OLMAYANA ERGİ YÖNTEMİ

02.09.2006

                               
Dr. MEŞFEŞŞU Necdet Hatam
                                             
                                             

Son günlerde sanal ortamda “Anavatana Dönüş”ün yanından yöresinden, kıyı-bucağından kimileyin de doğrudan daha sık eleştirilir olduğunu siz de fark etmişsinizdir. Bu durum nedense beni ortaokul, lise yıllarıma götürdü, geometrideki kimi teoremlerin ispatı yöntemini anımsattı. Benim gibi okul yıllarını geride bırakan kimileriniz de anımsayacaktır bu yöntemi. Öğrenciler, üniversitelerde matematik-fizik bölümlerinde okuyanlar, meslekten olanlar, yöntemi zaten kullanıyorlardır. Hele öğretmenler… Kimilerinin kolay kavradığı, kimlerinin anlamakta güçlük çektiği yöntemi, sayısız öğrenciye anlatmaya çalışmışlardır.

Olmayana Ergi Yöntemi, kimi teoremlerin, ileri sürülen hipotezlerin doğruluğunun kanıtlandığı bir yöntem. Hipotez dışındaki görüşün olmazlığı, değilliği kanıtlanır, buradan hareketle de “bu görüş yanlış olduğuna göre diğer görüş, yani kendi görüşümüz doğrudur” denir. Son günlerde eleştirilerin sıklaşması karşısında, “Bunlar, yanlışlığına inandıkları  “Anavatana Dönüş”ü, dönüşçüleri karalamaya çalışarak, dönüşün önündeki engelleri sayarak kendi tezlerinin doğrulanacağını mı sanıyorlar acaba” diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Yanlış yöntemde ısrarlarını da anlamakta güçlük çekiyorum.

Anavatana dönüşü, belirttiğiz anlamda eleştirenlerin bizce en büyük yanlışı, dönüşçülerin anlatmaya çalıştığı ''Anavatana Dönüş’'ü değil de kendilerinin tanımladığı dönüşü eleştirmeleridir. Ancak daha önce başka bir sayfada belirttiğimiz gibi;  “…belirli bir düşünce eleştirilecekse eleştiriye temel olması gereken, çıkış noktası yapılması gereken şey o düşünce savunucularının söylemleri, yazıları olmalı. Eleştiriyi yapan kişinin eleştirdiği kişilerin söylediklerini, yazdıklarını, yaptıklarını değil de, kendi ürettiği söylemleri temel olarak almasının, nesnellikle, doğrulukla, gerçekçilikle… bağdaştırılabileceğini sanmıyorum.

Çıkarımlar, sanıya, öznel görüşe değil, mutlaka bilgiye, bilgi, belgeye dayanmalı, gerektiğinde de bilgi kaynakları gösterilebilmelidir.

Karşılaştırmalar benzer konularda, aynı ölçü birimleri ile ve bilinen anlamları ile yapılmalıdır. Kullanılan terimler, bilimsel anlamları ile kullanılmalıdır. Örneğin, ağırlık ölçü birimi olarak grama, tüm dünyanın verdiği anlamın verilmesi nasıl bir zorunluluk ise, asimilasyon, anadili kullanma özgürlüğü, etnisite, ulus vb terimler de bilimin anlayıp anlattığı gibi algılanmalı kendimize özgü anlamlar verilmemelidir...

Sorunun çözümü konusunda sorumluluk duyuluyorsa, benimsenmeyen görüşler, sadece eleştirilmekle kalınmamalı, çözüm önerileri de sunulmalıdır.

Sosyolojik olayların kişilere, kişilerin dünya görüşlerine göre, algılama düzeylerine göre, farklı algılanabileceği hep göz önünde bulundurulmalıdır. (…)”

Peki nedir Anavatana Dönüş?

- Anavatan Dönüş; ulusal ideadır, bir bayraktır. Sürgünün ilk günlerinde havaya kaldırılmış, kuşaktan kuşağa el değiştirmiş, dünya ve ülkeler koşullarına göre dalgalandığı yükseklik değişmiş, ancak hiç yere düşmemiş, bundan sonra da düşmeyecek bir bayraktır.

- Anavatana Dönüş, Sürgün’ün ilk günlerinden beri süregelen  halkımızın var olma  mücadelesidir. Bu mücadelenin siyasetidir.

- Anavatana Dönüş, her koşulda dönüşü savunmak, koşulları elverdiğinde dönüşü gerçekleştirmektir.

