ADİGE TARİHİNDE 1 AĞUSTOS

16.08.2009

                               
Dr. MEŞFEŞŞU Necdet Hatam
                                             
                                             

Biliyorsunuz Ağustos’un biri artık Dönüş Bayramı. 1864 Sürgününde Balkanlara yerleştirilen Adigelerin, savaşlar ve yeniden sürgünler dahil çeşitli badireleri atlatabilen ve sayıları da bir hayli azalmış olan Yugoslavya’daki torunları 1 Ağustos 1998’de Adigey topraklarına ayak basmış ve anavatana getirilebilen bu ilk grupla tarihimizde büyük, çok büyük bir olay gerçekleşmiş oldu. Bu büyük olayın başından beri, sıradan insanlar bir yana halk önderlerinin çoğunluğunca da yeterince anlaşılmamış olması ve yeterince önemsenmemesi şaşırtıcı, üzücü... 

Konu üzerinde yeterince durulmadığı gibi genelde konuşmalar, “Yugoslavya Adigelerinin savaş çıktığı için anavatana döndükleri” yargısı ile son bulur. Böylesi bir yargının hem dönüş yapan kardeşlerimize, hem bu konuda çok uzun yıllardan beri bu mutlu olay için çabalayan dönüşçülere,  bu politik başarıyı sağlayanlara özellikle de politik olayın kendisine büyük haksızlık olduğunu düşünüyorum.

Dönüş yapanların çoğunluğunun dernekler aracılığı ile, derneklerin katkıları ile değil kendiliklerinden dönmüş oldukları yanlış söyleminin temelinde de bu olayı değerlendiremeyişi, kavrayamayışı buluruz. İşin ilginci yıllarca derneklerde çalışmış, dönüş için çalışmış, vatan sahibi olanlara göre değil ama salt  “gerçekleri” dile getiren laf ebelerine göre azımsanmayacak özverilerde bulunmuş kimi arkadaşlarımızın da bu yanılgı içinde oluşu.

Böylesi yanlış algılamanın epeycedir düşünüp durduğum nedenini, okuduğu güzel yazıları bana da ileten Prof. dostumun, Dr. Ferhun Balkancı’nın ilettiği son yazıda, sayın Doğan Kuban’ın bir yazsında bulduğumu sanıyorum...



“Ağustosböceği Toplumu ve Otomobil Maskeli Ortaçağ


Geri kalmış denilen, yeni ve eskiye dönük, çift ağırlıklı toplumların pek çok özelliği içinde, olasılıkla en köklü olanı, onu hayvanlara en çok yaklaştıran oluyor: Olgularda algılanan zaman derinliğinin sığlığı; bunun bilimsel bir adı olabilir. Geri kalmış, daha doğrusu yeterince çağdaşlaşamamış toplumlar, süreç, geçmiş-gelecek, dün-bugün, eski-yeni, süreklilik-süreksizlik gibi kavramları bir uygarlık anlayışının dünyayı değerlendirmeye yarayan bileşenleri olarak yeterince bilmiyorlar.

Kanımca bu bizim toplumu çağdaş uygarlık düzeyine çıkmaktan alıkoyan önemli bir olumsuz özellik. Çünkü insanlar, bütün olayları ancak tanık oldukları zaman içinde algılıyor, daha uzun süreçler içinde oluşan olguların tutarlı ve değişik bileşenlerini düşünemiyorlar.

Bizim halk her şeye ilk kez vitrinde gördüğü bir eşya gibi bakıyor. Okumuşu ve profesörü de aynı. Her olgunun bir süreç sonucu bir aşamaya geldiğini, süreçler arasındaki ilişkileri de fazla bilinçlendirmiyor. Bu vitrinsel gözlem okumuş ve okumamışa yetiyor. Sonuçta pek çok şey ‘Bizde de var mı? Var. Öyleyse tamam!’ formülüne indirgeniyor. Bizde otomobil var, gökdelen var, millet meclisi var, anayasa var, okul var, üniversite var, müzik var, spor var...




