KARTALLAR ve İNSANLAR

23.12.2006

                               
Dr. MEŞFEŞŞU Necdet Hatam
                                             
                                             

Son günlerim olağanüstü yoğun. İlgilenmek zorunda olduğum konular da çok çeşitli. CC’daki “Dağarcık”ı gününde yazamadım. Aslında hiç başlamadım da değil. Yarım kalmış birkaç yazı duruyor dosyalarında. Eh bu işin uzmanı olmayınca böyle oluyor. Gecikmeler… Yeterince beğeni derleyemeyen yazılar… Düşünüleni olduğu gibi anlatamayan, kim bilir  kimileyin istenilenden farklı anlaşılan yazılar…

İşte ben böyle bir atmosferdeyken Prof. Dr. dostumdan bir ileti aldım. İz sürerek ailesinin Balkan göçmeni Çerkeslerden olduğunu ortaya çıkaran arkadaşımla yetmiş altı yılının Ocak, Şubat ve Mart aylarında, asker ocağının okul döneminde başlayan dostluğumuz, ne mutlu ki sürekli ve yıllarla da pekişiyor.

Kartalın öyküsü, kendi yaşamımızla, halkımızın yaşam serüveniyle bire-bir örtüşmese de çok düşündürücü… Bizler gibi iflah olmaz “körü körüne dönüşçüler” için, halkımızın bir gün silkineceği, anavatana, yuvasına döneceği beklentisi içinde olanlar için ise umut verici bir öykü… Benim “dağarcık” ta kendine güzel bir yer bulan bu kartal öyküsünü bakalım siz nasıl bulacaksınız.

Dostumun izni ve dostuma teşekkürlerimle…



Kartal, kuş türleri içerisinde en uzun yaşayanıdır. 70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için, 40 yaşındayken çok ciddi ve zor bir karar vermek zorundadır.

Kartalın yaşı 40'a vardığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle beslenmesini sağlayan avlarını kavrayıp tutamaz olur. Gagası uzar ve göğsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır. Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır. Dolayısıyla kartal burada iki seçimden birini yapmak zorundadır.

Ya ölümü seçecektir ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir. Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürecektir.

Bu yönde karar verirse kartal bir dağın tepesine  uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde,  yuvasında kalır. Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar.

En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır. Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya  başlar. 5 ay sonra kartal, kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam  bağışlayan meşhur yeniden doğuş uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir.

Kendi yaşamımızda da sık sık bir yeniden doğuş süreci yaşamak zorunda kalırız. Zafer uçuşunu sürdürmek için, bize acı veren eski alışkanlıklarımızdan, geleneklerimizden ve anılarımızdan kurtulmak  zorundayız.

Ancak geçmişin gereksiz safrasından kurtulduğumuzda,  deneyimlerimizin yeniden doğuşumuzun getireceği olağanüstü sonuçlarından tam olarak yararlanabiliriz.

Her insanın hayatında bunu yapmak zorunda kaldığı  bir dönem vardır...