- Anavatana Dönüş, kişisel koşulları dönüşe el vermeyenlerin dönüş programına katkıda bulunmasıdır.

- Anavatana Dönüş’ün, ülke bağımsız olmalıdır, yalnız benim olmalıdır, yönetim demokrat olmalıdır, bağımsızlık amacı…  gibi bir ön şartı yoktur. 

- Anavatana Dönüş, nice sıkıntılarla bizlere, dönülebilecek bir ülke armağan eden kardeşlerimizin, ülkeyi daha yaşanılır kılma çabalarına katkıdır.

-Anavatana Dönüş; özetle, anavatan bekçileri ile birlikte nöbet tutmak, kardeşlerinin kaderini paylaşmak, bir nebze de olsa vefa borcu ödemektir.

Bu paradigma, ulusal kültürel değerlerini yaşatmak geliştirmek amacında olan Kuzey Kafkasya halkları arasındaki strateji, en azından taktik farklılığın nedenlerini anlamamıza da yardımcı olacaktır.

Çünkü;

- Anavatana Dönüş, Adıghe ve Abaza halklarının hem diaspora, hem de anavatan kesimleri için en öncelikli sorundur.

- Anavatanda yaşayan nüfuslarının en az dört katı tahmin edilen Adıghe ve Abaza diasporasının ulusal kültürel değerlerini yaşatıp geliştirebilecekleri olanakları sağlayacak tek yoldur.

- Anavatana Dönüş aynı zamanda, bu halkların anavatan kesimini de daha güçlü kılacak ulusal kültürel gelişimine katkıda bulunacak en öncelikli yoldur.

- Diğer Kuzey Kafkasya halklarının diasporik nüfusu, anavatandaki nüfuslarına göre önemsenmeyecek kadar azdır.

- Bu halkların anavatan cumhuriyetleri, diasporalarının anavatana dönüşünü değil de anavatanın sesi olarak diasporada kalmalarını tercih edebilir.

- Yine de, bu halkların diasporası, Anavatana Dönüş’ü,  ulusal-kültürel değerlerini yaşatıp geliştirmenin yolu olarak gördüğünde; cumhuriyetleri, tüm diasporalarının dönüşünü çok kısa sürede sağlayacak örgütlülük ve güçtedir.

- Adıghe ve Abaza halklarının Anavatana Dönüş’ü için, cumhuriyetleri ile birlikte diasporalarının da ekonomik ve örgütsel katkıları gereklidir.

- Anavatan ile ilişkilerin gelişmesi, anavatan ve diaspora kesimlerinin  ulusal kültürel sorunu ortak görmeleri, çözüm yollarını birlikte aramalarına paralel olarak diaspora örgütlerinin anavatana göre yeniden şekillenesi kaçınılmazdır ve bu süreç başlamıştır.

Burada küçük bir parantez daha açalım:

Futbola çok yakın ilgi duyanlardan değilim. Bu güne kadar stadyumda hiçbir maç izlemedim. Yine de Sayın Hıncal Uluç’un yıllar öncesi futbol yazılarını kaçırmaz zevkle okurdum. Futbolculara yıldızlar verilirken, futbolcuların başarılı ya da başarısız olduklarını söylerken nelerin temel alındığını sorgulardı hep. Futbol yazarlarının maçı, tribünlerde demlenerek sohbet ederek izlemelerinin futbol yazarlığı ile bağdaşmayacağını, ellerinde kağıt kalem futbolcuların kaç uygun pas attığını, kaç ikili mücadeleyi kazandığını, attığı şutların kaleyi tutma oranını… gol yiyen kalecilerin gollerdeki hata payını, yüzde yüz gollük kaç topu çıkardığını vb not etmeleri ve eleştirilerini bu veriler üzerine kurmaları gerektiğini vurgulardı. Dolayısı ile Sayın Hıncal Uluç’un, objektif futbol eleştirisi alanında küçümsenemeyecek katkıları olduğuna inanırım.

Sağlıklı sonuca varmak için objektif veriler, sağlıklı durum değerlendirmesi, salt futbol değil her konuda bir gereklilik olduğuna göre; Anavatana Dönüş siyasetinin başarı grafiği de kendi alanındaki objektif verilere göre değerlendirilmelidir. Kanımızca bu konu iki kategoride irdelenebilir.

1- Anavatana Dönüş ile karşısındaki siyasetlerin durumu karşılaştırılarak.

2- Dönüşçüler ile diğer siyasetlerin savunucuları karşılaştırılarak.

Dilerseniz bunları da gelecek yazılara bırakalım.