ADDER  “DİL KURULTAYI” İZLENİMLERİM -3

04.01.2013

                               
Dr. MEŞFEŞŞU Necdet Hatam
                                             
                                             

ADDER’ önerdiği “Latin Alfabe”tüm eksik ve yanlışlarını anlatmak çok zaman alacak. Yazmak da okumak da tahammül ister. Bunu bilmiyor değilim ancak yine de çok önemli olduğu için biraz daha irdelemekte yarar görüyorum. Kim bilir belki daha önce de belirttiğim gibi salt karşı çıkmış olmak için karşı çıkmadığım anlaşılır…

ADDER derslerinin Dokuzuncu sayfası çok önemli, önemli olduğu kadar üzücü ancak daha çok da şaşırtıcı. Şaşırtıcı çünkü sadece bu sayfa, alfabeyi düzenleyenler ve bunu uygun bulanların dilbilime ne kadar uzak olduklarının bir kanıtı gibi. Bu denli yetersiz olanların kendilerini yetkin görmeleri de çok üzücü. Bu durumun tüm çıplaklığı ile kamuya açıklanması da çok önemli.

Dokuzuncu Sayfada;

“YAN YANA GELEN SESLİ HARFLER

“(Çift ses: Her sesli harf ayrı ayrı vurgulanarak okunan sestir)” denmiş.

Ancak bu sadece dilimize özgü bir durum değildir. Türkçede diftong olmadığı için bir sözcükte yan yana gelen iki ünlü iki hece oluşturur. Zaten “diftong” terimi “çift ünlü” olarak Türkçeleştirilmiştir. “kaos, saat, kuaför, aile” gibi iki ünlünün yan yana geldiği sözcükler yabancı kökenlidir.

Tüm dillerde yan yana gelen iki ünlü eğer diftong yani “çift ünlü” oluşturmuyorsa zaten ayrı heceler oluşturur ve ayrı okunur. Her dilde yan yana gelen her iki ünlü de diftong oluşturmaz. Her dilin diftongları yani tek hece yapan yan yana gelmiş ünlüleri bilinir. Örneğin adığabzedeki tüm diftogların ilk ünlüsü [u] sesidir.  Ayrıca (y-u) ünlüsünden sonra gelen ünlülerin hiçbiri tek başına hece oluşturduğundaki sesi vermez, izlediği [u] sesi ile birlikte diftong-çift ünlü oluşturur.

Heceyi oluşturan ünlü birinden biri değil (y-u) ve onu izleyen ünlünün birlikte verdiği sestir. Dahası adığabzede “мыIэрыс – mı’erıs) yazımına itirazımız da bu noktadır. Diftong-çift ünlü oluşturmayan iki ünlü yan yana geldiğinde ayrı iki hece oluşturduğuna ve ayrı okunduklarına göre Latin harflerle “mıerıs” yazabildiğimiz  gibi “мыэрыс” yazılabilir ve rahatlıkla da okunabilir diyoruz.

“Dilimizde Ön ek ve fiil köklerinden oluşan vektörel fiiler mevcuttur.

Eğer fiil kökleri sesli harfler ile başlıyorsa  ön eklerin son sesli harfleri ile birlikte çift sesli harfler oluşturur..

Bazı fiil ön takıları ( go, ko, xe, pı ...)

Sesli harfler ile başlıyan bazı fiil kökleri ( an, aben, atın, ont'en…)

Bu kombinasyondan oluşan  çift sesli harf içeren  fiiller ( goan, koaben,xeatın, pıot'en...) denmiş.

İzninizle önce terminoloji yanlışını düzeltelim. Türkçede çift sesli yani çift ünlü batı dilleri Rusça ve adığabzedeki “diftong” karşılığıdır. Dolayısı ile yukarıdaki kullanım yerinde değildir.

Ama en büyük yanlışlık (go…, ko…) ön takılarındaki ın [o] sesi ile yazılmış olmasıdır. Ki bu yanlışlık aynı zamanda arkadaşlarımızın anvatandaki dil çalışmalarını, ortak alfabeye gitme çabalarını izlemediklerinin, anavatandaki dil bilgisi kitaplarından sözcük çözümlemelerini incelemediklerinin, benim yazılarımı olsun okumadıklarının, özellerine yaptığımız uyarıları hiç göz önüne almadıklarının da göstergesidir.  Neden mi söyleyelim.

Adığabzede Türkçenin [o] sesi yoktur. Adığēy Adığabzesinde, [o] sesini veren (o) harfi içeren sözcüklerin tamamı yabancı dil kökenlidir.

Bir ünsüz harfi ya da çubukçuk (I) imini izleyen (o) diftong - çift ünlüdür ve [ue] seslerini verir.

