Bir kültürel program
yapılıyor.
Programa yüzlerce, binlerce
insan katılıyor.
İçerik
dolu, coşku ve heyecan
yerinde.
Mesajlar, beyin fırtınası…
harika!
Katılımcılarda samimiyet,
dalga dalga ümit…
Herkes halinden memnun.
Ya siz?
Siz neden bu kadar
huzursuzsunuz?
Programın neresini
beğenmediniz?
Nedir eleştiriniz?
Bak,
toplum kazanıyor,
kültür kazanıyor.
Bak, yüzler gülüyor!
NEDİR BU HUZURSUZLUK?
Siz, neden bu kadar mutsuzsunuz?
Yoksa sizi başka şeyler mi
mutlu ediyor?
Yani
biraz kişisel konular.
Yoksa siz
çıkar ilişkisini mi
kolluyorsunuz?
Ne bileyim ahbap- çavuş…
Sizin
için toplumsal ve kültürel
kazanımların hiç mi önemi yok!
Her şey
“benlik” mi sizin
için?
Öyle ya,
size göre “neyin yapıldığı” değil
“kimin” yaptığı önemli!
Şahsınıza düşen paye önemli.
Yazık,
sizde her kutsal, kişiselleşmiş,
menfaatinize uyuyorsa
değerlidir.
Sizin derdiniz benlik.
Varsa yoksa kişisellik.
SENSİZ GÜZELLİK NE MÜMKÜN(!)
Size göre
toplumsal ve kültürel etkinliklerle ne amaçlanmış, bu uğurda neler
konuşulmuş, bu çalışmayla
toplum ve kültür ne kazanacak… bunların hiç önemi yok?
Benlik ve
gurur,duygularınızın tamamını mı teslim almış sizin?
Bakıyorum
da siz, içinde olmadığınız
her şeye karşısınız.
Neden mi?
Nedeni belli.
Sahnede siz yoksunuz ya!
Sizsiz güzellik olur mu hiç!
Ne acı,
her yanınız benlik, gurur,
kibir, haset…
Keşke siz de “Bu tarz
kültürel programlardan kültürüm ve toplumum adına ne fayda
sağlayabilirim acaba?”diyebilsiniz.
Keşke şişkin egonuzu
dizginleyebilseniz!
Gururdan ve hasetten kurtulabilseniz.
Keşke!
Keşke samimi olabilseniz!
Keşke samimi insanları
anlayabilseniz.
Keşke, “Bu
yaralı kültürü yaşatabilmek için meşru olan her yol, her
yöntem samimiyetle denenmeli. Kişiler çok da önemli değil, netice
önemli!” diyebilseniz.
Hadi
dostum, sen değiş,
değiş ve katıl çoğunluğa.
Bak çok mutlu olacaksın.
MORAL - GAYRET - SAMİMİYET
Dostum
unutma, bu kültür, hırs ve hasedinin kurbanı
basit ruhlarla değil,
samimi, yeri geldikçe ezberini bozabilen ufuk sahibi uyumlu
kişilerle yaşatılabilir.
Bizim,
her söylem ve eylemiyle
ideali hançerleyen samimiyetsizlere ihtiyacımız yok!
Bizim, bu
kültürü yaşatmak için birlikteliğe ve günümüzde geçerli olan meşru
gücü akıllıca kullanmanın
önemini anlamış samimi insanlara ihtiyacımız var.
Biz,
benliği ve gereksiz gururu bırakıp
ekonomik, sosyal gücün
desteğinde birlikteliğin oluşturduğu muazzam gücü kullanmayı
öğrenmeliyiz.
Biz,duyarlılığı, yok oluşa
akıllıca direnmeyi, her daim moralli olmayı bilmeliyiz.
Biz, inanmalıyız!
Biz, bir
şeyi daha çok iyi
bilmeliyiz:
Samimiyeti.
|