Sen, gençsin, güzelsin, şıksın,
yakışıklısın, akıllısın.
Geleceğimiz, gözbebeğimiz, her şeyimizsin.
Farkında mısın?
Seni bekliyor gönüller,
Seninle olmalı zirveler.
Sensiz anlamsızlaşır ufuklar.
Sen nerdesin?
Farkında mısın?
Yoksa oyunda, oynaşta mısın?
Hayatın ince bir disiplin
olduğunun,
Yaşamın şifresinin “Ne için varım?”
sorusunda gizli bulunduğunun,
Farkında mısın?
Bak, kürsüler senin için
kurulmuş.
Mikrofon hazır, sahne seni
bekliyor.
Farkında mısın?
Farkında mısın hislerinin, sahip
olduğun güzelliklerin.
Ya dünyanın geldiği yerin?
Canımsın sen, inancını kolla,
kültürünü yaşa.
Dinsiz kültür yaşamaz, bunu asla
unutma!
Yaşar diyorsan kendini avutuyorsun.
Ya estetik, ya ciddiyet, hani
erdem, hani hoşgörü?
Hani yaşantın, hani tavır, hani
duruş, hani ufuk, hani hal dili?
Sen barışın temsilcisi, sen güvenin
kaynağı, sen ecdadın, kültürün timsalisin, mazinin ve istikbalin
köprüsüsün.
Farkında mısın?
Hani inancın, hani güzel kültürün?
Nerde yaşantın, nerde hayat
felsefen?
Bu bilinçle büyü, bu şuurla dinle!
Donan güzelliklerle, gel iftihar
edelim seninle!
Bunlarsız olmaz, olur dersen
kendini kandırırsın.
İnancını, kültürünü düzgünce
yaşamalı,
Yaşayarak hayat felsefeni
yansıtmalısın.
Geçmişi iyi bilmeli, geleceği güzel
algılamalısın.
Eğer esiri olursan duygularının,
ardı sıra gelir kötülükler,
Önce sigara, sonra alkol, gider
çirkinliğe bu yol.
Gel de sen bunlardan kurtul!
Bu yaşta ümitsizlik, bu yaşta
yorgunluk yakışıyor mu sana?
Hani kitap, hani kültür, hani din,
hani dil, hani akıl, hani fikir?
Yaşın müsait, boyun posun yerinde,
zaten herkes de sana kefil.
Düğün düğün gezmek sana yetmez,
bunu çok iyi bil.
Hazların hedef olmuşsa,
Şehevi hislerin doruktaysa.
Duyguların ve dürtülerin tavan
yapmışsa, durum çok vahim, farkında mısın?
İnancın, gönlünü beslesin,
kültürün beynini,
Güzel dilin donatsın
duygularını, benliğine ecdadın kokusu sinsin.
Yoksa dilinle birlikte ecdadının
kokusunu mu unuttun,
Unutulursa dilin, kalır mı
unutulacak şeyin!
Geçmişin, geleceğin, bilgin,
birikimin, benliğin…
Her daim, yorgun, ümitsiz, sarhoş
gibi gezinirsin.
Bakıyorum, bu güne kadar kendini
tanımaya zaman ayıramadın.
Kendini okuyamadın, kitaplarla
tanışamadın.
Gününü gün ettin, kültürünün
kırıntısıyla yetindin.
Farkında mısın, bu mu sana
yakışan!
Modern çağın tutkuları ne hale
getirdi seni, farkında mısın?
Çevren seni anlıyor mu, becerebildi
mi büyükler seni dinlemeyi?
Ya sen, anlatabiliyor musun
kendini?
Anlatmak istiyor musun?
Biz, senin için modern çağın
enstrümanlarını geliştiremedik.
İhtiyacın olan değerleri temin
etmeği ihmal ettik.
Biz, gören gözün, duyan kalbin,
yazan kalemin olmadık.
Yine de kulağın duyuyor, kalbin
çarpıyor mu?
Farkında mısın?
Anneler, kulağına Nart ninnileri
fısıldamıyor artık, farkındayız.
Ninnileri, tanımadığımız kişiler
televizyon ve internetten fısıldıyor.
Neler fısıldıyor bu garip insanlar,
farkında mısın?
Sokaklar çok hareketli, televizyon
çok etkili, internetse çok hızlı.
Ama babalar çok meşgul, anneler çok
yorgun, kardeşlerse telaşlı.
Sense inancını, ecdadını, sevdanı
bir tarafa bıraktın, seni anlamayanların peşine takıldın.
Ne dinledin ninnilerde, neler
fısıldıyorlar şimdilerde?
Farkında mısın?
Sen, sevdiğince büyük, kollarının
açısınca kıymetlisin.
“Sevenler, sevilenler ve
sezenlerdir!” bunu iyi bilesin.
Sen, arzu ve ihtiraslarına
yenilmeden her dem taze kalabilmenin ne kadar zor olduğunun,
Tek başına “kaşenliğin”, “kafe” ve
“yunafe” nin yetmeyeceğinin farkında mısın?
Sen, donanımlı olmalısın.
Sen, dünyayı tanımalısın.
Sen, bilimle, kültürle tanışmalı,
onlarla kucaklaşmalısın.
Sen, mazi ve istikbali iyi bilmeli,
Hoşgörüyü anlamalı, sevgiyi,
barışı, kardeşliği tanımalı, gerçek aşkı kavramalısın.
Sen, sanal sevdaları bırakıp
gerçek sevdana kavuşmalısın!
Bu sevdayla pişmeli, yanmalı,
kavrulmalısın.
Sen, gelmelisin, sen, gülmelisin!
Sen gül ki gülsün kültürüm,
gülümsesin toplumum!
Gülsün mazim, gülsün istikbalim!
Farkında mısın, sen bir gülsün!
Sen gülmelisin!
Sen gelmelisin!
Farkında mısın? |