EHLİYET–EHLİYETNAME

02.09.2012

                               
Dr. MEŞFEŞŞU Necdet Hatam
                                             
                                             

Çok gençler bilemeyebilir.

Ehliyeti olmak, yetkin olmak demektir. Yetkin olmak, yetkin olduğu konuyu bilme ve bildiklerini uygulayabilme becerisidir.

Ehliyetname ise bir belgedir. Taşıyan kişinin belirli bir konuda ehliyeti olduğu yani yetkin olduğu, becerisi olduğu anlamına gelir. Haydi, okul üniversite bitirdiğini gösterir çıkış belgesi, diploma da olabilir diyelim.

Ancak siz de bilirsiniz, rastlarsınız. Kişinin ehliyeti vardır. Yetkindir. Bilgilidir. Bildiklerini uygulayabilmektedir. Ancak, şu ya da bu nedenle ehliyetname edinememiştir. Belgesi yoktur. Belgesi olmadığı için de belgeli dinleyeni yoktur.

Yine bir değil birkaç konuda ehliyetnameleri olan kişiler de vardır. Buna karşın hiçbir konuda ehliyetleri yoktur. Yani yetkin değillerdir, bilgileri yoktur. Uygulamaya yeltenirlerse de yüzlerine gözlerine bulaştırırlar.

Yetkili olmak ve yetkin olmak da aynı şey değildir bilirsiniz. Kişi atanmış ya da seçilmiştir. Dolayısı ile yetkilidir. Karar alma yetkisi vardır. Atama yapabilir, görevden alabilir. Ancak bu yetkilerine karşın ve de yetkili olduğu konuda yetkin olmayabilir.

Yine çevremizde yetkin olmayan ancak yetkili oldukları için kendilerini yetkin sanan yetkililerin de az olmadığını görürüz.

Elbette insanlar için, toplumlar için en hayırlı olanı, her ehliyetnamesi yani yetkinlik belgesi olanın gerçekten ehliyetli olması yani yetkin olmasıdır. Ve yine her yetkilinin gerçekten yetkin olmasıdır, yetkin olanların yetkili olabildiği düzenin kurulabilmesidir.

Artık pek kullanılmayan deyim ile “geri bıraktırılmış” ülkelerde bu iki olgu arasındaki makas çok açıktır. Dahası bu makasın ağız açıklığı ile ülkelerin gelişmişlik düzeyi arasında da bir ters orantı vardır. Bu makasın ağız açıklığı daraldıkça ülkenin gelişme potansiyeli, dahası gelişmişliği büyümektedir.

Prof. Dr. Hüseyin Atay yetkin olmadığının bilincinde olduğu halde –ehliyetname değil ehliyettir söz konusu olan- ancak yetkin olanların yapabilecekleri görevleri üstlenenlerin de “riyakar” olduklarını yazar. Biliyorsunuz riyakar söyledikleri ile yaptıkları çelişen kişi demektir. Kendisini olmadığı gibi sunmadır. Örneğin anavatanın nerede olduğunu bilmezken gece-gündüz anavatan şarkısı söylemektir.

Ancak haksızlık etmemek gerek ki yetkin olmadığı konuda görev üstlenen herkes riyakar değildir. Bilmediklerinin bilincinde olmayanlar da yani konunun cahili onlalar da yetkin olmadıkları konularda çok önemli sorumluluklar alabilirler. Bunun da nedeni en iyimser yaklaşımla “cahil cesareti”dir.

Bugünlerde KAFFED Başkanlar Kurulu’nun yetkilendirdiği benim de bir ara içinde bulunduğum bir grup seçmeli derslerde okutulacak ders kitaplarını hazırlamaya başladı. Guruptan kimi arkadaşlarımız kendilerini yeterli bulmakta daha dün kendilerinin de eğitim aldığı anavatan eğitimcilerinin katkılarını gereksiz görmektedirler.

Bu durum şu soruları akla getirmektedir:

1) Halkımız için böylesi yaşamsal bir konuda KAFFED Başkanlar Kurulunun anadilde ders kitabı yazacak kişileri belirleme ehliyeti var mıdır?
2) KAFFED anavatandan gelen eğitimcilerden kurs alan eğitimcilerin kitap yazabilecek derecede uzmanlaştıklarını düşünüyorsa eğer; anavatan yetkililerine yazdığı yazıları neden çoğunlukla bir yabancı dille yazmaktadır.
3) KAFFED Başkanlar Kurulu bu kurul üyelerinin ehliyetleri değilse bile ehliyetnamelerinin olup olmadığını kontrol etmiş midir?
4) KAFFED Başkanlar Kurulu üyeleri halkımızın değil de kendi özellerinde yaşamsal bir konuda, ehliyetleri ya da ehliyetnamelerinin olup olmadığına bakmaksızın birilerini görevlendirir miydi?
5) Kurul üyeleri kendi özellerine ilişkin yaşamsal bir konu olsaydı eğer kendilerini görevlendirirler miydi?

Sonuç mu?

KAFFED Başkanlar Kurulu görevlendirdiği kişilerin, kişiler kendilerinin ehliyetli olduklarına inanıyorlarsa eğer çalışmalara ilişkin yazışmalar, çalışmalar kamuya açık yapılsın görelim derim.

Bakarsınıza arkadaşlar gerçekten ehliyetnameleri olmamasına karşın ehliyetli olduklarını kanıtlarlar ben de yazdıklarımdan utanır kamuoyu önünde özür dilerim.

Diasporada böylesine ehliyetli bir kadromuz olduğu için de belki inanmayacaksınız ama çok çok mutlu olurum.