İşte, Yugoslavya’daki Adigelerin anavatana getirilişinin, “savaştan kaçmaya” indirgemesi, dönüşte derneklerin ya da daha önce yapılan çalışmaların etkisinin olmadığının sanılması, dahası dönüşe ilişkin çok güzel yazılarda bile, sadece sonuçtan söz edilip sürecin vurgulanmaması bence hep insanımızın bu özelliğinden kaynaklanıyor. Toplum olarak ilkel düşünce yapısını aşamadığımız için “insanlarımız, bütün olayları ancak tanık oldukları zaman dilimi içinde algılıyor, daha uzun süreçler içinde oluşan olguların tutarlı ve değişik bileşenlerini düşünemiyorlar.”

Özetle, olay savaştan kaçanların RF’na sığınması olayı değildir. Çerkesleri vatanlarından eden Çarlık Rusya’sının bayrağını bayrak edinmiş, devlet armasını arma olarak benimsemiş RF’nun kendi insanı saydığı diaspora Adigelerini anavatanlarına getirmesi olayıdır. Bizce bu olay, özerk bölgelerimizin, cumhuriyetlerimizin kuruluşu dışarıda tutulacak olursa sürgünden bu yana en büyük politik başarımızdır. Kardeşlerimizin anavatana getiriliş aşamalarını değerlendirenlerin bana hak vereceğinden de hiç kuşku duymuyorum. Çalışmalar çok uzun yıllara dayanmaktadır.

Evet, hep dile getirdiğim gibi, yaşayanlar kendi açılarından da olsa mutlaka anlatmalı, yazmalı ki olaylar gerçek boyutları ile anlaşılsın, halkımızın gelecek kurgusuna katkıda bulunsun ve daha sonraki kuşaklar da tarihimizi dışarıdan gözleyenlerin, kendi devletlerin çıkarlarını gözeten temsilcilerinin değil, tarihi yapanlarımızdan öğrensin...



Bu büyük olayın sürecine gelince...

Biz dönüşçüler anavatana toplu dönüşü, Yugoslavya Adigelerinin gerçekleştirme olasılığının daha büyük olduğunu yıllar önce öngörmüş ve bu konuda gücümüz oranında girişimlerde de bulunmuştuk. Yugoslavya ve Sovyetler Birliği’nin, her iki ülkenin yönetim sistemlerinin birbirine yakın olması ve Yugoslavya Adigelerinin küçük, büyük gruplar halinde Türkiye’ye göçmekte oluşu, olayın gerçekleştirilebileceğini güçlendiren faktörlerdi. Bu amaçla netleştirmediğimiz bir tarihte Rahmetli Mesut Şurdum ve bir Temmuz 1982’de de Dr. Batıray Yediç 1979’da planladığı ve karışıklıklar nedeni ile ertelediği Kosova Adigeleri ziyaretini gerçekleştirmiş, temaslarda bulunmuştu.

Akrabalarını ziyaret ya da tatil amacı ile gelip de Türkiye’de rastlaştıklarımızla da konuyu görüşüyor ve “madem göçeceksiniz ülke değiştireceksiniz, gideceğiniz ülke neden anavatan olmasın” diyorduk.

Ürdün, Suriye ve anavatandan da ziyaretler olmuştu Kosova’ya.

Yugoslavya Adigelerinin anavatana dönmek istediklerini tüm dünya ilk kez DÇB’nin ilk  genel kurulunda, kuruluş genel kurulunda duydu. Dönemin Kabardey Adige Xase çalışanları ve özellikle BİDANIQUE Nihat (ki, “körü körüne dönüşçülerin en önde gelenlerinden) genel kurula Yugoslavya’dan temsilci katılması için çok çaba göstermiş ve katılmasını da sağlayabilmişti. Şimdilerde Adigey - Mefehable’de yaşayan TSEY Adam.  Kürsüde Kosova Adigeleri olarak sayılarının çok azaldığını, herkesin birbirleri ile artık akraba olduğunu, gençlerin evlenmekte zorlandıklarını, dönüş için kendilerine mutlaka yardımcı olunması gerektiğini söylememiş yakarmıştı. Bu içten yakarış karşısında gözyaşlarımızı tutamamıştık. Öyle sanıyorum ki, konuşmayı dinleyenlerimizin her biri, benim gibi, elinden geleni yapma konusunda kendisine söz vermişti.

