KAFKASFEDERASYONU.ORG

20.11.2008

                               
Dr. MEŞFEŞŞU Necdet Hatam
                                             
                                             
Biliyorsunuzdur Kaf-Fed’in web sitesi adresi. Zaman zaman ben de konu ediyorum. Son kez 30 Ekim 2008'de “Dağarcık”ta yayımlanan “Avrupa Parlamentosu Çerkes Günü'ne Takmak” adlı yazıda değinmiş, bir yerinde de “Bu arada bir önceki yazımda konu ettiğim ve yeniden okumak istediğim haberleri Kaf-Fed sitesinde aradım, ancak bulamadım. “Avrupa Parlamentosu Çerkes Günü”ne ilişkin bu haberlerin site yönetimince arşive alınacak kadar önemsenmemiş olabilir mi diye düşündüm ve şaşa kaldım.” demiştim. Ancak daha sonra arkadaşlarla görüşmemde aradığım yazıların arşivde “Basından” başlığı altında durduğunu öğrendim. Üzüldüm, özür borcumun olduğunu söyledim ve şimdi site sorumlusu sayın Filiz Kaplan’dan özür diliyor, borcumu ödüyorum.

İzleyenleriniz farketmiştir sitenin daha bir canlandığını. Özlemini duyduğum bir site olamadı henüz ancak çok aşama kaydettiğini söyleyebilirim. Eksiklerini süreç içerisinde giderir diye de umuyorum. Derneklerimiz ''Anavatana Dönüş'' konusunu henüz en öncelikli sıraya almadı ise de kimi derneklerimiz çok güzel etkinlikler gerçekleştiriyorlar. Ancak bu etkinliklerde, bu çalışmalardan anavatandakilerin habersiz kalışı da çok üzücü. Kesinlikle giderilmesi gerekli bir eksiklik. Kaf-Fed’in Türkiye haberlerini anavatan yayın organlarına iletme konusunda eğitimlerini sağladığı, belgeli kıldığı öğretmenlerin yardımlarını sağlayamayışına ya da bu öğretmenlerin yapacakları çevirilerin var olma mücadelemize büyük katkısı olacağını anlamayışlarına da şaşmamak mümkün değil.

Sorumlu arkadaşların site için düşündükleri birçok güzel şey yanında “Nart”ın bütün yazılarını da internet ortamına verecek oluşları, hele seçtikleri program beni çok heyecanlandırdı. Bilgisayar olanaklarının sınırsızlığına ilişkin bilgisi benim gibi az olan herkesleri de heyecanlandıracağını sandığım bu programa göre tüm dergiyi kendi sayfa düzeni içinde okuyabilecek, istediğiniz cümlelerin altını çizebilecek, dahası değişiklikler bile yapabileceksiniz. Özetle sevdiğiniz bölümleri alıp yazınızda kullanmak, özel dosyalar oluşturmak da eleştirmeyi düşündüğünüz bölümlere ulaşmak da çok daha kolay olacak. Dilerim çok gecikmez.

Siteye haberler dışında düşün araştırma yazılarının da koyacakları düşüncesi ne de çok sevindim. Kendilerine de ilettiğim gibi bana göre federasyon web sayfası sadece kendilerine iletileni değil, nerede, hangi sitede yayımlanmış olursa olsun kendi politikasına uygun her yazıyı yayınlamalı, etkinliklere ilişkin tartışmalar açmalıdır.

Federasyon çalışmalarının, bildirilerinin, benzeri belgelerin yer bulması sayfayı daha da ilginç yapıyor. Örneğin geçenlerde Moskova’da gerçekleştirilen Rusya Federasyonu Soydaşlar Konferansına ilişkin haber:

Rusya’nın başkenti Moskova’da “Dünya Rus
Hemşerileri Konferansı” yapıldı.
08.11.2008

30.10.2008 – 02.11.2008 tarihleri arasında Rusya’nın başkenti Moskova’da “Dünya Rus Hemşerileri Konferansı” yapıldı.
Konferansa dünyanın 81 ülkesinden 350 temsilci katıldı. Türkiye’den Kafkas Dernekleri Federasyonu adına temsilci olarak ben (Ankuab Gunda Korkut) katıldım.

Rus bilim adamlarının araştırmaları neticesinde; Rusya'nın her yıl 900 bin nüfus kaybına uğradığını (ölüm, ülkeyi terk etme vb.) ve nüfus kaybının bu şekilde devam etmesi halinde Rusya Federasyonu' nun kısa bir süre sonra çok büyük sorunlarla karşılaşacağı belirtildi. Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin’in bu sorunu çözmeye yönelik oluşturulan “Geri Dönüş Destek Programını” onaylamasından sonra, birincisi geçen yıl Sn.Petersburg’ da düzenlenen ”Dünya Hemşerileri Konferansı”nın ikincisi bu yıl da Moskova’da düzenlendi.

