Gündem, havalarla
birlikte ısınıyor.
Ucunda anayasa
değişikliği düşüncesi olan seçimler kapıda.
Yeni anayasa ve seçim,
hayati noktalarda toplumumuzu ilgilendiriyor.
Siyasi otoritenin
muhatabı olabilecek camiamızın en büyük üst kurulu KAFFED’e
bu hassas dönemde olağanüstü görevler düşüyor.
Meselâ:
Tabanının taleplerini
siyasi otoriteye ve yeni anayasaya taşıyarak bu kültürün
yaşatılabilmesi için devlet desteğini sağlama çabası.
Devletin, ana dili,
TV’si ve diğer kültürel dinamikleriyle bu kültüre sahip
çıkması için gereğini yapma gayreti.
Yani, renkleri
solmaya, kokuları kaybolmaya yüz tutmuş bu zengin kültür
bahçesini, devletin havuzuyla sulayarak onu koruma girişimi.
Evet, anlaşılan o ki
yaklaşan seçimler, Kafkas toplumunun dilini koruması, kültürünü
yaşatabilmesi için bu halkın tek yürek olmasını zorunlu
kılıyor.
Eller tutuşmalı,
yürekler birleşmeli ki toplumun sesi daha gür çıksın, bu zor
engeller aşılabilsin.
Hal böyleyken
karşımızdaki manzaraya bir bakın.
Kısa sürede gündeme
gelen “Çerkes Hakları İnisiyatifi” adıyla oluşturulan yeni
oluşum, miting eylemi için KAFFED’den destek ister. KAFFED bu
teklifi reddeder ve hoş olmayan olaylar hızla gelişir.
Paylaşım sitelerinden
izlediğimiz kadarıyla, “Mitinge katılmayan, vatan hainidir!”
söylemine varan ifade sahiplerinin yanında, bu mitingin zamanlama
ve üslubu boyutuyla toplumumuza zarar vereceği düşüncesini
haykıranlar da var.
Her iki kesimi temsil
edenlerin duygularını ve kendilerince haklı noktaları anlamak,
onların düşüncelerine saygı duymak mümkün.
Merak edilen ise, bu
dağınıklıktan, bu parçalı- bulutlu fırtına öncesi havadan rahatsız
olanların sesi soluğu nerede?
Yoksa tarafların
dışındaki herkes, bu kamplaşmadan memnun mu?
Bu dağınıklığı
giderebilecek bir girişimin görünürde olmayışı normal mi
sizce?
14 Mart’ta, küskün
kardeşlerin sayısı mitinge katılanlar kadar olacaksa, kurumlar
darbe alacaksa, suçlamalar katlanarak artacaksa bir daha
aklıselimin sahne alması gerekmez mi?
Hangisine inanacağız:
“ÇHİ bu mitingi, topluma daha soğukkanlı, daha detaylı,
daha sevecen bir tarzda anlatabilirdi. Bu yapılamadı, kırılıp
dökülenlerin sayısı çok oldu!” diyenlere mi?
Yoksa “ 60 dernekle
geniş halk kitlesini temsil eden KAFFED hızlı hareket edemiyor,
yönetim kurulu kendi arasındaki dağınıklığı gideremiyor.” gibi
dedikodulara mı inanmalıyız?
KAFFED,
bu mitingin topluma zarar vereceğine inanıyorsa
kendisine bağlı dernekleri gereği gibi bilgilendirerek,
yetkililerini derneklere göndererek, “Şu gerekçelerden dolayı
bu mitinge katılmayacağız!” diyor, tabanını ikna etmeye
çalışıyor mu, merak ediyorum.
Yoksa KAFFED,
yarayı derinleştirmemek için tepkisiz kalmak gibi bir yol mu
izliyor?
ÇHİ
de “ Eğer belirtilen tarihte bu miting yapılamazsa
büyük bir fırsat kaçmış olur. Bu miting, kurumları yıpratma
pahasına da olsa mutlaka bu tarihte, bu üslupla ve bu formatta
yapılmalı!” mı diyor, onu da bilmiyorum.
“İnisiyatif”
kimde, nerede?
Kardeşler arasındaki
kapılar kapandı, köprüler atıldı mı yani?
Hak arayışına bu
dağınık halimizle mi gidiyoruz?
Böyle mi tarih
yazacağız? |