Yalan söylemeyen, dürüstlükten ayrılmayan,
basit çıkar hesapları peşinde koşmayan,
zarafetiyle dikkat
çeken bir toplum Çerkesler.
Bu yüzden olsa gerek, oldum olası
siyasete sıcak değiller.
Puşkin’e ait olduğu söylenen bu söz,
Çerkeslerin ruh halini ne güzel anlatıyor.
“Çerkesler, tavır itibariyle demokrat fakat kalpleri
aristokrattır!"
Bu tutum, bugünün realitesine göre
“alkışlanacak bir davranış mı” yoksa “işi bilmemek durumu” mu, bu
tartışılabilir.
BAKIŞ AÇISI
Vay efendim, siyasiler Çerkesleri
yok sayıyor!
Vay efendim, partiler bizi ciddiye almıyor?
Adama sorarlar:
Bak kardeşim, her oyun, kendi
kurallarına göre
oynanır.
Siz de lütfen siyaseti, siyasetin
kurallarına göre oynayın.
Nedir bu afra- tafranız?
Hani parti teşkilatlarında
kaç Çerkes var?
Peki siz ne dersiniz?
Biz Çerkesiz,
biz farklıyız, biz
ancak seçim dönemi siyaseti hatırlarız, geri kalan sürede
düğün ve cenazeyle
meşgulüz.
Biz, partilere üye filan olamayız!
Ama siz bize
vekillik önerin,
bakanlık verin!
SİYASET ŞART MI?
Aslında siyasetle de siyasetsiz de olmuyor
gibi.
Sevmiyoruz siyaseti.
Sevmeyince de olmuyor işte.
Peki, siyasetsiz olur mu?
Olur, neden olmasın?
Demokratik hak ve özgürlük talebiniz yoksa; dil, kültür,
gençlik derdiniz olmadıysa, olmayacaksa, olur!
Siyaset, umurunuzda bile olmaz o zaman,
“kâfe” dinler
oturursunuz.
Düğün, cenaze derken hayat gelir, geçer.
SİYASETSİZ OLMAZ
“Ne demek arkadaş, Çerkes toplumunun ‘dil
derdi’, ‘kültür sorunu’,
‘eğitim problemi’ had safhada!”
“İktidarlardan
acil taleplerimiz var,
olmaz olur mu?”
“Bu konuda kararlı ve samimiyiz!”
diyorsanız, siyasetin
içinde olacaksınız.
İş işten geçmeden hesabınızı çok iyi
yapacaksınız.
Vay efendim,
dil ailede öğrenilirmiş!
Yok efendim, insan isterse her zorluğu
aşarmış, sana konuşma diyen mi varmış!
Gibi öğretilmiş çaresizlikleri aşacak,
derdinle dertleneceksin.
O zaman, başını kollarının arasına alacak
kara kara düşüneceksin.
Nasıl olacak, diyeceksin.
“Devlet desteği olmadan benim derdim derman bulamaz!” sözünün
özünü anlayacaksın.
İnleyecek, sızlayacak,
acı çekecek, çözüm
üreteceksin!
BU
SEÇİMİ FIRSAT BİLSEK
Gelin, övünmeye, tartışmaya, moralsizliğe,
ümitsizliğe,
cesaretsizliğe küçük bir ara verelim.
Bu seçimi fırsat bilelim.
Kendimizi iyi tanıtalım.
Taleplerimizi iyi anlatalım.
PEKİ, NE YAPALIM?
Liyakatli adaylarımız, seçilebileceklerini
sandıkları bölgelerde inandıkları partilerde
sahneye çıksa, toplum
olarak bizler de bu adaylara destek verebilsek,
Adayımızın olmadığı diğer bölgelerde parti
farkı gözetmeksizin
toplumumuzun artı kazanımları için her bölgede en güçlü
adaylarla sıkı temas halinde olabilsek,
Bu hassas dönemde,
dernekler yoğun tempoya
girse,
Özellikle duyarlı kesim, partilerin seçim
çalışmalarını fırsat bilse,
Siyasi partiler, Çerkes toplumu ve
Çerkeslerin haklı
talepleri hakkında bilgilendirilse/ bilinçlendirilse,
Partilerle, adaylarla, Çerkes toplumunun
sosyal, kültürel ve
ekonomik sorunlarının çözümü hususunda mutabık kalınsa,
Ve seçim sonrasında hizmet üretme
noktasında bu sıkı işbirliği sürdürülebilse,
Devamında, olabildiğince
devlet desteğiyle
kalıcı kültürel çalışmalar yapılsa,
Bu seçimden toplumumuz kazançlı çıkmış
olmaz mıydı?
Evet, bu görüş,
duygu ve coşku içermediği
için pek çok kişiye cazip gelmeyebilir.
Ama ne yazık ki bu işler, hisle, heyecanla
olmuyor ki!
Zor da olsa, aklın ve mantığın gereği
yapılmalı.
Yoksa seçim gününe kadar coşku, heyecan…
Seçim sonrası fiyasko!
Bu durum incitir hepimizi!
Bize enerji ve zaman kaybettirir.
GÖLE BİR MAYA DA BİZ ÇALALIM, ÖYLE Mİ?
Bağımsız aday, bağımsız aday…
Ya
tutarsa!
Peki, bir bağımsız vekil kaç oy, yani
kaç Çerkes seçmen
demek?
Kaçımız bu zor hesabın içinde?
Kaçımız
ham hayalin peşinde?
Kaçımız somut gerçeklerin?
Yok eğer biz bağımsız adaylarda kararlıysak
Türkiye’deki Çerkesleri adaylarımızın bölgelerinde toplayalım,
derim!
Bu da olmaz değil mi?
BİRİSİ SEÇİM Mİ DEDİ?
Seçim mi dediniz?
Dil, kültür ve eğitim mi şimdi sizin derdiniz!
Dokunmayın a dostlar, biz yine sohbet,
muhabbet, şirinlik
modundayız!
Atı alan Üsküdar’ı geçmesin mi diyorsun?
Geçerse geçsin kardeşim.
Yahu ne acayip adamsın sen
sigoş!
Yorulduk yahu, hadi bir
“kâfe” çal da
dinleyelim, dinlenelim!
Wolihhi doğru söylüyorsun!
Seçim de ne Allahini seversen,
nereden çıktı bu siyaset!
Yewua pışınavua!
|