Türkiye’nin ilk defa katıldığı bu Konferansta Çerkes diasporasını temsilen 3 ülke vardı. Bunlar Türkiye, Suriye ve Ürdün idi.
Konferansı Rusya Federasyonu Dış İşleri Bakanı Sergey Lavrov yönetti. Konferansa Rusya Federasyonu Dış İşleri Bakanlığı Yurt Dışındaki Hemşerilerle, Çalışma Başkanı Çepurin A, Moskova belediye başkanı Lujkov, Rus Hemşerilerinin organizasyonu başkanı Şalabanob, Kral Dinastya'dan gelen Romanov, yazar Moyakovski'nin kızı Elena Moyakovskaya, Latviya parlamentosundan Jdanova T. gibi birçok kişi katıldı.

Konferans, Rusya Devlet Başkanı Medvedev'den gelen mesajın okunması ile başladı. Medvedev mesajında konferansa çalışmalarında başarılar diliyordu. Devamında Dış İşleri Bakanı Lavrov S. konuşma yaparak, geri dönüşün Rusya için ne kadar önemli olduğunu, bu sene Kafkasya'da yaşanan olaylarla (Güney Osetya ve Abhazya) ilgili diasporanın çok zayıf kaldığını, sesini duyurmadığını bu nedenle enformasyon savaşını kaybettiklerini ve bunun için çalışmalar yapılması gerektiğini söyledi. Tüm konuşmacılar da Güney Osetya ve Abhazya konusuna değindiler.
Abhazya adına konuşma yapan A.Straniçkin (başbakan yardımcısı) Rus devletine Abhazya’yı tanıdığı ve zor günlerinde desteklediği için teşekkür etti.

Birinci günün sonunda Kafkas Dernekleri Federasyonu tarafından hazırlanmış Türkiye'deki Çerkes diasporasının istek ve taleplerinin yazılı olduğu dosyayı Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığı'nın, yurt dışındaki hemşerilerle çalışma Başkanı Çepurin’e teslim ettim.
Konferansın ikinci günü ise 5 ayrı konunun görüşüldüğü yuvarlak masa toplantıları halinde devam etti. Ben Türkiye’deki Çerkes diasporasının sorunları ile ilgili olduğu için ”Rusya Federasyonunun "Yurt Dışındaki Hemşeriler İçin Devlet Politikası” isimli toplantıya katıldım. Diğer konular kültür, dil, sosyal sorunlar ile ilgili idi. Toplantıyı geri dönüş ile ilgili çalışmalar komisyonu grup başkanı Gusov V. ile etnik gruplar ve etnik kültürler sosyal grup komisyonu başkanı Tişkov V. yönettiler. Yuvarlak masaya Ukraina, Latvia, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Gürcistan, Romanya, Özbekistan, Litvanya, Slovenya, Moldovya, Küba, Ürdün (Çerkes diasporasını temsilen), Türkiye (Çerkes diasporasını temsilen) v.b ülkelerden temsilciler katıldılar. Birinci konu kimler Rus hemşerisi, kimler değil üzerineydi. İkinci konu ise 1999 yılında çıkarılan Federasyon Kanunundaki değişikliklere ilişkin görüş ve istekler ile ilgili idi.
Türkiye Kafkas Dernekleri Federasyonu adına söz aldım. Konuşmama Türkiye’de yaşayan Çerkes diasporasının nüfusunun yaklaşık 6 milyon olduğunu, Türkiye’deki Kafkas Dernekleri Federasyonu' na 56 derneğin üye olduğunu ve “Geri Dönüş Programını” yakından takip ettiğimizi anlatarak başladım. Türkiye’de yaşayan Çerkes diasporasının, kendi isteği dışında 144 yıl önce sürgün edildiklerini ve 24 Mayıs 1999'da alınan Rusya Federasyonun No:99 kanuna göre Türkiye’deki Çerkes diasporasının Rus Hemşerisi olarak kabul edilmesi gerektiğini anlattım.

