Yetkilisin,
Sorumluluğu çok ağır bir mevkidesin.
Malum, toplumumuzun
kültürel ve sosyal sorunları dağ gibi.
Ama sen ilgisizsin,
çaresizsin!
Sorular yığınla,
Sen, susuyorsun!
Susarak sorunlardan,
sorulardan ve kendinden kaçıyorsun!
YA SEN, YA BEN?
Demek ki yetkili çaresiz.
Peki sen dostum,
Sen ne haldesin, senin
tavrın ne?
Evet, yetkili değilsin ama
bu kültürün temsilcisisin.
Bakıyorum, sen de
susuyorsun.
Sen ne zaman
elini taşın altına
koyacaksın?
Ne zaman sorumluluk
yükleneceksin?
Dilin unutulurken, kültürün yok olurken…
Sen hâlâ susacak mısın?
YARALI KÜLTÜRÜYLE GÖNÜL EĞLENDİRENLER
Ben, sen, o….
Yetkili, yetkisiz…
Kadın, erkek… hepimiz…
Ne yazık ki toplumumuz
problemler karşısında
tepkisiz.
Sorunların üstünü örten,
onları hasıraltı eden
bir tavır içindeyiz.
Yaralı kültürümüz kan
kaybederken biz gönül eğlendiriyoruz.
UMURSAMAZ, VURDUMDUYMAZ
Eksikleri, yanlışları
gördün, umursamadın!
Hep vitrine oynadın!
İnanmadıklarını söyledin.
Dilin yok olurken,
Kültürün erirken,
Toplumun kimlik bunalımı
yaşarken,
Sen, umursamazlık ve
vurdumduymazlıkla sarmaş dolaştın.
HERKES GÖREVİNİ YAPSA
Bak susuyorsun.
Şu ya da bu gerekçeyle
görevini yapmadın.
Acıyı, sancıyı kendi
haline bıraktın.
Görmezden geldin.
“Xabze” yi arı-duru bir
biçimde hayata hâkim kılmak varken sen, oyalandın durdun.
Yetkiliydin,
yetkini kullanmadın!
Etkiliydin, etki edemedin!
Cılız başarılarla teselli
buldun!
Doğru söyleyenleri,
yüreğinden konuşanları
düşman ilan ettin.
Beni, kimsecikler
eleştirmesin, dedin.
Benlik girdabında oğuldun.
ŞİŞKİN EGOLAR YERİNDE
Evet, çözebileceğimiz
sorunları ne yazık ki halının altına süpürdük.
Ama halının altına
süpüremediğimiz şeyler de var.
Şişkin egolarımız,
Afra ve tafralarımız…
Onlarla sarmaş dolaş
yaşıyoruz.
Çoğu kez:
Görmedim,
Duymadım,
Bilmiyorum, diyor, işin
içinden sıyrılıyoruz.
HALININ ALTI KABARDI
Demek ki çözüm bekleyen
sorunları halının altına
süpürmekle, hasıraltı etmekle olmuyormuş.
Bak halı kabardı.
Sorunları ertelemek
toplumumuza pahalıya mal oldu, oluyor.
Bir bak, toplumuyla
kucaklaşamayan kurumlara!
Bir bak, devletle muhatap
olamayan yöneticilere!
Bir bak şu
moralsizliğe, şu
umursamazlığa!
Benden söylemesi.
İşimiz çok zor!
Biz, ya büyük düşünür,
büyük problemlerimizi çözeriz ya da:
Çöküşe,
Bitişe,
Batışa,
Yıkılışa,
Tükenişe kapı aralarız!
YAŞASIN KÖTÜLÜK!
Ama siz yine de hal ve
gidişata o kadar üzülmeyin.
Gelin siz, kafaya takmayın
böylesi sosyal ve kültürel
sorunları.
Kalbe zarar bu tür
düşünceler.
“Böyle gelmiş, böyle
gider!" bu işler.
Siz, yapıyor gibi görünün.
Küçük başarılardan büyük
övgüler çıkarın.
Daha iyiyi, daha güzeli
arayanları insafsızca
eleştirin, suçlayın,
dedikodularınızla yok edin onları.
Yaşasın kötülük!
TEMENNİM
Temennim; kültür
sevdasıyla yanıp tutuşan
samimi, gayretli, güzel insanların,
yazısı da turası
da silinmiş
bireylerden uzak durabilmesi.
Bu kültürü yaşatma gayreti
içinde olan tüm samimi dostlara binler selam.
|