Sözcük başında ve sözcük içinde ünlüden sona gelen (o) harfi de, ikinci sesi [e] olan iki ses vermektedir. Birinci ses Arapçada waw harfinin sesi olup Latinde (w) harfi ile karşıladığımız bir ünsüzdür.

Kiril alfabesinde bu her iki sesi veren karakter (y) dur.  İşte çubukçuk sözcük başında ve ünlülerden sonra gelen (y) harfinin [w] değil de [u] sesi olduğunu belirtmek için konmaktadır ve ünsüz bir harf görevi görmektedir. Bu yazımda, Arapçada ünsüzlerden sonra uzun [u] sesi, sözcük başında ise Latinde (w) ile karşıladığımız sesi veren  (و) waw harfinin, sözcük başında [u] okunması için üzerine hemze elif (ؤ ) konarak yazılması örneksenmiş ve çubukçuğa (I) hemze elif görevi verilmiştir.

Dolayısı ile (go - го)  ve  (ko - ко) yazımları gerçekte  [gue – гуэ]  [kue - куэ] seslerini vermektedir.

Eklemem gerekir ki bunları bilebilmek için dilci olma gereği de yoktur. Anvatanda ilkokul dördüncü sınıflarda okunan kitapları okumuş, incelemiş olmak yeterlidir.

Şimdi de bu bilgiler ışığında ön ekler ve fiillerin yazımlarını Kiril yazımları ile karşılaştıralım:

“goan”  İlk söylenebilecek şey “an” diye bir fiil mastarının olmadığıdır. Sözcüğün tamamı bir fiil mastarıdır.  Kiril yazımı “гуIэн” önerdiğimiz Kiril alfabe taslağımız ile “гуыэн” dir.  Bunun Latin transkripsiyonu “guıen” olmalıdır.   İnanıyorum ki bu yazımı (imla) fiil kökündeki “guı” hecesini ön ek sanan arkadaşlarımız da daha kolay okuyacaklardır. Ayrıca bu yazım Kiril yazımı ile de birebir örtüşmektedir.  g-г/ u-у/  ı-ы/ e-э/ n-н/    Birinci heceyi  “guı-гуы  ” oluşturan ünlü “uı-уы” diftongdur. İkinci hecenin “en-эн” ünlüsü basit ünlü ülü “e-э” dir.

İkinci örnek “koaben” gerçekten ön ek almıştır. Düzenlenen Latin alfabede harflerin Türkçedeki seslerinin korunacağı ilkesinden söz edilmektedir. Sözcüğün yazımı bize göre bu ilke ile çelişmektedir. Ayrıca Türkçedeki (k) harfinin adığabze “куы - kuı – araba”; “куэцы – kuetsı – buğday” sözcüklerindeki “к”  sesi olduğu Ali İhsan Beyle anlaşamadığımız konulardan biridir. Bu konuda iddiaya girdiğimiz de üç yılını doldurmuştur. Ancak Ali İhsan Bey kuzuyu yedirmemek için olsa gerek bu yazımda ısrar etmektedir. 

Bakınız “koaben” sözcüğünün günümüz Kiril alfabe ile yazımı “къоIэбэн” ve taslak alfabemizle de “къуээ́бэн” Aönerdiğimiz Latin alfabe ile de “khueében” dir.  

Üçüncü örneğimiz “xeatın” dir.  Üzülerek bu örneğin de yerinde olmadığını yanlış olduğunu belirtmek durumundayım. Evet “atın – kaldırmak” fiili adığabze bir fiil. Xe de bir ön ek ancak her fiil her ön eki almayabiliyor. Rastlantıya bakın ki bu da böyle kötü bir örnek olmuş. “Xe” sesi adığabzede daha çok “хэт - xet – içinde ayakta duruyor, хэс - xes – içinde oturuyor, хэлъ - xelh - içinde yatıyor,  хэшъуых̄э - xeşüıx̄e – içinde çürüyor, хэк̄уадэ - xeḱuade – içinde kayboluyor, хэтк̄уых̄э - xetḱuıx̄e – içinde eriyor, зыхегъэбылъх̄э - zıxēğhebılhx̄e – içinde saklanıyor” örneklerinde olduğu gibi “iç” anlamı taşımaktadır. Dahası ilk üç fiilde ön ek olarak kabul etmek bile çok güç. Tarihsel gramer bunu ön ek olarak alsa de biz dilimizi kaynaştıran dil grubundan olup “Xe”  sesinin kökle birlikte sayılmalıdır. Çünkü bu ses çıkartıldığında sözcüğün kalan kısmı tek başına anlamsızdır.