Ne mutlu ki, bu büyük politik olayı resmen başlatmak onuru DÇB Genel Sekreteri olarak bana kısmet oldu. 1992 de kesin dönüş yapıp Maykop’a yerleştiğimde DÇB Başkan Yardımcısı ve Kaf-Kur Başkanı idim. 20-25 Temmuz 1993 tarihlerinde Maykop’ta gerçekleştirilen DÇB ikinci genel kurulu öncesi Adigey Cumhuriyeti Başkanı sayın CARIM Aslan ile birkaç kez görüşme olanağı bulmuş ama daha çok Genel Kurul hazırlıklarını görüşmüştük. İkinci Genel Kurul’da Genel Sekreterliğe seçildikten hemen sonra sayın CARIM Aslan ile ilk görüşmemizin tek gündem maddesi Kosova Adigelerinin anavatana nasıl kavuşturulabileceği idi.

Sayın CARIM, daha önce de Kosova Adigeleri ile görüşme fırsatı bulduğunu ve uzun zamandır bu konuda düşündüğünü dile getirmiş olaya sıcak bir ilgi göstermişti. Hele olayı devletler bazında ele alma yaklaşımı bana, hem yıllardır özlemini duyduğumuz kitlesel dönüşü sağlayabileceğimiz güvenini vermiş, hem de yıllar önce belirlediğimiz ilkelerin ne kadar yerinde olduğunun mutluluğunu yaşatmıştı.  Görüşmeden sonra hemen, kongreye gelen temsilcilerden biri olan Abaza Reşad’a (maalesef onu da genç yaşta bir kaza sonucu kaybettik) sayın CARIM’ın, resmi yazışmalar için gerekli gördüğü dilek yazısını yazdırmış ve DÇB Başkanı sayın ŞHALAXHUE Abu ile birlikte sayın CARIM’a iletmiştim.

Dönüşçüler olarak, “dönüşün ancak devlet yaklaşımı ile çözümlenebileceği, asıl muhatabımızın daha önce Sovyetler Birliği bugün Rusya Federasyonu olduğu, kendi çıkarı için halkımızı kullanmak isteyen ülkelerin dış baskıları ile değil ancak RF ve diaspora devlet yönetimleri ile geliştirilecek iyi ilişkilerle sonuç alınabileceği görüşümüz artık ete kemiğe bürünüyordu.

Hemen her yazımıza her konuşmamıza yansıyan ve “hariçten gazel okuyanların” kimileri tarafından bizlere güzel sıfatlar yakıştırılmasına neden olan bu yaklaşım örneğin, diasporadan anavatana yazdığım ve 1970 yılında “Kamçı”nın altıncı sayısında yayımlanan ilk mektubumun son cümlesinde de yer bulmuştu: “Ne olur, yalvarırım çağır bizi ana”

Bu yaklaşımı, Adigey’de yayımlanmakta olan “Cerpecej-Yankı” adlı gazetenin 1993 Mayıs sayısında yayımlanan ilk Adigece makalemde ise şöyle dile getirmiştim:


“Урысые Федерациер анахь lэпыlэгъу инэу тиlэн фаеу къэсэлъытэ, ыкIи lэпыlэгъу къытфэхъуыщтэу сыщэгугъы. Интеллигент ыкIи и1эшъхьэтетхэм, пачъыхьэгъум лъэпкъым хэгъэгур зэрэ аригъэбгынагъэр, Союзым ахэр къэщэжьыгъэмэ шIуагъэу хэлъым гуы зэрэлъимытагъэр къыдилъытэзэ, хэмыукъожьыщтхэу, lэпыэгъу къытфэхъущтхэу сащэгугъу.

En büyük yardımı Rusya Federasyonu’nun vermesi gerektiğini düşünüyor ve yardımcı olacağını da umuyorum. Aydınları ve yöneticilerinin, Çarlığın halkı sürdüğünü, Sovyetler Birliği’nin onları getirmekle göreceği yararı algılayamadığını göz önünde bulundurarak, yanlış yapmayacaklarını ve bizlere yardımcı olacaklarını umuyorum.”


