|
|
................... |
|
................... |
GENÇLİK
OKUMUYORSA, NASIL DÜZELİR TOPLUM? |
23.12.2006 |
|
YEMUZ
Nevzat Tarakçı |
................... |
................... |
Hayatta, edebiyatta, dilde, duygu ve
düşünce dünyasında pusulasını kaybetmiş bir nesil. Güzel ve güzeli
sevmede, aşka bakışta rotası kaymış, hassasiyetini yitirmiş bir
gençlik.
Dilde, kültürde, iletişimde hayatın amacını tahlil etmede, doğru
yaşamada çıkmazları olan bir nesil.
Boşlukta, rehbersiz, modelsiz bir gençlik.
Folklorik hale getirilmiş, bir türlü kabuğu çatlatılıp içine
girilememiş bir Çerkeslik kavramının etrafında dönüp duran bir
nesil.
Yaşayamadığı öğrenemediği kültürüyle anlamsızca övünen, yaşantısı,
özüyle çelişen “taklit ha taklit” boyutunda bir gençlik.
Bu gençlik:
Kimi model alacak, kim gibi olacak?
Neyi okuyacak?
Ne zaman okuyacak?
Niçin okuyacak?
Bir de; her daim büyüklerinin (iyi niyetli olmalarına rağmen)
olumsuz ve yıkıcı tutumuyla karşılaşmışsa, hep eleştirilmişse, yol
ve yöntem bilmemekle suçlanmışsa… Dilini kullanmada, kültürünü
yaşmada bilinçsiz, ümitsiz ve yorgunsa…
Bu gençliğe;
Kim rehber olacak?
Kim doğruları anlatacak?
Kim sevdirecek kültürünü, kimliğini?
Kim hazırlayacak hayata onları?
Kim doğru yaşmaları konusunda pusula olacak?
Okumayan okumanın önemini kavrayamayan bir gençlik.
Şekilde, gösterişte boğulmuş, maneviyata zaman ayıramamış bir
gençlik.
Kendini yetiştirmenin, çağı yakalamanın, donanımlı olmanın yolunun
okumak olduğunun bilincine varamamış bir gençlik!
Var değil mi böyle bir gençliğimiz?
Hayatı doğru yaşamak için çırpınan, iyiyi, doğruyu arayan, soran
ama metotsuzluktan, arkadaşsızlıktan, rehbersizlikten,
modelsizlikten, “kitapsızlıktan” sefilleri oynayan bir gençlik.
Eğer işsizliği, parasızlığı, mutsuzluğu da buna katarsanız, “
Niçin olusun?“ sorusuyla karşılaşırız.
Bu olumsuzluklara, bu acı ve sancılara kim yeni yorumlar, taze
bakışlar getirecek?
Biz büyükler bu işin neresindeyiz?
Neresinde bu işin derneklerimiz?
Etkili ve yetkililerimiz neresinde?
Kim bağrına basacak bu gençliği?
Kim iş bulacak, kim imkân tanıyacak.
Kitapla kim tanıştıracak?
Okumanın vazgeçilmez bir ihtiyaç olduğunu kim benimsetecek?
Her şeyimiz olan gençlere okuma zevk ve alışkanlığını kimler
kazandıracak?
Kimler anlatacak bize “Gençlik okumazsa, yok olur kültürümüz,
yok olur geleceğimiz!” hakikatini?
Kelimelerle düşünmez mi insanlar? Kelimelerle hayal etmez mi?
Duygu ve düşüncelerini kelimelerle anlatmaz mı? Kelime hazinesi
zengin olan insanın ufku daha geniş, olaylara bakışı, nesneleri
anlamlandırması ve algılaması daha nitelikli olmaz mı?
Kelime hazinesinin zenginleştirilmesi, hafızanın disiplinli
kavrama yeteneğine kavuşturulması öncelikle kitap okumakla mümkün
değil mi?
Ne yazık ki, gençlerin yeteri kadar kitap okumamalarının nedeni
yine bizleriz galiba; anneler, babalar, öğretmenler…
Hangi küçük yavruyu kitabın sıcacık kollarına, yumuşacık kucağına
teslim ettik de şimdi şikâyetçiyiz. Kaç gencimize kitapların
gizemli dünyasının kapısını araladık, kaçımız okuyarak örnek
olduk…
Öyle ya, biz hep paradan, maldan mülkten bahsettik, kahrolası
dünya dedik, şan, şöhret dedik, önemli olan paradır, iştir
kazançtır, dedik. Dedik ve de işi bitirdik.
Kafkas gençliği arasında kitap okumanın özendirilmesi ve
yaygınlaştırılması, Çerkes dilinin, edebiyatının, kültürünün
tanıtılması, sevdirilmesi hayati önem taşımıyor mu?
Gençlik, ortak milli kültür değerleri taşıyan eserlerden
faydalanmak suretiyle toplumunun, kültürünün temel değer
hükümlerini öğrenmeli, benimsemeli.
Gençlik, etkili okuma yoluyla iyiye ve güzele yönelmeli, yaşama
sevinciyle güçlenmeli.
Gençlik, okumayla elde ettiği birikimle kendine güven duymalı ve
iyi alışkanlıklar edinmeli. Okuma yoluyla gençlerin dinleme,
anlama, anlatma, yeni düşünceler üretme gücü geliştirilmeli.
Seviyesine uygun, ilgisini çeken kitapla karşılaşmayan, yanlış
tavsiye edilmiş kitaplarla okumaktan soğutulan çocukların
gençliğinde kitaptan hoşlanmamasından daha doğal ne olabilir ki…
Günümüzde, bilgiyi kavramanın, analiz ve sentez yaparak
değerlendirmenin ve bu doğrultuda üretken, yenilikçi düşünceye
sahip gençlik yetiştirmenin önemi ve aciliyeti mutlaka
anlaşılmalı.
Okuma zevki kazanmış, kültürünü okuyarak kaynağından öğrenen
birikimi zengin gençler sayesinde çağdaş topum haline gelebiliriz.
Kültür sadece dinleyerek veya sohbet ederek değil, okuyarak,
özellikle büyük eserleri tekrar tekrar okuyarak elde edilir.
Kitap, hiç şüphesiz fertlerin ve milletlerin hayatını değiştiren,
yenileştiren ve ileri götüren vasıtalardan biridir.
“İnsanın veya milletin dünyaya bakış tarzını değiştirmek mi
istiyorsunuz? Ona okumasını öğretin ve okunacak kitaplar verin.”
Sözü ne kadar doğru.
Neden?
Sigara, içecek, yağlı ve unlu mamullere, faydasız oyunlara büyük
paralar harcıyoruz da neden kitaba para harcamıyoruz?
Kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri; maç, TV dizisi… Saatlerimiz
olmasına rağmen neden kitap okuma saatimiz yok?
Misafirlerimizle spor, siyaset, para… Konularını konuştuğumuz
halde onlarla neden okuduğumuz bir kitabın güzelliklerini
paylaşmıyoruz?
Sevdiklerimize çiçek, çikolata, çakmak, kalem hediye ederken neden
kitap hediye etmiyoruz?
Unutulmamalı, “yetişen zekâları kitaplarla beslemeyen milletler
yıkılmaya mahkûmdur.” |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|