Sevgili
dostum, İnsan, görmek istediğini görürmüş.
Senin, olaylara hangi
pencereden baktığın önemli.
Sen, küçücük dünyana,
daracık pencerenden
bakıyor, olayları öyle algılıyorsun.
Sen, cama bakıyorsun,
camın ilerisini asla görmüyorsun!
Ne garip
ki bunun farkında da değilsin!
Gördüklerinle
yetiniyor,
Bildiklerinle avunuyorsun.
Dostum,
Sen, hayatı seyrettiğin o
buğulu pencerenin camını bir sil!
Sil bak o zaman ne kadar
farklı şeyler göreceksin!
Ufkun
açılacak,
Farklı
şeyler hissedecek,
Farklı
şeyler algılayacaksın.
Artık,
bakmakla yetinmeyecek,
Görecek,
Hissedecek,
Eşya ve
hadiseleri daha iyi anlayacaksın!
DÜNYAYI
DERNEĞİN PENCERESİNDEN SEYRETMEK
Ne yazık ki Çerkes toplumu olarak bizler de çoğu zaman dünyayı
derneğin küçücük ve buğulu
penceresinden seyrediyoruz.
Dünyayı gördüğümüzden
ibaret sanıyoruz.
Olayları
böyle yorumluyor, böyle algılıyoruz.
Pencereler kuzeye bakıyor.
Soğuk,
Ve daracık.
Camlar
buğulu,
Bakışlar
bulanık,
Biz, bu bulanıklıkta, bu dar açıda hedef kitleyi göremiyor,
gençleri hissedemiyoruz.
Bu belirsizlik içerisinde
içe dönüyor,
Tarihimizden uzaklaşıyor,
Kültürümüzü unutuyor,
Kendimizle uğraşıyor,
Gençlerle didişiyoruz!
KÖKLÜ BİR
ZİHNİYET DEĞİŞİMİ LAZIM
Bilgisizlikten,
Çözümsüzlükten,
Ve dahi durmadan, yorulmadan
övünmekten,
Birbiriyle uğraşmaktan
enerjisini tüketen,
Ümitsizleşen,
Uyuşan
toplumumuz,
Köklü bir
zihniyet değişimi
ve sorumluluk bilinciyle,
Kültürel
değerleriyle kucaklaşır,
Birlikteliğin tılsımlı gücünü keşfeder,
Ve
samimiyetle donanırsa,
İşte o zaman beden can
bulur,
Ufkumuz
aydınlanır!
Yoksa daha uzun süre
karanlıklarda didişmeye mahkûmuz demektir!
ÖZE
DÖNMEK İÇİN
Dostum,
Kültürüyle barışık,
aydınlık bir gelecek için,
Daha
dikkatli bakıp daha iyi görmek lazım.
Bu
kültürle yaşamaksa amaç,
Sözü bırakıp eyleme geçmek,
öze dönmek lazım.
Öze
dönmek için,
Dört elle kültüre sarılmak
lazım.
Aydınlık
günler temennisiyle.
|