SAMİMİYET VE ORTAK AKIL

01.01.2011

                               
Dr. MEŞFEŞŞU Necdet Hatam
                                             
                                             
''Ortak Akıl'' arayışları toplumsal yaşamın bir gerçeği... Belki farklı adlandırılmış, farklı tanımlanmış ama hep olagelmiştir...

Sayısız konuda, sayısız amaç için ortak akıl toplantıları yapılmıştır, yapılmaktadır, gelecekte de yapılacaktır...

Toplumsal yaşamın olmazsa olmazıdır...

Amaç ne olursa olsun ''Ortak Akıl'' toplantılarının başarılı olabilmesinin ön koşulu da ortak akıl arayan kişilerin bir araya geliş amacı konusundaki samimiyetleridir... Bunu her platformda dile getirdim getiriyorum...

Samimiyeti ortak akla varmanın ön koşulu sayan ilk ve tek kişi ben değilim elbette ki...

Ortak akılın ancak samimiyet temelinde geliştirilebileceğini düşünenlerden biri de Zaman yazarı sayın Ahmet Selim. Sayın Selim 25 Arlık 2010 günlü yazısında bu kavramın önemini şöyle vurgulamış:



Samimiyet ve ortak akıl

Bir gündem belirleme mücadelesi veriliyor gibi. Israrlı ve tekrarlı biçimde bazı şeyler söyleniyor ama münferit bazı karşı çıkışlar dışında tartışma gündemine alınıp ciddi biçimde değerlendirilmiyor. Sadece bazı köşelerde bir miktar temas ediliyor.

Herhangi bir öneride, herhangi bir meselede olabilirlik imkanı bulunmayan hususlar vardır. Şu derecede yahut bu derecede vardır. Onların tespiti, olabilirlik özelliği taşıyan hususların geliştirilmesini kolaylaştırır. Her ihtimali içeren şeyler söylemek, sanıldığı gibi "çıtayı yüksek tutup mümkünlük seviyesini yükseltmek" sonucunu daima vermez. Bazı meselelerde tersi olur; olabilecekler de imkansızlaşmaya başlar. En doğru ve verimli olan yol, "makul ve mutedil" olmaktır. Biliyorum cazip değil bunu söylemek; ama doğru olan bu ve bunun dışına çıkılarak bulunacak bir doğru yok.

Çeşitli yönlerde duyarlılıklar var. Bunlar farklı biçimlerde ve açıklık derecelerinde ifade edilebilirler. Fakat varlıklarını biliyorsak hepsini dikkate almak durumundayız. Aksi halde sağlıklı analizler yapamayız. Çünkü aralarındaki etkileşim ilişkileri önem taşıyor ve genel dengenin buna bağlı tarafları var. Herkes sadece kendi açısından kendi duyarlılıklarıyla ilgilenirse genel denge şartları gözetilmemiş olur ve hiçbir mesele çözülemez. Hatta çözülmüş meseleler de, geriye gitmeye başlayabilir. Amaç mutluluktur, hayat kalitesinin maddeten ve manen yükselmesidir. Ne var ki insanlar sadece kendilerini düşünerek mutlu olamazlar. Toplumsal bir hayatın içinde yaşıyoruz ve toplumsal denge şartlarının sağlıklı olmasına hepimizin ihtiyacı var. Bazı nefsani tutkularımız, sadece toplumsal bütünlüğün değil, kendi ruhi bedeni bütünlüğümüzün aleyhine olacak işler yaptırmak ister bize. Onları kontrol etmek, aklın gereğidir. Mutluluk bizden akıllı ve dengeli davranmamızı ister. Eğitimin amacı da bundan farklı bir şey değildir. Kendi kişisel bütünlüğümüz nasıl önemli ise, toplumsal bütünlüğümüz de öyledir. Huzursuz ve bunalımlı bir toplumsal hayat içinde kimse mutlu olamaz. Bazı şeylerle oyalanabilir, kendini bir zaman aldatabilir ama; er geç bazı gerçeklerin olumsuz etkilerini, daha da ağırlaşmış haliyle yaşar.

Bireysiz toplum, toplumsuz birey olmaz. Düşünürken, bireylerden oluşan bir toplumun içinde yaşayan bireyi ve bireylerden oluşan bir toplumu düşündüğümüzü unutmamalıyız. İnsanlık bu ikisini birbiriyle irtibatsızmış gibi soyutlayarak düşünmekten bugüne kadar çok çekti ve abes mücadelelerle çok şeyler kaybetti. O bile yetmez, toplumun evrensel ilişkileri de önemlidir. Dünyaya uyum gösteremezseniz, bundan bütün dengeleriniz etkilenir. Hem toplumsal hem bireysel dengeleriniz etkilenir.

Ortak akıl, aslında, ortak pozitif özellikleri taşıyan akıldır. Yani, akl-ı selim'dir "mutedil akıl"dır. Aynı çapta aynı seviyede olan standart akıl demek değildir. Akıl akıldan üstündür, akıl akıla muhtaçtır; düşünce farklılıkları bunun için zenginliktir ama o akıl; doğru, dengeli, sağduyulu akıl olacak. "Ortak"lık şartı burada! Ortak akıl hep aynı şeyleri aynı seviyede düşünmez; doğru yönde ve yardımlaşarak düşünür. Akıl ortaklığı böyle bir uzlaşmadır; ilkeli ve samimi bir yardımlaşmadır.

İşte bu anlamıyla 'ortak akıl'a ve etrafında kurulacak seviyeli diyaloglara çok ihtiyacımız var. Bencillik değil, samimiyet rasyoneldir. Çünkü ortak akıl samimiyet ister, çünkü pozitif imkanlar ancak samimiyetle değerlendirilebilir.

Nefsani tutkular, kurnazlık kriterleri, taktik oyunlar, sadece negatif göstergelerin sayısını artırır. Özel hayatta da böyledir, hayatın diğer safhalarında da. Dar açıdan bakınca kısa vadede cazip görünürler, ama aslında ortak akla kurulmuş tuzaklar gibidirler. Kalıcı planda ortak akıl ortak mutluluktur; meseleleri birer birer ve birbirine bağlı olarak çözer. Samimi olamazsak, hiçbir şey olamayız. Samimiyet, sevgi'nin ortak aklın ve mutluluğun yoludur. Herkesin lehinedir.

a.selim@zaman.com.tr