Doğrusu bu sözlerimi yılların anavatanında da, ülkemizi işgal eden halkımızı kılıçtan geçiren, süren Rus İmparatorluğu’nun mirasçısı Rusya Federasyonu’nun, sürülen insanların torunlarının anavatana dönüşü için yardımcı olabileceğini çok az kişi anlıyor, kabullenebiliyordu..  Ama girişimler Dönüşçülerin öngördükleri gibi gerçekleşti ve politik tarihimize altın bir sayfa eklenmiş oldu.

Bu politik başarının önemini yedi Nisan 2000 yılında Mefehable-Uğurlu Köy’ün, konut dağıtım töreninde Dönüş Vakfı Başkanı olarak yaptığım, Fesıjapşi bültenin ikinci sayısında yayımlanan konuşmada şöyle vurgulamaya çalışmıştım:


Ет1ани мы мэфэк1ышхом, Косовэ адыгэхэм якъэщэжьык1э, зэрэ щысэш1агъом сыд илъэныкъок1и зэрэ гъозэ ш1агъом игугъу къэсымыш1ын слъэк1ыщтэп. Ары;
Ащ къыгъэлъэгъуагъ, ихэку зэзымгъэгъотыжьырэ хэхэс адыгъэр, бэ ш1эн мак1э ш1эн зэжъуп1э зэрэ ифэщтыр, ихэку зымыгъотыжьырэр зэрэ хэк1одэжьыпэщтыр.

Ащ къыгъэлъэгъуагъ, хэкур зэрэ лъапсэр, лъапсэр зэрэ к1уак1эр.

Ащ къыгъэлъэгъуагъ, зэжъуп1э ифэрэ лъэпкъэгъум ы1э фэзыщэин зылъэк1ыщт Республики, Президенти зэрэ ти1эр.

Ащ къыгъэлъэгъуагъ, Федеральнэ гупчэр  къыткъоуцон зэрилъэк1ыщтыр, ар къызыткъоуцорэм 1офыгъо къинхэри зэш1отхын зэрэ тлъэк1ыщтыр.

Bu olay: federal  yönetimin bize destek olacağını ve federal yönetim desteklediğine güç sorunları da çözebileceğimizi kanıtlamıştır.

Ащ къыгъэлъэгъуагъ, ек1ол1к1э тэрэз къыхэтхымэ тыди щыпсэурэ адыгэ пстэуми 1эпы1эгъу  къызэратыщтыр.

Ащ къыгъэлъэгъуагъ, Царизмэм ритэкъухьэгъэ, Совет Союзым къыримыгъэхьэжьыгъэ хэхэс адыгэр, ти Республики зы субъектэу зыхэхьэрэ Урысые Федерацием къыщэжьынхэ зэрилъэк1ыщтыр.

Ащ къыгъэлъэгъуагъ, зэфагъэм Урысые Федерацием иавторитет, дунэе къэралыгъохэм къащи1этын зэрилъэк1ыщтыр.

Ащ къыгъэлъэгъуагъ, зытыужьыжьыным, тихэку тыщыбэгъожьыным дэлэжьэрэ  тиунэшъош1мэ лъэпкъым къыфаш1ырэ лъытэныгъэр нахь ины зэрэ хъущтыр. Зэзэгъыныгъэ хэлъэу илъэпкъ иугъоижьын дэлажьэхэрэм, зэрэ дунаеу лъытэныгъэ къызэрэфаш1ыщтыр.

Мы пстэури нафэ къэзыш1ыгъэр, хэхэсым икъэщэжьыны узэрэдэлэжьэн фаем игъогу Республикэм хезгъэхыгъэр шъори тикъош лъап1эхэр. Зык1ырагъэт1ысхьэгъэхэ псыхъом Лабэк1э еджэгъагъэхэр. Лабэ псыхъом хэкужъыр аригъэгъотыжыным щыгугъыгъэхэр. Тхьэшъуегъэпсэу теубытагъэ хэлъэу къэжъугъэзэжьыным шъузэрэк1эдэугъэмк1э. Шъуи унэхэр ордэ унэжъ хъунхэу, къинэу шъулъэгъугъэхэр хэкужъым щыщ1отэжьынэу сышъуфэлъа1о.