Ancak belirtmeliyim ki genel yaklaşım “хэт –т, хэс- с, хэлъ-лъ” fiillerinde belirtilen seslerin kök sayıldığıdır. Özetle dilbilgisinin henüz üzerinde anlaşılamamış konularından biridir.

Son ön ekli örneğimiz “pıot'en” şeklinde hatalı yazılmışsa da ön eksiz yazımı “ont’en” olarak doğru yazıldığı için ikincisi yazılırken harf düşmüştür diyorum.

Doğru yazım “pıont’en” Kiril de yazımı “пыIонтIэн” Kiril taslak alfabemizle “пыýэнт̄эн” ve Latin alfabemizle de yazımı “pıúent́en” dir.

Kiril alfabesinin bir okumayı çok zorlaştıran bir hastalığını olduğu gibi Latin alfabeye taşıyan ve hep söylediğimiz gibi Kirildeki çubukçuk (I) iminin görevlerinin iyi anlaşılmadığının göstergesi aynı zamanda görevlerden ikisinin ne kadar farklı olduğunu kanıtlayacak aransa zor bulunur çok güzel bir örnek.

Önce günümüz Kiril alfabesi ile yazımını dikkatle bir inceleyelim:

“пыIонтIэн” Birinci çubukçuğun görevi (o) harfindeki (уэ) iki harfin ilki (y) harfinin [w] değil [u] ünlüsü olduğunu göstermek içindir. Zaten bugün bile Doğu adığabzesinde “пыIуэнтIэн” şeklinde yazılmaktadır. Yani çubukçuk (y) harfinin sesini etkileyen bir işarettir.  İkinci çubukçuk (I) imi ise izlediği [т] ünsüzünün sesini pekiştirmektedir. (т) harfinin buradaki sesi  “тIэ – kaz(kazmak emir)” sözcüğündeki ses ile aynıdır. Özetle bu sözcükteki birinci çubukçuk kendisini izleyen (y) harfini etkilerken ikinci çubukçuk izlediği (т) harfini etkilemektedir.  Bu yazım ise kimileyin (т) harfinden sonra geldiği halde (т) yi değil de önüne geldiği ünlüyü etkilediği durumlarda -ki bu çubukçuk (I) iminin üçüncü görevidir- hem okumayı hem de anlamayı zorlaştırmaktadır.

Dilimizde çok sayıda olan örneklerden biri   “тIэ – kaz” ile yazımı tıpa tıp aynı olan ancak anlamı çok farklı olan “тIэ” – elimiz” sözcüğüdür. “Kaz” sözcüğünde çubukçuk (I) izlediği [т] sesini pekiştirmekte “elimiz” sözcüğünde ise tam bir kesme imi görevi görmekte ve [э] sesi (т)  harfini izlediği ve onunla birlikte hece oluşturduğu halde ünsüzleri izlediğinde verdiği sesi değil sözcük başında ya da ünlülerden sonra geldiğinde verdiği [э  – e] sesini vermektedir.

Gerçekte çubukçuk (I) iminin bu iki görevi çok iyi bilinmekte dilbilgisi kitaplarında anlatılmakta, anlamın tam verilebilmesi için kimileyin gerekli sözcüklerde yan yana iki çubukçuk (I) imi yazılabileceğinin altı çizilmektedir.

Kiril alfabede çubukçuk (I) iminin Latin alfabede de çubukçuğun bu görevlerinin ayrılmasının yani imin hangi harfi etkilediğinin sözcük görülür görülmez anlaşılacak şekilde ayrı olmasının okuma yazmayı çok kolaylaştıracağına inanıyoruz. Dolayısı ile her iki taslağımızda da buna özen gösterilmiştir.

Kiril alfabe taslağımızda günümüzdeki ёпыIонтIэн - пыIуэнтIэн ыбсъхътът    пыýэнт̄эн şeklinde yazılmasını öneriyoruz. Gerçekte  (y) harfinin, taslak Kiril alfabemizde hep ünlü olması, günümüzde bu harfin verdiği ünsüz ses için alfabeye (ў) harfi eklenmesi önerildiğinden (ы) harfinden sonra gelen (y) harfi herhangi bir işarete gerek kalmadan [u] sesini verecek ve kendisini izleyen ünlü ile birlikte diftong oluşturacaktır. (ý) şeklinde yazılma önerisi zorunluluk değil kolaylık olması içindir. Çünkü üç  ünlü yan yana gelmiştir apostroflu (ý) diftongun ilk harfi olduğunu gösterecek, hecelemeyi kolaylaştıracaktır.