Geri dönüşü kolaylaştırmak için, Rusya Federasyonu' nun “Rusya Federasyonu Vatandaşlık” kanunda yer alan “Rusya Federasyonu vatandaşlığı almak isteyenlerin doğdukları ülkenin vatandaşlığından vazgeçmesi gerekir” ibaresinin kaldırılmasını talep ettim.
Toplantıya katılanlar, diasporada yaşayan Çerkeslerin, Rusya hemşerisi olduklarını kabul ettiklerini dile getirdiler. Tişkov V. ise kanundaki değişikleri tartışmak gerektirdiğini belirtti.
Toplantıya Dumanın ikinci başkanı Jernovski V. de katıldı. Jernovski; "yurt dışındaki hemşerilerin, sorunlarını bize bildirmesi gerekli aksi takdirde bizler bunları bilemeyiz" diye konuştu.
Gunda KORKUT (ANKUAB)

Beni çok heyecanlandıran bu girişimi yanlış bulanlar da çıkacaktır mutlaka. Ki etkinli yanlış bulanlardan biri, Sayın Kuban Kural 15. 11.2008 de konuyu Marje’ye taşıdı.

“Günlerce süren M. Ali tartışmalarından, Baskın Oran analizlerinden sonra aşağıdaki haber size soft gelecektir ama bir incelemenizi öneririm. Abhazya'nın Rusya tarafından tanınmasından sonra diaspora "temsilcilerinin!" yoğunlaştırılmış konsolosluk mesailerinin ardından bu "federal" çıkışa şaşırmamak gerekiyor sanırım...

"Issız geceler balıkçıları ne kadar heveslendirse de, o ıssız gecelerin sonu "alık" balıkçılar için acı hezimetlerle doludur "

Not: Bu kısa yorumda eleştirilen kesinlikle bayan Ankuab değildir...
İletinin hiç hiç ilgi uyandırmamasını sanal kamuoyumuzdaki olumlu değişikliğin bir göstergesi olarak algılıyorum.

Bildiğiniz gibi görüş değişikliği yaşayan kamuoyumuz en büyük sınavını, Gürcistan’ın Güney Osetya’ya son saldırısını izleyen, Rusya Federasyonu’nun Abhazya ve Güney Osetya bağımsızlıklarını tanıdığı günlerde vermişti.

İçinde sizlerin de rol aldığını bildiğim diaspora, sürgünden bu yana en kitlesel en sağlam, en bağımsız politik duruşunu gösterebilmişti. Duygusallığa da geçmişine de tutsak olmadı. Etkilenmek bir yana Türk kamuoyunun, Türkiye’nin çıkarının nerede olduğunu daha net görmesine de katkıda bulundu. Dünya konjonktürünün değiştiğinin bilincine vardı. Çıkarlar örtüştüğünde, kendisini süren imparatorluğun varisi ülkeden yana tavır konulabileceğini gösterdi. Bu net tavır gelecek kurgusuna çok büyük katkılar sağlayacak gelişmelere temel oldu. Dönüş ilgili devletlerin görmezden gelemeyecekleri bir konuma yükseldi.

Sayın Kuban Kural ile aynı görüşünü paylaşanların hiç olmadığı gibi bir sonuç çıkartacak kadar da iyimser olduğumu sanmayın sakın. Bu görüşte olanların destek vermeyiş nedeni, “biz ne yazarsak yazalım bunları “yanlış” yollarından döndüremeyiz” düşüncesi de olabilir. Ama bu da birkaç yıl öncesine göre olumlu bir değişme değil mi? Çıkarlar örtüştüğü için birlikte olma, aynı yönde yer almanın “ruh satmışlıkla” ilgisi olmadığının anlaşıldığı şeklinde algılanamaz mı? Buna da sevinilmez mi?

İzniyle biraz da son yazılarından birinde “Dönüşün başarısız” olduğunu yazan sevgili Babuk Ergün’e takılayım. Tanıyanlarınız biliyordur. Ergün'ümüz artık anavatanda. Ben onu çok önemsiyor olayımıza çok büyük katkıları olacağına inanıyorum. Anavatana dönme gerekliliğini iliklerine kadar kavrayıp da şu veya bu nedenle dönüşü göze alamayanların Dönüşü başarısız bulmalarını anlıyorum da, Uaşmaxue eteklerinden diasporaya seslenme mutluluğunu yaşayan “körükörüne” bir dönüşçünün” dönüşü başarısız bulmasını anlamakta zorlanıyorum.

Sevgili Ergün, anavatan toprağında yürüdüğün, kafelerinde sohbet ettiğin, anavatanda tiyatro konser izlediğin, anavatanın sorunları ile dertlenebildiğin, kimi sorunların çözümüne katkıda bulunabildiğin için çok mutlu olduğuna inanıyorum. Bu mutlulukları bizlere yaşatan dönüşü başarısız saymak biraz haksızlık olmuyor mu sevgili kardeşim.