Ey Çerkes!
Geçmişin, derin acılarla
dolu.
Bugünün,
yok oluş provası.
Yarının karanlık,
geleceğin meçhul.
Sen,
ruhunu kaybetmişsin.
Adamakıllı
savrulmuş,
dağılmışsın!
Ey Çerkes!
Kültürün, kuşatılmış.
Dilin, ağır yara almış.
Kimliğin, yıpranmış.
Değerlerin,
erimiş.
Ufkun, kararmış.
Toplumun
ümidini yitirmiş.
Halk, rehberini, önderini
kaybetmiş.
Moralsiz, pusulasız,
istikbâlsizsin!
Ey Çerkes,
Ne acı bak, sen bu halde
bile oyunda oynaştasın!
Umursamaz haldesin.
Sen, benliğini yitirmiş
bir halde uyuyor, uyanıyor, gönül eğlendiriyorsun.
Oysa sen,
Geceni gündüzüne katmalı,
Bütün imkânları zorlamalı,
Ve bu insafsız halden,
Bu
amansız ortamdan,
Bu
yaman gidişattan,
Bu yok oluş girdabında
boğulmaktan kurtulmalısın!
Sen hâlâ kuru,
anlamsız bir övgü
içindesin.
Dev aynasında kendini
seyretmektesin
Kaybettiklerin dağlar
gibi.
Değerlerin tarumar!
Can damarın kurumuş.
Ağlamak yerine gülüyor,
Gönül eğlendiriyorsun.
Yere basmıyor bak
ayakların.
Bir karış havada aklın.
Tükenen ümidin,
Savrulan gençliğin,
Yok olan geleceğin,
Kimliğin, dilin, tüm
kültürel değerlerin…
ÖZÜNE DÖN!
Sen ey Çerkes!
Tek çıkış yolun,
titreyip özüne dönmek!
Ümidi kuşanmak,
elleri tutuşturup
yürekleri birleştirmek.
Sözün ilerisine geçip
eylem gerçekleştirmek.
Ezber bozmak!
Yeni şeyler yapmak!
BİN DEFA PES!
Acılar ve sancılarla
yoğrulmuş bir toplumuz.
Ufkumuz
da aydınlık değil.
Parlak ufuklara yürümek
ancak amatörlüğü
bırakmakla mümkün.
Yani büyük düşünmekle.
Yani
ezber bozmakla!
Yani profesyonel olmakla!
Söyle ey Çerkes!
Biz, hiç mi
profesyonel
olamayacağız?
Her işimiz, her halimiz,
Her tavrımız hep böyle
amatör mü kalacak?
Şu etkinliklerimize, şu
programlarımıza bir bak!
Şu dünya kadar misafiri
buyur ettiğimiz,
Şu koca koca insanlarla
buluştuğumuz programlara…
Her karesi amatörlük,
Her karesi perişanlık!
El yordamıyla iş
yapıyoruz.
Düşe kalka, bata çıka.
Bu çözümden uzak,
Bu
samimiyetten nasipsiz,
Bu her tarafı dökülen,
Bu
lime lime dağılan
programlardan medet umuyoruz!
Pes!
Yüz defa pes!
Bin defa, yüz bin defa
pes!
HA MARJE!
Sen ey yönetici, sen ey
yetişkin ve sen ey genç!
Bak yaz sezonundayız.
Toplumun büyük bir kesimi
kırsalda.
Düğünler, şenlikler, festivaller…
dönemi.
Her duyarlı insanımıza
büyük görev düşüyor.
Övünmeyi, dövünmeyi
bırakıp kültürel çalışmalar içinde olalım.
Düğünler, şenlikler,
festivaller bizi bekliyor.
Ha marje!
|