıyız bilmem?

Tatil boyunca hiçbir şey yapmayan,

Hiçbir şey öğrenmeyen, hiçbir şey üretmeyen,

Hiçbir işe yaramayan,

Hiçbir şeyden mutlu olmayan pek çok çocuk ve genç var sağımızda solumuzda.

Elindeki telefonda boğulan, dizindeki bilgisayara kayıtsız şartsız teslim olan.

Ailesinden, arkadaşlarından kopan.

Kedisinden uzaklaşan…

Kaybolan, yok olan çocuklarımız.

 

“NE HALİNİZ VARSA GÖRÜN!” diyemeyiz.

Bu noktada şüphesiz anne ve babalara büyük görev düşüyor.

Duygu, düşünce ve hayal dünyası karışmış,

Pusulası şaşmış bir nesilden bahsediyoruz.

Karmakarışık duygularda bocalayan bir nesil.

Hiç acıkmamış, hiç üşümemiş, hiç terlememiş, hiç üzülmemiş bir nesil.

Yediği önünde yemediği arkasında bir nesil.

Hep sanal başarılar peşinde koşturulmuş bir nesil.

Okumayan,

Okumayı sevmeyen,

Okumaya gerek duymayan bir nesil.

Bu çocuklar, bu gençler, üç aylık yaz tatili boyunca yatacak mı?

Bilmem ki gözümüzün önünde gözümüzün nuru bir nesil kimseyle konuşmadan, kimseyle dertleşmeden, kimseyle hoş vakit geçirmeden telefon ve bilgisayarla sarmaş dolaş mı yaşayacak?

Bu çocuklara, bu gençlere kim pusula olacak?

Kim hazırlayacak hayata onları?

 

OKUMADAN OLMAZ

Biz anne babalar ve öğretmenler,

Sevgili küçük yavruları, kitabın sıcacık kollarına, yumuşacık kucağına teslim edemediysek,

Onlar, bizim katkılarımızla kitapların gizemli dünyasının kapısını aralayamadıysa biraz da suçlu biz değil miyiz?

Genç neslin dünyasına girmek varken, onlara model olmak dururken biz hep paradan, maldan mülkten bahsettiysek diyecek bir şeyimiz de kalmadı demektir.

Yeni nesil, hayatı tanımak için okumalı.

İyiyi güzeli bulmak için okumalı.

Kültür değerleriyle tanışmak için okumalı.

Mutlaka okumalı.

Okumalı ki toplumunun, kültürünün temel değer hükümlerini öğrenmeli, benimsemeli.

Okumalı ki iyiye ve güzele yönelmeli.

Yaşama sevinciyle güçlenmeli.

“İnsanın veya milletin dünyaya bakış tarzını değiştirmek mi istiyorsunuz? Ona okumasını öğretin ve okunacak kitaplar verin.” Sözü ne kadar doğru.

 

PEKİ NEDEN?

Peki neden kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri; maç, TV dizisi… Saatlerimiz olmasına rağmen neden kitap okuma saatimiz yok?

Misafirlerimizle spor, siyaset, para… Konularını konuştuğumuz halde onlarla neden okuduğumuz bir kitabın güzelliklerini paylaşmıyoruz?

Sevdiklerimize çiçek, çikolata hediye ederken neden kitap hediye etmiyoruz?

Unutulmamalı, “yetişen zekâları kitaplarla beslemeyen milletler yıkılmaya mahkûmdur.”

 

YA KÜLTÜREL EĞİTİM?

Yaz tatili döneminde ihmal edilmemesi gereken bir konu da çocukların ve gençlerin kültürel eğitimdir.

Bu dönemde düğünler özellikle köy düğünleri, şenlikler, festivaller asla kaçırılmamalı.

Yeni nesil, kültürünü alanlarda, ortamlarda yaşayarak öğrenmeli, kültürünün renkli dünyasını derinden hissetmeli.

Eğitim vermeye uygun derneklerimiz de “sezon finali” gibi aralardan kaçınmalı, yaz kamplarıyla kültürel eğitim için ortam oluşturmalı.

 

Sözün özü:

Yaz tatilleri sosyal, kültürel, sanatsal ve spor etkinlikler için bir fırsat bilinmeli.

Çocuklar sanal dünyaya terk edilmemeli.