Biz Latin alfabede ünsüzün sesini pekiştiren çubukçuk yerine kullandığımız apostrofun harfin üzerine konmasını kesme işareti görevini verdiğimiz apostrofun da ya yine ünlü üzerine konmasını ya da iki harf arasına konmasını öneriyoruz. ADDER’in kullandığı ilk alfabede “кIалэ” a sözcüğündeki “кI” psesi “ c‘ “ ile gösterilmişken daha sonra bize göre doğru bir seçim yapılmış ve ḉ ile gösterilmeye başlamıştır. İşte yukarıdaki sözcükte de [t] sesini pekiştiren apostrofun (t) harfi üzerine, benzer durumlarda ünsüzü pekiştiren apostrof da harfin üzerine konulduğunda ancak alfabenin kendi içinde bir sitemi olduğundan söz edilebilecektir.

Öneri:

Kiril : “пыýэнт̄эн”    Latin “pı’uent́en”  ya da “pıúent́en”.

 

Diftong da -Türkçedeki adlandırma ile “çift ünlü”-  şöyle tanımlanmış:

“DİFTONG

Diftong: Farklı iki sesli harfin  ardışık (grift) okunmasıyla oluşan ortak  sestir

Bazı diftong kelimeler ( goáşe, koápe,qoáğe, jöáğo…)

DİFTONGLARI ÇİFT SESLERDEN AYIRAN YAZILIŞ ŞEKLİ

 Diftongları çift seslilerden ayıran, ikinci sesli harfin üzerindeki  ( ‘ ) apostrof işaretidir (á)

örnek:  Koáye, goáşe, koápe,qoáğe, jöáğo …”

İki ünlünün ardışık sesi tanımını doğru buluyoruz. Ardışık iki ünlü tek bir ünlü gibi okunmakta ve birlikte bir hece oluşturmaktadır.

Ancak yukarıda belirttiğimiz gibi doğru sözcükler doğru yazıldığında, diftongu ayırmak için ayrı bir işaret zorunlu olmayacaktır.

Diftonglar adığabzenin özelliğinden kaynaklı kimileyin sözcük anlamları olabilse de hece oluşturan bileşik ünlü olarak tanımlanırlar. Dolayısı ile “Bazı diftong kelimeler…” tümcesinde “diftong kelimeler” kavaramı yersine oturmamıştır. “Diftong içeren kelimeler” daha doğru bir tanım olacaktır.

Örnek sözcüklere gelince:

( goáşe, koápe,qoáğe, jöáğo…) sözcüklerinin günümü alfabesi ile şöyle yazılmaktadır:

“Гуащэ  къуае  кIуагъэ  жъуагъо”

Önerdiğimiz Kiril Alfabe taslağımız ile Latin transkripsiyon alfabemiz ile yazımlar ise bire bir örtüşmektedir:

гуащэ, къуайэ, к̄уагъэ, жъуагъуэ 

guaşe, khuaye,  ḱuağhe, jhüağhue

Örnekler incelendiğinde “гуащэ”, sözcüğündeki [y] sesi Latin alfabede (u) harfi ile gösterilmişken “жъуагъуэ” sözcüğündeki [y] sesinin neden [ü] ile gösterildiği sorusu akla gelebilir.

“жъ”  ünsüzü Doğu adığabzesinde düşmüş olan ve kendisinden sonra gelen [y-u] sesini Türkçedeki [ü] sesine yakın darlıkta okutan beş sesten biridir. Bu be ses şunlardır:

дзу  жъу  шъу  шIу цу  Kiril taslağımızda bu seslerin yazımı şöyledir: дзу,  жъу, шъу, ш̄уы, ve чуы.  Bu sesler Doğu adığabzesinde şöyle yazılmaktadır:

дзу(karşılığı yoktur)  жъуагъуэ- вагъуэ, шъуэ - фэ, ш̄уы- ф̄ы, чуы- вы.

Bunların Latin alfabemizle yazımı ise şöyledir:

Дзу – dzü – x̄andzü, , жъу – jhü – jhüağhue, шъу – şhü - şhüe, ш̄у – ş̄üı, ve чу çüı

Dolayısı ile Batı Adığecesindeki bu beş sesten sona gelen [y-u] sesi Latinde [ü] olarak karşılığını bulmuştur.  Doğu adığabzesinde [ü] sesi yoktur ve Latin traskripsiyonda da gerekmeyecektir.

İşte tüm bu hatalar Adığabzenin, Kiril Adığe alfabelerinin ruhunun kavranmamış olmasından kaynaklanmaktadır. Önerilen alfabenin Adığabzenin ruhundan çok uzak olduğunun kanıtları yeterince ortaya konmuştur. Bu alfabe temelden ret edilmelidir.

Kanıtları yeterli bulunmuyorsa daha sonraki sayfalar da tartışılabilecektir.

Gelecek Yazı Fahri Huvaj alfabesi.