Sen, dilsiz, kültürsüz, modelsiz, kimliksiz
kalan, bunalan,
çırpınan Çerkes genci.
Ben,
cılız girişimlerle avunan, tavır, söylem ve hareketiyle
ideali hançerleyen bir dernek yöneticisi.
Sen, hayatı tanımaya, ana dilini anlamaya,
kültürüne alışmaya çalışan
taze bir toy.
Ben,
duygusuz bir anne, tepkisiz, bilgisiz,
ilgisiz bir baba.
Sen, çaresizlik, çözümsüzlük girdabında
kültürel bunalım yaşayan
şaşkın bir Nart.
Ben,
kültürü sözde yaşayan, sözün ilerisine geçmeyen
samimiyetsiz bir zat.
Sen, model arayan,
ufuksuzluktan daralan,
bunalan bir genç.
Ben, eskilerde kalmış, değişimi anlayamamış,
benlikte boğulmuş bir
thamade!
Sen, düğünü, derneği seven, oynamaktan zevk
alan zıpkın gibi bir
delikanlı.
Ben, kültürü cenazeden ibaret sanan, ölüye
verdiği değeri yaşayandan esirgeyen
miskin bir yetişkin.
Sen, sanattan uzak kalmış, tarihi savsaklamış
zarif bir Setenay.
Ben, ezberini tekrarlayan, her şeyi bildiğini
sanan yetişkin bir ekâbir.
Sen, dernekten medet uman, gayretli,
saf bir delikanlı.
Ben,
dernekte gönül eğlendiren ufuksuz, idealsiz bir dernek başkanı.
Söyle hadi genç, bizim
kaderimiz nerede
kesişecek?
Gönüller ne zaman, nerede, nasıl birleşecek?
Okuyan, araştıran, sorgulayan, tartışan,
doğrularda buluşan, kimliği ve kültürüyle barışık, eğitimli,
donanımlı gençler ne zaman
söz sahibi olacak?
Çağa adım uyduramayan
yöneticiler,
samimiyetsiz yetişkinler,
yorgun, umursamaz ve vurdumduymaz başkanlar ne zaman
hakikatle tanışacak?
KİM?
Sana ana dilini,
Kültürünü,
Tarihini,
“Xabze” yi
Çerkes asalet ve zarafetini kim öğretecek,
kim anlatacak?
Biliyorum,
annen değil.
Biliyorum,
baban değil
Kardeşlerin, arkadaşların değil!
Öğretmenin değil.
Okulun değil.
Televizyon değil.
Okuduğun
gazete ve dergiler
değil.
Dernekte demli çay sohbeti demleyen
yetişkinler değil.
Dernekteki
okey masası oyuncuları
değil.
Dernekte muhabbet eden
thamadeler de değil.
Zaten
dernek başkanlarının çok işi var, onlar hiç değil!
Peki, sana bu kültür iletişiminde kim
model olacak?
Sana “Xabze”yi,
kültürünün inceliklerini
kim öğretecek?
Hadi, bilen varsa söylesin!
Söylesin lütfen!
Benim bildiğim tek şey, bu gidişle sen
ana dilini hiç konuşamayacaksın.
Sen, bu kültürü anlayamayacak,
Çerkes olarak yaşayamayacaksın!
Sen,
zarif Setenay,
Sen,
yiğit Nart, susuyorsun değil mi?
Ben,
asil Çerkes,
Ben, duyarsız
anne, baba,
Ben, her şeyi bilen
yetişkin.
Ben,
dernek yöneticisi,
Ben,
dernek başkanı,
Ben,
thamade,
Ben,
üst kurul yöneticisi,
Ben, yorgun, ümitsiz,
moralsiz, umursamaz,
vurdumduymaz…
Beni beklemeyin, ben
gelemem!
|