Ayrıca bu sevinçli günün, Kosova Adigelerinin ana vatana getiriliş yönteminin her yönü ile iyi bir örnek, iyi bir yol gösterici olduğunun altını çizmeden edemeyeceğim. Evet:

Bu olay: Anavatanına dönmeyen diaspora Adige’sinin er yada geç darda kalacağını, bütünü ile asimile olacağını kanıtlamıştır.

Bu olay: Dara düşen soydaşlarımıza elini uzatacak cumhuriyet ve Başkanımız olduğunu kanıtlamıştır.

Bu olay: Anavatanın kök, kökün güç olduğunu kanıtlamıştır.

Bu olay: Çarlığın sürdüğü, Sovyetler Birliği’nin ülkeye kabul etmediği diaspora Adigelerini ülkemizin de bir üyesi bulunduğu Rusya Federasyonu’nun ülkeye geri getirebileceğini kanıtlamıştır.

Bu olay doğruluğun, adil davranışın, Rusya Federasyonu’nun diğer ülkeler nezdindeki saygınlığını büyüteceğini kanıtlamıştır.

Bu olay: doğru yöntem seçildiğinde hangi ülkede yaşarsa yaşasın her Adige'nin katkıda bulunabileceğini kanıtlamıştır.

Bu olay:  anavatanda toplanmamız, gelişmemiz amacı ile çaba gösteren yöneticilerimize halkımızın daha büyük saygı duyacağını, barışçıl yollarla halkımızın anavatanda toplanmasına çalışanlara tüm dünyanın saygı duyacağını kanıtlamıştır.

Tüm bunları kanıtlayan, diaspora Adigelerinin anavatana getiriliş yönteminin nasıl olması gerektiğini Cumhuriyetimize kavratan sizlersiniz değerli kardeşlerimiz.  Kıyısına yerleştirildikleri nehre Labe adını verenler: Labe’nin kendilerini anavatana kavuşturacağını umanlar. Sağolun, varolun kararlılıkla dönüş kararınızda ısrar ettiğiniz için. Dilerim evlerinizde bolluk, dirlik düzenlik olsun, anavatan çektiğiniz çileleri sizlere unuttursun.”

Bu mutlu olayın gerçekleşmesinde en büyük pay elbette ki sayın CARIM Aslan ve en büyük yardımcısı da dönemin ulusal sorunlar bakan yardımcısı, şimdi Kültür Bakanı’mız sayın ÇEMŞÖ Gazi. ÇEMŞÖ Gazi konuyu koordine etmekle kalmamış bizde az rastlanan bir olayı da gerçekleştirerek sıcağı sıcağına olayın gelişiminin anlatıldığı bir de kitap yazarak, bu tarihi olayı belgelemiştir.

Özetle kitabı okuyanların bir örneğini görecekleri gibi, bugün sevincini yaşadığımız hiçbir başarı kendiliğinden oluşmamış, halk severlerin, vatanseverlerin emekleri ile ilmik ilmik, tuğla, tuğla örülmüştür. Önümüzü daha iyi görebilmemiz, sağlıklı bir yol haritası çıkarabilmemiz için halkının sorumluluğunu duyanların bu sürecin mutlaka bilincinde olmaları gerekmektedir. Bu bilinçte olmayanların halkımıza yol gösterici olabilme şansları düşüktür. Öyle umuyorum ki, sorumlularımızın bu bilinci kazanılması gecikmeyecek ve 1 Ağustos Dönüş Bayramı’nın dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın halkımızın her bireyi tarafından coşkuyla kutlanmaya başlanacaktır...

Başarının ilmik ilmik örüldüğünün kanıtı ekteki yazışmalar Sayın ÇEMŞÖ Gazi’nin, Adigece, Rusça ve Türkçe baskıları yayımlanan Dönüş adlı kitabından alınmıştır.



25 Temmuz 1993
Sayın CARIM’ın isteği ile ve benim ricam ile Abaza Reşad’ın yazdığı, sayın CARIM Aslan’a sunduğumuz ve resmi yazışmalara temel alınan yazı.

