Ağlamaklı, mutsuz, ümitsiz
değil.
Yönü,
ölüme, yok oluşa dönük
değil,
Mecalsiz, ufuksuz hiç
değil!
Dirilişi hedefleyen,
Coşkulu,
Kapsayıcı,
Kucaklayıcı
Geniş katılımlı,
İstikameti, geleceğe,
aydınlık ufuklara bakan bir
21 Mayıs neden
olmasın?
“21 MAYIS”LAR BÜYÜK FIRSAT
Her
Çerkes, bölünmüş,
savrulmuş bir milletin, değişik coğrafyalarda yaşamak zorunda
bırakılan bir ferdi.
Ve
her Çerkes için geçerli olan
ortak kültürel sorunlar.
Büyük sorunlar.
Çözümü, devlet gücü
gerektirecek köklü sorunlar.
Yani
çözüm için, Çerkeslerin
haklı mücadelesini, devletin/devletlerin
desteklemesi lazım.
Ciddi
diplomasilerle
derdimizi yetkililere çok iyi anlatabilmemiz gerek.
Çerkesler ve Çerkeslerin
varoluş mücadelesi, daha görünür olmalı.
Bunun
için 21 Mayıslar
önemli bir fırsat!
Peki, farklı ne
yapılabilir?
“KÜLTÜR BAKANLARI” ZİRVESİ İMKÂNSIZ MI?
Başkent Ankara’da yapılacak “Anma Programı” na Türkiye Cumhuriyeti
Kültür Bakanı Mahir Ünal
neden katılmasın?
Neden
Kabartay -Balkar Cumhuriyeti
Kültür Bakanı Muhadin
Kumahov katılmasın?
Abhazya Cumhuriyeti Kültür Bakanı
Elvira Arselia,
Adıgey
Cumhuriyeti Kültür Bakanı Muhamed
Kulov,
Karaçay - Çerkes Cumhuriyeti Kültür
Bakanı Madina
Gogova niçin katılmasın?
Çerkes toplumunu görünür
kılmak, köklü çözümler üretebilmek için
“Kültür Bakanları Zirvesi”
imkânsız mı?
Bu
zirvede özellikle Türkiye
Çerkesleri görünür hale gelmez mi?
Bu birliktelik çözüme
hizmet etmez mi?
İyi çalışılmış,
Altyapısı iyi hazırlanmış
bir program yapmak çok mu zor?
Pek,i
kim yapar, kim yapmalı bu
programı?
Yoksa buna gücümüz mü
yetmez?
Bu zevat, tenezzül mü
etmez?
Bizi beğenmezler mi?
Bize inanmazlar mı?
Kültürünü yaşamaktan başka derdi olmayan(!)
altı, yedi milyonluk bir kitle, siyasiler için bir anlam ifade
etmez mi?
Belki
öz güvenimiz eksik, ya
da inancımız yok!
Yaptığımız/ yapacağımız işlere belki kendimiz
inanmıyoruz!
Yoksa
biz, toplumsal
sorunlarımızın çözümünü mü istemiyoruz?
O
zaman biz, derdimizi
seviyoruz!
İlaç aramıyoruz,
aramayacağız.
Desene,
Fuzuli’nin ifadesiyle,
“Aşk derdiyle hôşem el çek ilâcımdan tabîb
Kılma dermân kim helâkım zehri dermânındadır.”
diyeceğiz!
Halimiz ve tavrımız,
insanın aklına bin bir soru getiriyor.
Bu
bizdeki öğretilmiş
çaresizlik insanı boğuyor, deli ediyor!
Cılız, ruhsuz, iyi planlanmamış etkinlikler nefesimizi kesiyor,
idealimizi hançerliyor.
“ÇERKES KALMA DAVASI” NE ZAMAN GÖRÜNÜR HÂLE
GELECEK?
Çerkes toplumunu,
Çerkes kültürünü,
Daha
doğrusu, “Çerkeslerin var
olma davası” nı daha görünür kılmanın bir yolu mutlaka olmalı!
SEN SÖYLE EY DOST!
Kültür derdiyle sarhoş
sevgili dost,
152
yıldır
“Karadeniz’de boğulduk!”
diyoruz.
“Boğulduk, yok olduk!”
diye diye mi tükeneceğiz?
Ne
zaman “Türkiye’de
dirildik!” diyeceğiz?
Ne
zaman büyük düşünüp
ağıtlar kadar diriliş
şarkıları dinleyeceğiz?
Ezberimizi ne zaman
bozacağız?
Söyle ey dost!
Bari sen söyle!
|