Siz, suçlu arıyorsunuz değil mi? Suçluyu
buldum ben.
Başkalarını
suçlayıp topu taca atmıyorum.
Açıkça itiraf
ediyorum.
Herkes duysun,
suçlu benim!
Ben suçluyum!
BEN EĞİTİMCİYİM
Layıkıyla
eğitemedim öğrencilerimi.
Kısır
çekişmeler ve ezberlerle yordum onları.
Düşünmeyi,
üretmeyi,
eleştirmeyi, sorgulamayı…
Bilimi, sanatı…
Edebiyatı,
ahlâkı… anlatamadım, öğretemedim.
Öğretemedim
demokrasinin önemini,
İnsan temel hak
ve özgürlüklerini…
Bayrak, vatan ve millet
sevgisini.
Kul hakkı
yememeyi.
Vefayı,
insanı sevmeyi.
Suçlu benim!
BEN ANNE BABAYIM
Eğitimin ailede
başladığını,
Anne ve
babaların, çocuklar için gerçek birer model olması
gerektiğini bilemedim.
Çocuklarıma
hakkın, hukukun, adaletin, özgürlük ve barışın… değerini
kavratamadım.
Baskıyla eğitim
olur sandım.
Baskı kurdum,
zorladım.
Onları,
sevgi ve hoşgörüyle yoğurmak aklıma gelmedi.
Evlatlarımı,
yazısı da turası da belli, duruşu olan bireyler olarak
yetiştiremedim.
Hepsi şahsi
çıkarlarının peşinde savrulup gitti.
Saygı, sevgi,
vefa… hak getire.
Suçlu benim!
SİYASETÇİYİM BEN
Sorumluluğu son
derece ağır olan milletin temsilciliği görevini şahsi çıkarlarıma
alet ettim.
Siyaseti,
yalan ve dolanla yürütebileceğimi sandım.
Her gün yüzüme
farklı bir maske taktım.
Halkı
kandırmanın her yolunu denedim.
Dini kullandım.
Vatanı,
bayrağı… çıkarlarıma alet ettim.
Suçlu benim!
BAKANIM BEN
Ülke kan
ağlarken ben sadece bakmakla yetindim.
Suçluyum ben!
BEN DİN GÖREVLİSİYİM
Sevgi, hoşgörü
ve samimiyetten uzak, şişkin egolarımla dini anlatmaya
çalıştım.
Söylem ve eylemlerim
farklıydı.
Üslupsuzluğum
ve yanlış tavırlarım toplumu uzaklaştırdı benden.
Din maskesiyle
güzelliklere perde oldum.
Suçluyum ben!
BEN GAZETECİYİM, BASIN
MENSUBUYUM
Hakperestlik
gibi bir hazine dururken, menfaatperestlik denilen zilleti seçtim.
Doğruları yazıp
söylemek, toplumu aydınlatmak yerine, yalan haberlerle
patronumun ve iktidar sahiplerinin gözüne girmeye çalıştım.
Demokrasiden,
hak, hukuk ve adaletten taraf olacağıma menfaatimden yana
oldum.
Medyayı da
itibarsızlaştırdım.
Suçluyum ben.
Ben esnafım,
Ben doktorum,
Ben polisim,
Ben ressamım,
Ben müzisyenim,
Ben
tezgâhtarım,
Ben kamu
görevlisiyim,
Ben özel sektör
çalışanıyım,
Şoförüm,
Ev hanımıyım,
Anneyim,
Babayım,
Halayım,
Teyzeyim…
HEP EKSİK ARADIM, HEP
KUSUR KOLLADIM!
Ben duyarsızım.
Ben ihmalkârım.
Ben umursamazım,
vurdumduymazım.
Ben, çok şey
söyledim, az şey yaptım.
Herkeste eksik aradım,
kusur kolladım.
Kimse yoksa ben
varım, benimle kim var,
İşte yüreğim, işte
bileğim ve işte cüzdanım,
diyemedim.
Küçücük bile
olsa mevcut olumsuzluklarda benim de bir payım var mı
acaba? demek aklımın ucundan geçmedi.
Hep çıkarlarımın peşinde
koştum.
Özü, sözü gibi
doğru,
Yazısı da turası da
belli,
duruşu olan insanlarla işim olmadı hiç.
Hayatım, hep
menfaat hep çıkar ilişkilerine dayandı.
Ama özde olmasa
da sözde “vatan” dedim, “bayrak” dedim, “millet”
dedim göz boyadım.
Makam ve mevki
kaptım.
Sözüm ona
“itibarlı!” oldum.
Suçlu, ayağa kalk, mı
dedin?
Ben hiç oturmadım ki!
|