20 Eylül 1993
Başkan CARIM Aslan - RF Dış İşleri Bakanı Kozerv’e

01 Ekim 1993
RF Dış İşleri Bakanı Kozerev - Başkan CARIM Aslan’a

29 Mart 1994  
Adigey’i ziyaret eden üç delegenin TSEY İbrahim, TSEY Mos, TSEY Hüseyin imzası ile Başkan CARIM Aslan’a (Dönüş konusunda yardım istenmiştir.)

22 Nisan 1994  
Aynı delegeden Başkan CARIM Aslan’a  (Yerleşmek üzere Ğuebequay’ın beğendiklerini dile getirdikleri teşekkür mektubu.)

23 Kasım 1994    
Yugoslavya Adigeleri Başkan CARIM Aslan’a 17 Haziran 1994 tarihli yazısına yanıt.  Ekinde 34 kişilik liste

06 Aralık 1995 
Başkan CARIM Aslan - RF Devlet Başkanlığı nezdindeki vatandaşlık sorunları komisyonu başkanı   Meketey Abdullah’a

06 Aralık 1995  
Başkan CARIM -  RF Belgrat Büyükelçisi Şikinu G.S.’ye

07 Aralık 1995  
Başkan CARIM - RF Dış İşleri Bakanı Kozerev .A.’ya.

16 Ocak 1996  
RF Konsolosluklar Bölüm Başkanlığı - RF Belgrad Büyükelçisi Şikinu G.S.’ye

04 Ocak 1996  
Meketey Abdullah - Başkan CARIM’a

12 Mart 1996
Adıgey Devlet Başkan CARIM Aslan - RF Dış İşleri Bakanı Birinci Yardımcısı Pastuxov  B. N’ye

15 Mart 1996  
RF Dış İşleri bakanlığı Adigey Temsilcisi Becene Murat - RF Dış İşleri Bakanlığı Konsolosluklar Dairesi Başkanı Vinogradov V.V.’ye

18 Mart 1996  
Adıgey Devlet Başkanı CARIM Aslan - Yugoslavya Devlet Başkanı S. Miloşeviç’e

18 Mart 1996    
Adıgey Cumhuriyeti Başkanı CARIM Aslan - RF Belgrad Büyükelçisi Kotov Y. M.’ye

16 Mart 1998
Adıgey Adıge Xase Başkan yardımcısı Meretuque Şığuetıj – Başkan CARIM Aslan’a

24 Mart 1998
Başkan CARIM Aslan - RF Dış İşleri Bakanı Primakov Y.M.’ye

24 Mart 1998
Başkan CARIM Aslan - RF Yugoslavya-Belgrad Büyükelçisi  Kotov  Y. M.’ye.

08 Mayıs 1998
Başkan CARIM Aslan - RF -Belgrat Büyükelçisi Danilo J. Markoviç’e

12 Ağustos 1998
Başkan CARIM Aslan - Bakanlar Kurulu Kararnamesi (ayrıntılı görev bölümü).

16 Mayıs 1998
Başkan CARIM Aslan - RF Dış İşleri Bakanı  Primakov Y.M.’ye

18 Mayıs 1998
Dünya Çerkes Birliği Genel Sekreteri Hatuquay Murat -  Basın Yayın Bilgilendirme ve Sosyal Analiz Bakanı K’ERAŞE Aslan’a.

18 Mayıs 1998
Dünya Çerkes Birliği Bildirisi. Başkan Akbaş Boris imzası ile Dünya Adige-Abaza Halklarına Çağrı...

28 Mayıs 1998
Adıge Cumhuriyeti Dönüş Yapanların Adaptasyon Evi Başkanı Xhuaj Micid - Dönüş yapanların sorunlarını çözüme komisyonu Başkanı Avdiyenka N.V.’ye

27 Mayıs 1998
New Jersey’deki Çerkes Yardımlaşma Derneği Başkanı Natxhue Kadır - DÇB başkanı Akbaş Boris’e.

29 Mayıs 1998
Yugoslavya İç İşleri Bakanlığı’ndan RF Belgrat Büyükelçiliği’ne.
Adigey Cumhuriyeti Başkanı CARIM, Kabardey-Balkarya Cumhuriyeti Başkanı Queque Valera ve Karaçay-Çerkesya Cumhuriyeti Başkanı Xuıbiyev V - RF Devlet Başkanı Yeltsin’e.

14.06 1998
RF Devlet Başkanı sekreterliği – Cumhuriyet Başkanları CARIM, K’uek’ue ve Xuıbiyev’e. (RF Devlet Başkanı Yeltsin’in sorunun çözümü için Başbakan Krienko ve Dış İşleri Bakanı Primakov’u görevlendirdiği ve Başbakan Krienko’nun da sorunun çözümü için ilgililere verilen emir metinlerini içeren telgraf.)

06 Temmuz 1998
RF bakanlar Kurulu kararnamesi. Bakanların Görev Bölümü
RF Yugoslavya* Belgrat Büyükelçiliği'nden RF Orta-Avrupa Dairesi Başkanı'na

14 Temmuz 1998
Adigey Başkanı CARIM - RF Dış İşleri Bakanı Primakov’a

17 Temmuz 1998
RF Belgrat Büyükelçiliği - Yugoslavya Devlet Bakanlığı’na

23 Temmuz 1998
RF Büyükelçiliği - Yugoslavya Dış İşleri Bakanlığı’na  (4845-1/98 nolu nota)

28 Temmuz 1998
RF Belgrat Büyükelçiliği onaylı Adigelerin taşınma planı görevlendirmeleri 29 Temmuz 1998   Kosova Adigelerinin Yugoslav Halklarına yönelik bildirisi

03 Ağustos 1998
Başkan CARIM Aslan’ın Adigey Halkalarına Bildirisi

03 Ağustos 1998
Başkan CARIM Aslan – RF Devlet Başkanı Yeltsin’e -  teşekkür

03 Ağustos 1998
Başkan CARIM Aslan - RF Başbakanı Kriyenko’ya

03 Ağustos 1998
Başkan CARIM Aslan - CARIM Dış İşleri Bakanı Primakov’a

03 Ağustos 1998
CARIM Yugoslavya’daki Olağanüstü Haller Özel Elçisi Kotov’a

03 Ağustos 1998 
Yugoslavya Devlet Başkanı Miloşeviç’e

07 Ağustos 1998  
Almanya Çerkes Kültür Dernekleri Federasyonu Başkanı Cengiz Coşkun’dan CARIM Aslan

10 Ağustos 1998   
Adigey Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu Kararnamesi imza Başbakan Avdiyenko
Ve ek planlama Çemşö Gazi Bakan Yardımcısı

13 Ağustos 1998    
Başkan CARIM Kararnamesi 01 Ağustos 1998 Dönenler Bayramı olarak kutlanmasına, daha sonra önerimiz ve DÇB'nin kabulü ile tüm dünya Adigeleri Dönüş Bayramı olarak kutlanması

14 Ağustos 1998    
Dönüş Yapan Yugoslav Adigelerinden CARIM Aslan’a  teşekkür yazısı

18 Ağustos 1998    
Adigey Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu kararnamesi yapılacak işlere ilişkin TAHARKUAXHUE Mıharbıy

24 Ağustos 1998    
İsrail Kfar Kama Adige Xase CARIM'a teşekkür yazısı

29 Eylül 1998    
RF Vatandaşlık Komisyonu 78 kişinin sürekli Oturma İzni Kararı

14 Ekim 1998    
Vatandaşlık Kararnamesi İmza Yeltsin
Adige olduklarını gösterir belge örnekleri

18 Mart 1999
CARIM-Başbakan Primakov Türkiye’ye giden grubun anavatana getirilebilmesi ricası

23 Mart 1999 
CARIM Başbakan Primakov  

23 Mart 1999 
CARIM Kararname Çemşö Gazinin işleri özel olarak görevlendiren kararname

09 Mayıs 1999
Yugoslavya Dış İşleri Bakanlığı'ndan RF Büyükelçiliği'ne

11 Mayıs 1999 
General DZIBE Musa’dan Olağanüstü Haller Bakanlığı Şoygu S.K.
Yugoslavya Dış İşleri ve Elçilik arasında birkaç yazışma daha
General DZIBE’den Şoygu’ya

21 Haziran 1999
Olağanüstü Hal bakanlığı kararnamesi

08 Temmuz 1999
Federal Bütçe'den gelen 9 milyon 600 bin Ruble'nin kullanımına ilişkin CARIM Kararnamesi...